- 1 -

33.6K 2.6K 665
                                    

Bazen seçimlerimiz bizi beklemediğimiz noktalara ulaştırır. Seçim yapacağımız anda o yolu yürürken nasıl anlar yaşayacağımızı asla bilemeyiz. Her seçim bir kumar gibi gelir o yüzden. Ne yaşadığımızı bilmeyeceğimiz bir yola adım atar ve o yolun dikenler yerine çiçeklerle bezenmiş olmasını umarız. 

Ve hayatımızın bir noktasında yaptığımız en ufak seçimler bile bizi ummadığımız varış noktalarına götürür.

Benim o gün yaptığım önemsiz bir seçim gibi.

Oysa tek istediğim çilekli pasta yemekti. 

Annem her zaman çok yemek yediğimden şikayet eder ve başıma ne gelecekse boğazım yüzünden geleceğini söylerdi. Onun bunu söylerken aldığım kiloları düşünerek dile getirdiğini sanırdım ama hayır, sanırım tamamen başka bir konu için söylemişti.  

İş arkadaşlarımla bir iş için gittiğimiz mekandan dönerken pastanenin önünde durmuştuk. Burası oldukça popüler bir mekandı ve çilekli pastası efsaneydi. Arabadan inebilir arkadaşlarla vedalaştıktan sonra evime dönebilirdim. Oysa o an aklıma düşen çilekli pastayı yeniden tatmak için sabırsızlanıyordum. 

Şimdi yemeği çok istediğim çilekli pasta, pastanenin temiz fayansını süslüyordu. Başka bir zaman olsa kesinlikle bu manzara karşısında canım sıkılırdı. Harika bir pasta yerdeydi ama o an daha büyük bir sorunla karşı karşıyaydım. 

Yirmi yıllık eşim, hayat arkadaşım, yoldaşım, aynı yastığa baş koyduğum adam karşımdaki bir masada oturuyordu. Yalnız değildi. Yanında benden daha genç ve kesinlikle daha güzel bir kadın vardı. Bunu görmeme rağmen yine kötü düşünmeyebilirdim ama kadın ve eşimin arasında oturan sarı saçları iki yandan örülü, sekiz yaşından büyük olmayan kız kocamın koluna sarılmış bir halde ona baba diye sesleniyordu. 

Baba.

Ona baba diyordu. 

Gözleri mutlulukla bakarken sevgiyle seslendiği adam benim eşimdi ve bizim bir çocuğumuz yoktu. En azından benim yoktu. 

Yirmi yıllık evliliğimizde çocuk için delirdiğimi bilen Kocamın başka bir kadından çocuğu vardı. Çocukları zaman kaybı olduğunu söyleyen bu adam şimdi yanındaki kıza şefkatle bakıyor, ona pasta yediriyordu. Karşımda ki tablo bir ailenin mutlu anlarından birini yansıtıyordu. O halde aldatılan ben olmama rağmen neden kendimi bu tabloyu bozacak kötü insan gibi hissediyordum? 

Ne yapmalıydım? Gidip masayı dağıtmak hesap sormak bir seçenekti ama neye yarayacaktı? Onca yıl çocuk istemelerimi göz ardı eden adamın bir metresi ve çocuğu vardı. İçimdeki öfkeyi çocuğun gözü önünde atmak bana ne getirecekti? Neden hala bu durumda bile kendimi değil de başkalarını düşünüyordum? 

Sanki bina sallanıyordu. Masalar sandalyeler kayıyor, insanların sesleri boğuk bir gürültünün ardından geliyordu. Bayılmak üzereydim. Avuç içlerime batan tırnaklarımın verdiği acı bir kabusun içinde olmadığımın kanıtıydı. 

Lanet bir gerçeğin ortasındaydım. 

Ah Allah'ım bunu yaşamak için ne yapmıştım ben? Yıllardır her sorunumuzda elimden geleni yapmıştım. Onun bitmek tükenmek bilmeyen iş yoğunluğuna katlanmıştım. Ne için? Diğer ailesi ile vakit geçirmesi için mi? Benden boşanabilirdi. Ona dur demezdim. Ama beni ikinci kadın olarak hayatında tutmak istemişti. Peki ne için?  Midem bulanıyordu. Orada daha fazla kalamazdım. O adamla yüzleşemezdim. Gözlerim bir an mutlulukla gülümseyen kız çocuğuna kaydı. Hayır, onun bir günahı yoktu. Ona mutlu gününde kötü bir anı yaşatamazdım. Lanet olsun. 

"Affedersiniz bayan yeri temizlemem için müsaade eder misiniz?" dedi pastane çalışanı ve bilinçsizce geri adım attım. Bu hareketim arkamda ki sandalyeye çarpmama ve dükkanda tuhaf bir sesin yankılanmasına neden oldu. O an eşim olacak adam ile göz göze geldim. Esmer teni birden beyazlamış, mutlu ifadesi kaynar suya atılan buzun erime hızıyla kayboldu. Hayranlıkla baktığım yeşil gözleri endişe ile irileşmişti. Onun bu tepkisi istemsizce kahkaha atma isteği uyandırdı. Neden endişe ediyordu? Sekiz yaşlarında görünen bir çocuğu olması için evliliğimizin en azından son sekiz yılında beni aldatmış olması gerekirdi. Hem onunla beraber olup hem bana nasıl dokunabilmişti. Daha iki gün önce geçirdiğimiz gece aklıma gelince midem şiddetle bulandı. Buradan hemen gitmeliydim. 

90'lar YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin