Herkese merhabaaaa....
Yeniden bir maceranın sonuna geldik.
Hepimiz farklı yaşlarda farklı hayatlar yaşıyoruz. İçimizde bir yerlerde her zaman şu şöyle olsaydı böyle olabilirdi diye düşünürken hayatı kaçırıyoruz aslında. Bunu özellikle bir süre ben çok yaptım.
Hiçbirimiz Pelin gibi on yedi yaşımıza dönemeyeceğiz ( Tabi zaman yolculuğunu keşfedebilirseniz orası ayrı ) ama şunu söyleyebilirim ki bazı şeyleri düzeltmek için hangi yaşta olursak olalım geç değil. Hemen harekete geçip dur demeliyiz.
Otuz yaşıma ne zaman geldim bilmiyorum bile. Farkında olmadan geldi geçti hayat. Sonrasında bir koşturmaca derken nereye sürüklendim ben bile bilemedim. Sonra uyandım ve artık bazı şeylere dur demem gerektiğini fark ettim. Otuz yaşındaydım ve evet bazı şeyleri değiştirmek için kesinlikle geç değildi.
Ve on yedi yaşına gelmemiş kardeşlerim. Hayat önünüzde bir yol misali serili olacak ve bu yol çiçeklerle bezeli olduğu kadar dikenlerle taşlarla da dolu olacak. Siz yeter ki hedefinizden vazgeçmeyin. Sizi yolunuzdan çıkarmaya çalışan insanları duymayın. Ailenize ama en çokta kendinize hayırlı bir insan olun. Her zaman önce kendiniz sonra aileniz ve sevdikleriniz. Kendinize ne kadar değer verirseniz çevrenizde ki insanlarda size o kadar değer verecektir. Bunu asla unutmayın.
Hayat bize iyi veya kötü her ne getirirse onu elimizden geldiğince sabırla karşılamalı ve sonrasında ne yapacağımızı düşünmeliyiz. Hayatımda çoğu kez başıma gelen kötü bir şey belli bir zaman geçtikten sonra daha iyi bir olaya vesile olmuştur. Sizde bekleyin eminim o kötü günler geçecek ve sonunda güneşli bir günün sabahına uyanacaksınız.
Son olarak Nil Karaibrahimgil'in on yedi yaşına mesajı olan kayıdı var onu çok dinledim ,dinlerim size de bırakayım mutlaka dinleyin.
Yeni yolları, yeni kapıları hayatınızda bulmanız dileğiyle...
Bu kitapta da beraber olduğumuz için mutluyum. Kendinize çok dikkat edin.
Hoşçakalın.
Bu arada videoyu izleyecek interneti olmayanlar için sözleri de yazılı olarak ekledim.
Sizleri seviyorum.....
**********
Zaman makinası olsaydı ve kendi gençliğime,
mesela 17 yaşıma dönseydim kendime şunları
Söylerdim
En önemli şey aşk onu doya doya yaşa, bu bir.
Ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o
Sevdiğin şeyi yapabiliyormusun ona bak.
Yapmıyorsan boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın.
Yapıyorsan,
Dünyanın en şanslı insanlarından birisi dilini ısır kimseye söyleme.
Sevdiğin insanlar bul, işlerini onlarla yapmanın yollarına bak.
Hayat yap, et, çalış, başarla geçiyor.
Ve bu maroton çok sevdiklerinle geçerse
Iş yapmamış sürekli aşk yapmış olursun.
Bi kaç kişinin elini sıkı sıkı tut.
Onların dertleriyle dertlen,
Mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver.
Onları kaybetme.
Herşey değiştiğinde senin en orjinal
Halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak.
Kendini onunla bununla karşılaştırma.
Başkalarının kriterlerine göre seçim yap
MA!
O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin.
Oralarda ne işin var, senin yolun başka yokuşların başka!
Konu komşu ne der diye dinleme.
Komşu senin hayatın hakkında topu topu 15
Dakika konuşacak, Sense ölene dek onu yaşayacaksın.
Hareket et, hergün hareket etmeyi alışkanlık haline getir.
Bir spora kafayı tak, dansa kafayı tak, satranca kafayı tak.
Kafaya taktıkların ileride yaldız olup
üzerine yağacak, yaldız olup üzerine yağacak.
Hergün oku, herşeyi oku.
Ağaç olmak nasıldır, Van
Gogh olmak nasıldır, ikinci dünya savaşına katılmış olmak
Nasıldır, öğren!
Bir gün hepsi yapboz gibi yapışıp
Sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.
Kızlar; zekadan, çalışıp başarandan, ve espiriden hoşlanır.
Erkekler; güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır.
Hayat alışkanlıklıklarla yürüyor.
Birşeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir.
Alışkanlıksa la oluyor.
Beyin böyle programlanıyor.
Birşeyi sürekli yaparsan başka şeyi düşünmüyor, onu hep öyle yapıyor.
O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et!
Neyi alışkanlık yaparsan hayatın ondan oluşacak unutma.
Erken kalkmak kulağa berbat geliyo,
Biliyorum ama erken kalkan yol alır hayatımda
Duyduğum en doğru şey.
Bazen saat 8:
30 da üç şey bitirmiş oluyorsun ve
Inanamıyorsun zamanın göreceliğine.
Dedikodu yapma!
Dekikodu nasıl birşey biliyor musun, b
öyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi.
Ağzını, içini, evini kokutuyor.
Rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı.
Gül geç.
Hem dedikodu yapanların başına mutlaka
Ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip
Durdukları şey gelir unutma.
Hayatın mizah anlayışı böyle.
Kızlar güzel mi güzel bi kadın olduğunuzda kendi atınız olsun.
Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın.
Böylece ayrılıklarla ve boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz.
Atınızı kimse altınızdan alamaz.
Dört nala başka yere gidebilirsiniz.
Erkekler; yakışıklı mı yakışıklı bir
Erkek olduğunuzda kadınlara çocuklara ve hatta
Birbirinize asla el kaldırmayın.
O güç, güç değil!
Kaba kuvvet o.
Korkudan kaynaklanır.
Kaybetme korkusundan.
Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız.
Tam tersi avucu apaçık bırakacaksınız.
Kimseyi suçlama suçlamak; nasıl diyeyim, zehirli bi duygu.
İnsanı frenler, insanı kurban piskolojisine sokar.
Atıl bırakır.
Hatta şimdiden duvara " kendimi suçlu hissetmiyorum" yaz.
" Kendimi suçlu hissetmiyorum.
Kendimi suçlu hissetmiyorum.
Kendimi suçlu hissetmiyorum" yaz.
Çok faydasını göreceksin.
Ceplerden,
Bilgisayarlardan televizyonlardan uzak bir saat ayır kendine.
Kendinle sosyalleş yoksa unutursun nasıl biri olduğunu.
Hayatın, sana başkaları tarafından yansıtılmayan bi aslı var.
Onu dinle deniz kabuğu dinler gibi.
Yalnızlığını kimseye verme.
Yalnızlığın hariç herşeyi paylaş.
Çünkü hayat paylaşınca güzel.
Hergün şükret!
Teşekkürü dualarından asla eksik etme.
Teşekkür kadar insana iyi gelen birşey yoktur.
Birşeyi istemekten dilemekten bile iyidir.
Sıcacık yapar ruhunu.
Bendeki bana yeter, hatta artar bile dünyanın en güzel felsefesinidir.
Birinden birşey isteme onun yerine birine
Birşey ver, bak neler olacak seyret sonra.
Karanlık günler olacak.
Düşeceksin de.
Yaralar da açılacak.
O zamanlarda şunu unutma; Tünel bitecek.
Kalkacaksın da, kabuk da bağlayacaksın.
Sevdiklerine bıkıp usanmadan "
Seni seviyorum.
Seni çok seviyorum" de.
Hatta " sen ne yaparsan yap, kim olursan ol seveceğim" de.
Korkmaktan korkma.
Ödün bile kopsun.
Sonra kapa gözünü bas karanlığına.
Belki biri taş döşemiştir, kim bilir...
Böbürlenme, Kibirlenme, Köpürme.
Abart, Çoğalt, Parlat.
Böbürlenme, Kibirlenme, Köpürme.
Abart, Çoğalt, Parlat.
Hergün bir yazar tarafından
Hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle.
Böyle bir kahraman olmak ister miydin?
İstiyorsan başarıyorsun.
Ne mutlu sana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
90'lar Yeniden
FantasyÖmrünü adadığı erkek ona ihanet ettiğinde bir insan ne yapmalıdır? Pelin'in hayatı boka sarıyordu. Hayal ettiği işi yapamadığı gibi çocuk istediği eşinin başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrenmişti. Hayatından ne istediyse hiçbir zaman elde edemem...