GERÇEKLER

399 28 9
                                    

Hünkar ve Ali Rahmet sevişmenin verdiği yorgunlukla uyuyakalmışlardı. Gece birara uyanan Hünkar aşağıdan gelen sesleri duyunca hemen kocasını uyandırmıştı.
F; Ne oldu yavrum.
H; Bitanem aşağıdan sesler geliyor bir baksan.
F; Tamam yavrum ben bakarım sen böyle kalkma...
Ali Rahmet pijamalarını giyinip aşağıya inince konağa hırsız girdiğini anlamıştı. Ali Rahmet hırsızla mücadele ederken Demir de uyanmış yanına gelmişti Ali Rahmet'in. Aşağıda ne olduğunu merak eden Hünkar pijamalarını giyinip aşağıya inmek için odadan çıkınca merdivenlerde karşılaşmıştı kocasıyla.
F; Yavrum sen neden kalktın.
H; Ne olduğunu merak ettim.
F; Yavrum Demir'le beraber hallettik merak etme sen. Hadi gel yatalım biz.
Ali Rahmet ve Hünkar yataklarına girmiş, Hünkar başını kocasının göğsüne bırakıp uyuyakalmıştı. Ne kadar geçti bilinmez Hünkar gördüğü kabusla uyanmış ama kocasını rahatsız etmemek için başını kaldırmamıştı göğsünden. Yeniden uyumaya çalışmış ama gözünü her kapattığında o an gözünün önüne geliyordu.

Flashback
Hünkar şehir kulübünde ki toplantıdan çıkmış oğluna defter almak için çarşıda dolaşırken Rana ve Musa'yla karşılaşır. Musa Hünkar'ı görünce Rana'nın yanından ayrılıp ikisini yalnız bırakır. Hünkar her ne kadar Rana'yı görmek istemese de karşılaşınca mecburen selamlaşmışlardı. Rana Hünkar'ın canını acıtmak istediği için önce Ali Rahmet'ten konuyu açmıştı.
R; Ali Rahmet'in çok yakın arkadaşı olmana rağmen seni evimizde bir misafir edemedik doğrusu.Hani Ali Rahmet'in yakın arkadaşı olmasan mutluluğunu kıskandığını düşüneceğim.
H; Ali Rahmet'in mutlu olması beni de çok mutlu eder.Benden size tavsiye sakın bu konuları onun yanında açıp onu üzmeyin olur mu?
R; Ben onu üzmem merak etmeyin ama ona da aynı telkinlerde bulunsanız da hamile karısını üzmese. ....diyip uzaklaşmıştı oradan. Hünkar duyduğuyla yıkılmış kendisini toparlamak için muhallebiciye girip masalardan birine oturmuştu.

Hünkar o anları yeniden hatırlamış, akan gözyaşının kocasını uyandırmasına sebep olmuştu istemeden.
F; Yavrum ne oldu neden uyumuyorsun?
H; Yok bişey.
F; Anlatmayacaksın yani.
Başını kocasının göğsünden kaldırıp boynuna bir öpücük bıraktıktan sonra
H; Bitanem unutmak istiyorum. Ne olur anla beni....diyebilmişti sadece.
Ali Rahmet karısını üzmek istemediği için  çok 
üstelememiş"peki"diyebilmişti sadece ama içi hiç rahat değildi. Karısının canını acıtan birşeyler olduğunu ve bunu da kendisinden sakladığını anlamıştı. Derin derin bir gözlerine bakarken sabah güneşi de gökyüzündeki yerini almıştı.Ali Rahmet'in gözleri Hünkar'ın dudaklarında gezinirken ilk adım Hünkar'dan gelmişti. Hünkar yapışmıştı kocasının dudaklarına. Bir süre öpüştükten sonra Hünkar kendini geri çekip yataktan kalkmış duş almak için banyoya girmişti. Hünkar'ın banyoda olmasını fırsat bilen Ali Rahmet, Lütfiye'nin Berika'ya havaalanına kadar eşlik edeceğini bildiğinden hemen aşağıya inmiş çıkmadan yakalamıştı onu. Lütfiye'yi kolundan mutfağa çekip Hünkar'ın bir sıkıntısı olduğunu, onunla konuşmasını istemişti. Karısı banyodan çıkmadan yukarıya çıkıp oğlunu da alıp girmişti odaya. O oğlunu severken duştan çıkan Hünkar önce kocasının sonra da oğlunun yanağına bir öpücük bırakarak dolabın önüne geçip üzerini giyinmeye başlamıştı. Hünkar aşağıya inip Saniye gelmeden çayı koymuştu. Karısı aşağıda kahvaltı hazırlamakla uğraşırken Ali Rahmet'te duşa girmişti. Saniye gelmiş, Demir uyanmış, Çınar ve Ali Rahmet aşağıya inmişlerdi. Hep beraber masaya oturmuşlardı.Kahvaltıdan sonra Demir ve Ali Rahmet işe gitmek üzere evden çıkmış, Hünkar'sa oğluyla biraz vakit geçirdikten sonra seraya gidip çiçekleriyle ilgilenmeye başlamıştı.
Aradan geçen bir kaç saatin ardından Ali Rahmet karısının sıkıntısını öğrenmediği için çırçırda duramamış gidip konuşmaya karar vermişti. Arabaya binip çırçıra doğru yol alırken Lütfiye konağa varmış havanın güzelliğini fırsat bilip bahçede kitap okuyan Hünkar'ın yanına oturmuştu.
L; Hünkar Sultan birşey mi oldu sıkıntılı görünüyorsun.
H;Burda konuşulacak mevzu değil. Yukarıya odaya çıkalım.
Hünkar ve Lütfiye odada konuşurken konağa gelen Fekeli odada olduklarını öğrenince odaya çıkmış elini kapının koluna atmıştı ki içeride konuşulanları dinlemeye karar verip olduğu yerde durmuştu.
L; Bunu Ali Rahmet biliyor mu?
H; Hayır söyleyemedim. Nasıl söylenir böyle birşey.
L; Bilmesi lazım ama.
H; Evet ama söylediğim zaman Rana'yı kıskandığımı düşünürse.
L; Rana nasıl yapmış bunu hem de Musa'yla.
Ali Rahmet Musa ve Rana'nın adının aynı cümlede geçmesine bir anlam verememişti. Tam kapıyı açıp içeri girip sormaya karar vermişti ki Lütfiye'nin sorduğu soruyla vazgeçmişti.
L; Başka bilen var mı
H; Demir yanımdaydı o da biliyor.
Ali Rahmet bir hışım evden çıkıp çırçıra gitmiş, Demir'e duyduklarını sorup bildiği ne varsa anlatmasını istemişti. Demir bildiklerini anlatınca Ali Rahmet çırçırdan çıkıp son sürat yol almıştı nereye gittiğini bilmeden.
Demir konağı arayıp annesine durumu anlatmış
H; Ne yaptın sen Demir.
D; Anne Ali Rahmet abi sizin konuştuklarınızı duymuş, bana da ısrar edince bildiklerimi anlatmak zorunda kaldım. Nereye gitmiş olabilir sence.
H; Bilmiyorum Demir sen Musa'nın evine git Ali Rahmet oraya gelirse elini kana bulamasına mani ol.Ben bir yer var oraya bakayım. Hangimiz bulursak birbirimize haber verelim. Hünkar hem Demir'le konuşup hem de Saniye'ye seslenip Raci'ye arabasını hazırlamasını söylemesini istemişti. Demir'le anlaştıktan sonra telefonu kapatıp, çantasını alıp çıkmıştı. Yol boyu kocasının bir delilik yapmamış olması için dua etmişti. Aklına gelenle yolda karar değiştirip kabristana gitmeye karar vermişti. Kabristan'a vardığında kocasının arabasını gören Hünkar rahatlamıştı.Arabadan inmeden Raci'ye beklememesini çırçıra gidip Çetin'e Ali Rahmet'i bulduklarını Demir'e haber vermesini söyleyip inmişti arabadan. Kocasının yanına ilerlerken Ali Rahmet'in birşeyler söylediğini duymuş biraz geride kalıp dinlerken dizlerinin üzerine çöküp ağladığını görünce yanına gidip koltuk altlarından tutarak kaldırmıştı.
Fekeli kendisini kaldıranın karısı olduğunu görünce sarılmıştı.
F; Yavrum ne işin var burda
H; Seni almaya geldim....diyip geri çekilmiş kocasının gözyaşlarını silip konuşmaya devam etmişti.
H; Bana kızdın mı
F; Denedim ama olmadı. O kadar çok seviyorum ki sana kızamıyorum bile.
H; Kızma,küsme, kırılma. Söyleyemedim böyle birşey nasıl söylenir ki zaten.
F; Bana söylemediğin için değil, söylersen Rana'yı kıskandığını düşüneceğimi düşünmene kızdım. 
Hünkar kocasının dudağına küçük bir öpücük bıraktıktan sonra koluna girerek arabaya doğru yürümeye başlamışlardı. Ali Rahmet karısını arabaya bindirip kapısını kapattıktan sonra kendi tarafına geçip oturmuş arabayı çalıştırmak için kontak anahtarına el attığında Hünkar elini tutarak durdurmuştu onu.
H; Biraz sakinleş bitanem.Böyle araba kullanmana izin vermem.
F; Nasıl yaptı bunu bana anlam veremiyorum. Beni sevmiyor ya da sevmemiş, sevememiş olabilir ama bunu hak ettiğimi düşünmüyorum.
H:Bitanem kimse böyle bir şeyi hak etmez ki. Hadi çalıştır arabayı gidelim.
Ali Rahmet arabayı çalıştırmış konağa doğru giderken Raci'de çırçıra varıp kendisine verilen emri yerine getirmişti. Ali Rahmet arabayı sağa çekip biranda durmuş
F:Yavrum bir süre buralardan uzaklaşmak istiyorum. Gidelim buralardan.
H :Bitanem ben de çok isterim ama karnım burnumdayken hiçbir yere gidemem.
F:Haklısın yavrum düşünemedim bencillik ettim. Doğumdan sonra gideriz o zaman.
H:Yok hayır istersen evimize, bağ evine ya da eski konağımıza gidelim baş başa biraz vakit geçirmiş oluruz.
F:Çınar'ı alıp evimize geçelim zaman ama kendini yormak yok.
Ali Rahmet iki günde bir çalışanlardan birini gönderip temizlettiriyordu o evi olur da giderlerse karısı temizlik yapmakla uğraşmasın diye. Konağa varıp birkaç parça eşya vr Çınar'ı alıp evlerinin yolunu tutmuşlardı. Evlerine vardıklarında Hünkar oğlunu uyutup kendisi de dinlenmek için yanına uzanmıştı. Odaya giren Ali Rahmet yatağa gidip karısının yanına uzanıp sıkıca sarıldıktan sonra
F:Sana ihtiyacım var bana tek iyi gelen şey sensin.
Karısının kokusuyla huzur içinde uyuyakalmıştı. Hünkar kalkıp yemek hazırlamış birkaç saat sonra kocasını öperek uyandırmıştı. Birlikte yemek yemiş bahçedeki salıncakta otururken Ali Rahmet başını karısının omuzuna koyup karnını okşarken Hünkar Çınar'a hamile kalmadan önce yaşadıklarını düşünürken Ali Rahmet'te kızını, onunla ilgili hayallerini düşünmeye başlamıştı.
H:Ne düşünüyorsun dur tahmin edeyim kızımızı mı düşünüyorsun.
F:Evet. Annesi gibi güzel, zümrüt gözlü, yaman bir kız olur inşallah.
H:Bakıyorum da benim babası gibi yakışıklı, iyi yürekli oğlumu unuttun.
F:Olurmu öyle şey yavrum. Hünkar ne diyecem biz kızımızın adını Zeynep koymasak mı?
H:Neden?Yoksa Cihan ve Zeynep'in senin çocukların olmadığını mı düşünüyorsun.
F:Neden olmasın belki onlar da Musa'nın dır. Ben hep aylarca şehir dışında kalıp döndüğümde Rana'nın hamile kaldığını öğreniyordum ama hiç aklıma gelmezdi.
H:Bitanem ben Rana'yı Cihan'a hamileyken Musa'yla çarşıda görmüştüm.
F: Sana kötü birsey mi dedi
H: Ali Rahmet'in yakın arkadaşı olmana rağmen seni evimizde bir misafir edemedik. Ali Rahmet'in yakın arkadaşı olmasan mutluluğumuzu kıskandığımızı düşüncem dedi. Ben de bu durumu Ali Rahmet'in yanında konuşup onu üzmeyin dedim.
F:Belli ki Rana seni kıracak, üzecek şeyler söylemeye devam etmiş.
H: Ona da aynı telkinlerde bulunun ki hamile karısını üzmesin dedi.... Derken yine gözyaşlarına söz geçirememişti.
H: O an ne kadar çok ölmeyi istedim bilemezsin.
Birbirlerine sarılıp ağlamışlardı.
F: Sen Rana'nın doğumuna bir hafta kala o yüzden mi yurtdışına gitmiştin.
H:Evet.
F:Ben de sen döndüğünde duyup üzülme diye İstanbul'a gidip yerleşmiştim.
İkisi de birbirleriyle dertleşip, kah ağlayıp kah gülüyorlardı.
H:Bitanem artık düşünme bunları bak artık ben varım. İkimiz de geçmişte yaşadıklarımızı unutup hayata ve birbirimize sarılmaya devam edicez söz ver bana.
F:Hayattaki tek iyikimsin. Söz veriyorum.
İYİ OKUMALAR
  Hem karışık hem de çok saçma oldu galiba.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin