BİR ÖMÜR YETER Mİ SANA DOYMAYA

370 30 10
                                    

Siyah araba konağın önünde durduğu zaman gecenin karanlığı hareketlenir gibi olmuştu. Konağın önü çoktan sessizliğe bürünmüş, çocukların gündüz hayhuyunun gürültüsü güneş ışığı ile istirahate çekilmişti. Kendi anahtarlarıyla kapıyı açıp içeriye girmişlerdi.Ali Rahmet ve Hünkar Lütfiye'den Çınar'ı alıp odalarına geçmişlerdi. Hünkar yol yorgunluğuyla yatağa girer girmez hemen uyumuş, Ali Rahmet ise ağrısı olur ya da birşeye ihtiyacı olur diye başucunda oturup beklemişti. Sabaha karşı eve geldikleri için kimsenin henüz haberi yoktu evde olduklarından. Karısı derin uykunun kollarındayken duşa girmişti Ali Rahmet. Duştan çıkıp üzerini giyinirken uyanan karısı seslenip
H; Bitanem neden uyumadın.
F; Ağrın olur ya da birşeye ihtiyacın olur diye bekledim.
H; Kokun hariç hiçbir şeye ihtiyacım yok. Hadi gel yanıma yatalım.
F; Yavrum uyu sen benim uykum yok.
H; Günlerdir gözünü kırpmadan başımda bekledin. Hadi bitanem gel yatalım bugün yataktan çıkmak istemiyorum.
F; Tamam yavrum
Ali Rahmet kendi tarafından yatağa girince Hünkar hemen başını göğsüne bırakıp uyumaya başlamıştı.Birbirlerine sarılıp birbirlerinin kokusuyla hasret kaldıkları yataklarında derin uykunun kollarındaydılar. Gecenin ilerleyen saatlerinde girmişlerdi konağa uyuduklarında hava aydınlanmak üzereydi. Lütfiye'yi uyku tutmamış, mutfağa girip börek yapmaya başlamıştı. Biraz sonra Saniye'nin de gelmesiyle çayı da koymuştu Lütfiye.
S; Günaydın Lütfiye hanım hoşgeldiniz
L; Günaydın Saniye Hoşbulduk. Ben börek yaptım çayı koydum bir Çınar'a bakıp geleyim.
S; Gerisini ben hallederim Lütfiye hanım.
L; Ha Saniye Hünkar Sultan ve Ali Rahmet yukarıdalar haberin olsun....
Diyip Çınar'a bakmak için yukarıya çıkmıştı. Çınar'ı kontrol edip odadan çıktığında Demir'le karşılaşmıştı.
D; Günaydın Lütfiye teyze Hoşgeldin.
L; Günaydın canım.
D; Annem nasıl
L; Uyandığında kendin sorarsın nasıl olduğunu. Odalarında uyuyorlar şimdi.
Demir'le beraber aşağıya inip masanın hazırlanmasına yardımcı olmuşlardı. Hünkar uyanmış biraz geri çekilip doğrulmuş başını avucunun içine bırakıp uyuyan kocasını izlemeye başlamıştı ki dayanamayıp öpmüş ve saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Hünkar kocasının saçlarıyla oynarken açmıştı gözlerini kocası.
F; Ne oldu yavrum ağrın mı var.
H; Uykucu özledim seni ondan uyandırdım.
F; Öyle desene be yavrum
Ali Rahmet yataktan doğrulup karısının dudaklarına yapışır.Bir süre sonra Hünkar kendini geri çekip boynunu ovmaya başlar.
F; Ne oldu yavrum.
H; Boynuna tutulmuş ağrıyor.
Hünkar konuşurken Ali Rahmet yataktan kalkınca, Hünkar kocasının kendisini dinlemek istemediğini düşünmüştü ki Ali Rahmet karısının arkasına geçip boynuna ve omuzlarına masaj yapmaya başlamıştı. Biraz masaj yaptıktan sonra
F; Yavrum aşağıda ağrı kesici krem vardı onu sürüp sıcak havlu sardık mı bişeyi kalmaz....
Diyip odadan çıkmış aşağıya inip Saniye'den kremi istedikten sonra sıcak havlu isteyip odaya çıkmıştı. Karısının boynuna kremi tatbik ederken Saniye'de havluyu getirmişti. Saniye'nin elinde sıcak havluyla yukarıya çıktığını gören Lütfiye peşine takılmış, odaya girip olan biteni öğrenmişti.
L; Siz hiç çıkmayın yataktan ben size yiyecek birşeyler göndericem.
Saniye yemeleri için Lütfiye'nin yaptığı börekten de koyduğu bir tepsi hazırlayıp odaya çıkarmış, kenardaki masanın üzerine bırakmıştı. Fekeli tepsiyi ordan alıp yatağa getirmiş karısına kendi elleriyle yedirmeye çalışırken Hünkar da ona yedirmeye başlamıştı. Hünkar'ın ağzının kenarına bulaşan reçeli Ali Rahmet öperek temizlemişti. Tepsidekileri bitirdiklerinde Fekeli tepsiyi kenara bırakıp yatağa döndüğünde başını karısının bacaklarına bırakıp yüzünü izlemeye başlamıştı.
F; Henüz ilk yağmur yağmamışken dünyaya
İlk kar düşmemişken
Denizin ilk dalgası vurmamışken sahile
İlk kuş yuvası henüz yapılmamışken
Ve Nazım şiirlememişken daha yüreğimizi
Ben sana aşıktım ey rüzgar saçlım
Sen benim gözümün gördüğü en güzel şeysin.
BİR ÖMÜR YETER Mİ SANA DOYMAYA
Çekik gözlü bir türküsün dalımda
Ha patladı ha patlayacak
Sen benim hissettiğim en güzel şeysin
Yaşamam senin elinden olacak
Sen benim dokunduğum en güzel şeysin
Ellerim kırılsın yalanım varsa
Her baharda gelin gibi süslenirken ağaçlar
Senden daha güzel bir şey kokladımsa eğer
Cehenneme kadar yolum var
Sen azgın denizlerin poyrazlarında
En ölümcül kabusları haykırırken yağmur kuşları
Dalgaları boğarken tedirgin lodoslar
Kaçıp kaçıp sığındığım koyumsun
Sen zannetme benim beş duyumsun
Ruhumu verir gibi soyunduğumsun.
Hünkar eğilip kocasının dudaklarına bir öpücük bırakmıştı. Ali Rahmet'te karısının karnına bir öpücük bırakmıştı.
H; Ben de ne zamandır neden bana şiir okumuyor acaba diye düşünüyordum.
F; Yavrum başbaşa kalamadik ki bir türlü.
Karı koca tatlı tatlı sohbet ederken, avukattan aldığı kötü haberle çırçırda içi daralan Demir konağa gelmiş, kucağında kardeşi Çınar'la Fekeli çiftinin odasının kapısına dayanmıştı.
H; Gel
Demir kapıdan başını uzatmış
D; Annem müsait misiniz?
F; Gel evlat gel.
D; Nasılsın anne,
H; Iyiyim oğlum biraz dinlenince daha iyi olucam.
D; Dinlen anneciğim düşünme hiçbir şeyi.
H; Senin canın mı sıkkın oğlum.
D; Kızımı alabilmem için bir işimin olması gerekiyor. Ali Rahmet abi müsaade ederse senin çırçırdaki odanı kullanmak istiyorum bir süre. İslerimi ordan yüruteceğim.
F; Aşkolsun Demir çırçırda annenin ne kadar hakkı varsa senin de o kadar hakkın var.
H; Oğlum holdingin başına neden geçmiyorsun.
D; Istemiyorum anne .Hatta ordaki bütün hisselerimi satmayı düşünüyorum.
H; Bana kalırsa tek sorun bu değil Demir değil mi.
D; Ben çalışma odasındayım. Tekrar geçmiş olsun Anne. ..diyip çıkmıştı odadan.
Hünkar oğlunun sorduğu sorudan kaçmasına hem üzülmüş, hem anlam verememişti. Karısının üzüldüğünü gören Ali Rahmet
F; Yavrum ben yarın Demir'le yemeğe çıkar konuşurum. Durum neyse anlarım sen merak etme.
H; Sen ne iyi adamsın. Nasıl bir iyilik ettim de seninle ödüllendirildim acaba.
F; Senin dünyaya gelmen insanlık adına yapılmış en büyük iyilik.
H; Deli
Fekeli karısının dudaklarına yapışmıştı. Hünkar'ın da karşılık vermesiyle daha ateşli bir hal almıştı öpüsmeleri. Onlar öpüşürlerken Lütfiye'nin kapıyı açıp içeriye girdiğini fark etmemislerdi. Sessizce kenardan onları izleyen Lütfiye Ali Rahmet'in karısının pijamasının düğmelerini açtığını fark edince bunun sadece öpüşmeyle sınırlı kalmayacağını anlayınca öksürerek orda olduğunu belli etmişti. Lütfiye'nin öksürüğüyle ayrılmışlardı birbirlerinden.
F; Sen ne zaman geldin Lütfiye.
L; Vallahi ben bu kadar ileri gidebileceğinizi tahmin etmemiştim.
F; Lütfiye biz evliyiz. Her karı kocanın yaptığını yapıyoruz. Karımı utandırma lütfen.
L; Hay hay ağam .Ben Hünkar Sultan'ın sütünü getirmistim. Keyfinize bakın ama dikkat edin yeni hastaneden çıktı Hünkar. Hadi size iyi çalışmalar....
Diyip çıkmıştı odadan son söylediğini onları kızdırmak için söylemişti ama hem utanmış hem de pişman olmuştu. Akşam yemeği saati geldiğinde Lütfiye yemeğe çağırmak için yukarı çıktığında hem söylediği sözden ötürü özür dilemiş hem de yemeğe çağırmıştı. Yemekten sonra çaylarını içip odalarına çekilmişlerdi yeniden.Biraz kitap okuduktan sonra uyumuşlardı. Sabah Ali Rahmet uyanıp saatin on olduğunu görünce karısının alnına bir öpücük bıraktıktan sonra üzerini değiştirip çıkmıştı evden. Hünkar uyanıp kocasını yanında göremeyince üzerini değiştirip aşağıya inmiş, Lütfiye den kocasının çırçıra gittiğini öğrenince odaya çıkıp çırçırı aramıştı.
H; Alo Ali Rahmet
F;  Yavrum birşey mi oldu
H; Evet oldu. Beni yatakta yalnız bırakmayacaktin hani.
F;  Yavrum çok güzel uyuyordun kıyamadım uyandırmaya. Hem günlerdir yokum biliyorsun çırçırda durumlar ne ona bakmaya geldim. Birazdan Demir'le yemeğe çıkıcaz sen de gelsene.
H; Yok bitanem siz gidin konuşun.Erken gel olur mu özledim seni.
F;  Ben de özledim yavrum. Hadi dikkat et kendine. Kahvaltını yap görüşürüz.
Hünkar telefonu kapatır kapatmaz Saniye'ye seslenip tepsi hazırlayıp getirmesini söyler. Hünkar yemeğini yiyip oğluyla ilgilenirken Lütfiye gelip boynuna krem sürüp masaj yapmıştı. İki dost sohbet ederken Demir ve Ali Rahmet yemeğe gitmek üzere ayrılmışlardı çırçırdan. Şehir kulübüne gelmiş masaya oturup sipariş verdikten sonra başlamışlardı konuşmaya.
F;  Evlat son zamanlarda çok dalgınsın. Bir problem mi var yoksa mevzu avukat hanım mı?
D; Nerden anladın abi.
F; Evlat bizde geçtik bu yollardan. Benim Yaman hanıma vurulduğum gibi sen de ilk görüşte avukat hanıma vuruldun değil mi?
D; Senden birşey saklamıycam abi evet.Ama keşke senin gibi sevebilsem. Annemi o kadar güzel seviyorsun ki.
F; Evlat ilk karını bilmem ama sen Züleyha'yı güzel sevdin ama onun gönlü başkasında olduğu için istemediğin şeyler yaptın.
D; Yok abi ben babam gibi kırıp dökerek sevdiğimi sanıyorum. Sevdiğim insanlara hep zarar veriyorum. O yüzden Meltem'e de aynı şeyleri yaşatırım diye korkuyorum.
Garson siparişleri getirince konuşmayı kesip bir süre etrafı izlemislerdi.
F; Sevda ateşi düştüyse gönlüne yarin gözünden düşen tek damla yaş senin yüreğinde taş olur evlat. Peki avukat hanımın bu durumdan haberi var mı?
D; Yok abi. 2 kere gördüm bir daha ne zaman görürüm bilmiyorum.Dosyada sıkıntı çıksın diye uğraşıp duruyorum.
F; Böyle olmaz evlat konuş avukat hanımla bilsin duygularını.
D; Ama abi....
F; Yemeğini ye soğumasın.
Yemekten sonra Ali Rahmet Demir'i avukatla konuşması için avukatın ofisine göndermiş, kendisi de çırçıra geri dönmüştü. Usta başını çağırıp kendisi burda yokken neler olup bittiğini anlatmasını istemişti. Demir'in patron gibi oturmayıp yükleme yaptığını, fabrikada makinelere geçip çalıştığını anlatmıştı. Ali Rahmet duyduklarıyla çok şaşırmış, bir o kadar da annesinin hatrına bile olsa kendisine emanet edilen yere gözü gibi baktığını bilince sevinmişti. Kontrol etmesi gereken iki dosyayı da alıp erkenden eve geçmişti.Karısının odada olduğunu öğrenince odaya çıkmış, yatağa uzandığını görünce uyuduğunu düşünüp çalışma odasına geçmişti. Dosyaları incelemeyi bitirip hat yazmaya başlamıştı ki karısının içeri girmesiyle oturduğu yerden kalkıp sarılmıştı.
F; Geldim uyuyordun ben de rahatsız etmedim.
H; Uyumuyordum canım uzanmıştım öyle.
F; Boynun nasıl ağrıyor mu hâlâ
H; Lütfiye krem sürüp masaj yaptı, sıcak havlu da sardım bir iki güne birşey kalmaz.
Elini karısının karnına koyup
F; Peki kızım nasıl.Oğlum nerde
H; Iyi merak etme. Çınar uyuyor.Hadi gel aşağıya inelim.
Ali Rahmet Saniye'ye aşağıda yatak yaptırıp zorla da olsa yatırmıştı karısını. Akşam yemeği hazırlıkları başlarken mutfağa gidip Demir'in sevdiği yemeklerden yapmasını söylemişti Saniye'ye. İçeriye döndüğünde Hünkar Demir'le konuşup konuşmadıklarını sormuştu.
F; Konuştuk yavrum.
H; Aşık mı olmuş.
F; Benim anlatmam doğru olmaz Yaman hanım....diyip kızdırmıştı karısını.
H; Bu mevsim de başına güneş geçti herhalde ben annesiyim neden doğru olmayacakmış?
Hünkar'ın sinirli hali kocasının hoşuna gitmiş olacak ki karısının dudaklarına yapışmıştı. Hünkar'ın karşılık vermesiyle bir süre öpüşürler Hünkar kendini geri çekip Ali Rahmet'i iter.
H; Napiyorsun etraf insan dolu. Lütfiye'nin diline düşücez yine.
F; Tamam yavrum haklısın. Yavrum oğlumuz ilk görüşte vurulmuş avukat hanıma tıpkı bizim birbirimize vurulduğumuz gibi. Ama avukat hanımın bu durumdan haberi yokmuş ben de Demir'i avukatın ofisine yolladım bir yemeğe çıkıp konuşsunlar anlatsın herşeyi diye.
H; Ya kız aşkına karşılık vermezse Ali Rahmet napicaz o zaman. Çok acı çekecek Demir.
F; Sen şimdi avukat hanımı bırakta biraz dinlenmene bak koca insanlar konuşarak anlaşşınlar.
H; Ama Demir'in canı yanacak.
F; Bizim de canımız yandı yavrum.Biz anne babamızın istediğini yaptık diye canımız yandı, bırak onlar nasıl biliyorlarsa öyle yapsınlar.
Ali Rahmet karısını yatırmış, üzerini örtmüştü. Ali Rahmet kitabını okurken Hünkar'da uykuya dalmıştı. Kızlar akşam yemeği için masayı hazırlarken telefon çalmış Ali Rahmet cevaplamıştı.
F; Alo
D; Alo Abi beni yemeğe beklemeyin Meltem'in işi yeni bitti biz yemeğe gidiyoruz.
F; Tamam evlat keyfine bak sen.
D; Görüşürüz abi.
Ali Rahmet karısını uyandırmış Berika ve Lütfiye'nin gelmesiyle yemeğe başlamışlardı
F; Yavrum sakın Demir'i yok saydığımı onu beklemediğimi düşünme. Aradı gelmeyeceğini haber verdi.
H; Yok canım ben öyle düşünür müyüm hiç. Afiyet olsun herkese.
B; Hünkar ben boşanma davası açmaya karar verdim.
H; İsabet olmuş bu kadar beklemen hataydı zaten.
Hünkar'ın karnı büyüdükçe aldığı kilolar dikkatlerden kaçmamıştı. Çınar'a hamileyken bu kadar kilo almamıştı ama Ali Rahmet onun bu halini de çok sevmişti. Hünkar kendi tabağındakileri bitirmiş kocasının tabağından yemeye başlamıştı. Yemekten sonra Saniye'nin çayın yanında getirdiği tatlılar Hünkar'ın iştahını kabartmıştı. Hünkar 3.tabak tatlıyi yemek isterken midesi bulanmış masadan kalkmıştı. Hünkar banyoya giderken Ali Rahmet'te peşinden gitmişti. Hünkar kusmuş içini boşaltmıştı.
H; Ali Rahmet ben çok mu yedim
F; Biraz yavrum ama sen iki canlısın.
H; Bundan sonra çok yememe müsaade etme.
F; Yavrum ben sana nasıl yeme derim. Hadi yavrum odamıza gidelim.
Ali Rahmet ve Hünkar odalarına çekilmişlerdi. Hünkar başını kocasının göğsüne bırakıp uyuyakalmıştı. Aşağıdan gelen kapı sesini duyan Fekeli karısının başını yavaşça yastığa bırakıp aşağıya inmişti kapıya bakmaya.
İYİ OKUMALAR

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin