SEVMEYE, BAKMAYA DOYAMADIĞIM

461 31 9
                                    

Ali Rahmet'in havaalanında gördüğü adam birkaç gün önce kebapçıda Sevda'nın yanında gördüğü adamdı. Yanındaki ne kadar şapka ve gözlükle kendini kamufle etmeye çalışsa da Züleyha olduğunu anlamıştı Ali Rahmet. Karısına birşey belli etmemek için hiçbir şey yokmuş gibi davranıp uçağa doğru ilerlerken eşlik etmişti onlara..Istanbul'a inip otele vardıklarında herkes odasına çekilmiş Hünkar yorgun olduğu için duş alıp oğluna sarılıp uyumuştu. Ali Rahmet'te duşunu alıp bir süre balkonda oturmuş sonra lobiye inmişti. Ali Rahmet Adana Havaalanında gördüklerini anlamlandırmaya çalışırken Lütfiye de yanına gelmiş Adana Havaalanından beri yüzünün düştüğünü söyleyip sıkıntısı neyse anlatmasını istemişti. Ali Rahmet havaalanında Sevda'nın kebapçıdayken yanında olan adamı ve ne kadar kendini kamufle edip tanınmamaya çalışsa da yanındaki kadının Züleyha olduğunu anladığını söylemişti Lütfiye'ye.
L; Ali Rahmet canım sen şimdi Hünkar'a birşey belli etmemeye çalış şu birkaç günü atlatalım icabına bakarız. Sen Yılmaz'a haber verdin mi.
F; Hünkar bunu hiç duymasın çok üzüldü zaten daha fazla üzülmesini istemiyorum. Lütfiye ben Hünkar'ın yanına çıkayım ama sen Yılmaz'ı arayıp konuştuklarımızı anlatır mısın?
L; Tamam sen düşünme bunları hadi git karına bak uyandır daha hastaneye gideceksiniz.
Ali Rahmet yukarı odalarına çıkıp öperek uyandırmıştı karısını.
F; Hadi yavrum kalk hastaneye gideceğiz ordan da yemeğe gideriz
H; Tamam bitanem kalkıyorum sen de Lütfiye'ye söyle hazırlansın.
Hep beraber hastaneye gitmek üzere çıkmışlardı otelden. Hastaneye vardıklarında Lütfiye Çınar'la arabada kalmak isteyince Hünkar ve Ali Rahmet beraber girmişlerdi hastaneye Doktorun odasına ulaştıklarında yapılan muayeneden sonra tahlil verip çıkmışlardı. Hünkar arabaya binip Lütfiye'ye dönerek sormuştu.
H; Bizimle içeri gelmek istemedin ama sıkılmadın inşallah
L; Yok canım ne sıkılması Çınar'ı severken vaktin nasıl geçtiğini bile anlamadım
Ali Rahmet Lütfiye'ye bakarak sormuştu
F; Ee nereye götüreyim sizi.
L; Yalnız onu sen bana değil karına soracaksın canım.
H; Farketmez bitanem.
Ali Rahmet şık bir restoranın önünde durmuştu. Hep beraber oturacakları masaya geçip siparişlerini verdikten sonra Hünkar izin isteyip kalkmıştı. Hünkar masaya döndüğünde yemekleri de gelmişti. Kahkahalar eşliğinde yenen yemeğin ardından boğaz turu yapıp otele döndüklerinde akşam yemeği saati de gelmişti. Hünkar canının istemediğini söyleyip yemeğe inmeyince Ali Rahmet ve Lütfiye de inmemişti. Hünkar biraz oğluyla ilgilenip uyuttuktan sonra balkonda biraz kitap okuyup içeri girmiş pijamalarını giyinip yatağa girmişti. Ali Rahmet'te pijamalarını giyinip yatağa girince Hünkar başını kocasının göğsüne bırakmış uyumaya çalışırken aklına gelen soruyu sormak için başını kaldırınca kocasının gülen gözlerle kendisine baktığını görmüştü.
H; Canım sana birşey sormak istiyorum.
Fekeli karısının dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra;
F; Sor bitanem.
H; Bugün Adana'da havaalanında birara yüzün düştü bir problem mi var?
F; Yok yavrum sana öyle gelmiş hem sen bunları düşünme.
H; Lütfiye'de de sende de bir tuhaflık var ama neyse yakında çıkar kokusu.... diyip kocasının boynunu öptükten sonra tekrar kocasının göğsüne bırakmıştı başını. Hünkar derin uykunun kollarındayken Ali Rahmet gördüklerini anlamlandırmaya çalışırken hiç uyuyamamıştı. Sabah olup Hünkar uyandığında kocası yeni kapatmıştı gözlerini. Hünkar uyanıp duşa girmiş, oğluyla ilgilendikten sonra resepsiyonu arayıp kahvaltıya inemeyeceklerini kahvaltıyı odaya istediklerini söyleyip kapatmış kocası biraz daha uyusun diye rahatsız etmemişti. Oda servisinin gelmesiyle kocasını öperek uyandırmış sonra Lütfiye'yi arayıp odaya davet etmişti. Onlar kahvaltı yaparken Çukurova da Züleyha yine bir oyun peşindeydi belli ki hapishaneye Demir'i görmeye gidip Sevda ile ilgili bütün olan biteni ve şüphelerini anlatıp bu olayın aydınlatılmasıyla ilgili yanında olmasını bildiklerini anlatmasını istemişti.
D; Senin amacın ne Züleyha.Sen pek hoşlanmazdın Sevda Hanımdan.
Z; Sadece sana yardımcı olmak istiyorum.
D; Züleyha Yılmaz'ın soyadı altındayken gelip burda beni görmen doğru mu?Benden boşanabilmen için annem sana destek olurken onun yanındaydın da ne değişti şimdi karşısına geçtin. Doğru ya sen annemi hiçbir zaman sevmedin şimdi de senden beklenen sinsilikle anneme oyun oynayacaksın ve benimde buna alet olmamı istiyorsun öyle mi. Bak Züleyha burda insanın düşünmek için çok zamanı oluyor.Ben gerçekten hiç hak etmediği şeyler yaşatıp çok üzdüm. İnan bana köpek gibi pişmanım. Ben artık annemin arkasından iş çevirmek istemiyorum .Hem eğer dediğin gibi Sevda hanımın başına birşey geldiyse ve bunu annem ya da Fekeli yaptıysa kusura bakma ama iyi yapmışlar çünkü Sevda hanım haketti yasadığı her şeyi.Şimdi defol git gözüm görmesin seni ha bu arada annemden ve ailesinden uzak dur pişman ederim seni.
Züleyha Demir'den böyle bir tepki beklemediği için çok bozulmustu ve o adamın yanına gidip yeni bir plan hazırlığı yapmaya başladılar. İstanbul'da Fekeli çifti ve Lütfiye kahvaltılarını yapıp hastaneye gidip sonuçları almak üzere otelden ayrılmışlardı.Bir süre sonra hastaneye vardıklarında Fekeli ve Hünkar el ele doktorun odasına girip sonuçları alıp el ele ayrılmışlardı hastaneden.
F; Lütfiye ikinci kez baba oluyorum.
L; Gözün aydın. O zaman dışarıda fazla oyalanmayalım Hünkar'ın dinlenmesi lazım.
H; Yok canım iyiyim ben. Ali Rahmet hemen dönmeyelim biraz kalalım olur mu?
Ali Rahmet karısının elini tutup dudaklarına bir öpücük bırakıp konuşmuştu.
F; Sen ne zaman istersen o zaman döneriz yavrum. Sen yeter ki düşünme bunları, üzülme.
Dışarda yemek yiyip otele geçmislerdi Hünkar dinlenirken Ali Rahmet'te balkonda oturmuş kitap okuyordu. Hünkar uyurken Ali Rahmet bir süre daha kitap okuyup sonra gece uyumadığı için yanlarına uzanıp o da uyumuştu . İstanbul'da herşey yolunda giderken Züleyha Çukurova'da boş durmamış jandarmaya gidip Sevda'nın ortalardan kaybolmasında Fekeli çiftinin parmağı olmasından şüphelendiğini, hatta daha da ileri giderek Hünkar'ın Sevda'yı tehdit ettiği yalanını ortaya atmıştı. Züleyha karakoldan çıkar çıkmaz jandarma da hazırlanıp Fekeli konağı'na doğru yola çıkmıştı. Konağa varlıklarında Çukurova da olmadıklarını öğrenince çırçıra gidip Yılmaz'la görüşmüşlerdi. Jandarmalar çırçırdan ayrılır ayrılmaz Yılmaz hemen oteli arayıp Lütfiye'yi bağlamalarını söylemiş sonra durumu Lütfiye'ye anlatmıştı.
Y; Siz uygun bir zamanda babamla konuşursunuz ama ne olur annem duymasın daha fazla üzülmesin.
L; Tamam ben bir şekilde Ali Rahmet'e anlatırım sen burayı düşünme...diyip kapatmış bunu Hünkar'ın haberi olmadan Ali Rahmet'e nasıl anlatacağını düşünmeye başlamıştı.
Akşam yemeği saati geldiğinde Lütfiye aşağıya yemeğe inip Hünkar ve Fekeli'yi göremeyince tekrar yukarıya çıkıp onları çağırmış birlikte yemeğe inmişlerdi.Beraber yemek yerken Ali Rahmet
F; Yemekten sonra sinemaya gidelim mi?
H; Olur canım yemekten sonra hazırlanır hep beraber çıkarız
L; Siz biraz baş başa kalın ben Çınar'la otelde kalıcam.
H; Olmaz öyle şey beraber gidecez.
L; Ben gelmek istemiyorum siz keyfinize bakın.
Yemekten sonra Hünkar odaya çıkıp hazırlanmış oğlunu da Lütfiye teyzesine emanet ettikten sonra kocasıyla el ele çıkıp arabaya binmişlerdi. Bir süre sonra Süreyya sinemasında Türkan Şoray'ın Azize filmini izlemeye başlamışlardı. Film bitip çıktıklarında hafif hafif çiseleyen yağmur altında el ele yürümüşlerdi biraz. Arabaya döndüklerinde ortamında tenha olmasından faydalanan Ali Rahmet karısının dudaklarına yapışmış öperken Hünkar bir süre tepkisiz kalıp sonra o da karşılık verince yağmur altında bir süre öpüşmüşlerdi. Yağmur şiddetini artırınca ikisi de birbirinden ayrılmış arabaya binmişlerdi bir süre gittikten sonra ikisi de sırılsıklam olduğunu farketmişlerdi
H; Bu yağmurda çok hızlı kullanmıyor musun canım biraz yavaşlasan.
F; Yavrum sırılsıklam olmuşsun biraz daha öyle kalırsan hasta olacaksın bir an evvel gidelim üzerini değiştir
H; Sanki sen ıslanmadın.
Ali Rahmet'in hız yapması sebebiyle kısa sürede varmişlardi otele. Ali Rahmet önce üzerimizi değiştirip sonra Çınar'ı alırız demişti ama Çınar uyuduğu için Lütfiye vermemişti onlara.
L; Ben gece ilgilenirim paşamla siz biraz birbirinizin keyfini çıkarın.
Hünkar dudağını ısırıp başını öne eğerek
H; Ama sen rahatsız olacaksın.
L; İyi geceler canlarım diyip kapıyı kapatmıştı.
Ali Rahmet ve Hünkar odalarına girip üzerlerini değiştirmiş Hünkar tam yatağa girecekken Ali Rahmet arkadan sarılıp boynunu öperken
F; Çok özledim seni istiyorum yavrum.
Hünkar biraz naz yapmak istemiş olacak ki
H; Olmaz bitanem hazır Çınar'da yokken uyuyalım.
F; Ben seni istiyorum diyorum sen uyuyalım diyorsun olmaz uyutmam....diyince Hünkar kocasına doğru dönüp
H; Evet bitanem uyuyalım diyorum.
Ali Rahmet Hünkar'ın nazlanmalarını dikkate almamış olacak ki dudaklarına yapışıp sertçe öpmeye başlamıştı bir süre sonra Hünkar'ın da karşılık vermesiyle tutkuyla öpüşmeye başlamışlardı. Birbirlerinin kıyafetlerinden kurtulup yatağa girince Ali Rahmet Hünkar'ın ellerini yatağa bastırıp öperek boynuna, omuzlarına inmiş Hünkar'ın altında kıvranıp çıkardığı seslerden zevk aldığını anlamış olacak ki boyundaki başını kaldırıp
F; Hazır mısın yavrum
H; Evet....diyince vücutlarını birleştirmiş bir süre sonra Ali Rahmet kendisini karısının yanına bırakıp nefesini düzenlemeye çalışırken ikisi de sevişmenin verdiği yorgunlukla sabaha karşı uyuyakalmışlardı.Sabah Lütfiye uyanıp Çınar'la kahvaltıya inerken kapılarını tıklatıp uyandırmaya çalışmış ama içerden ses gelmeyince aşağıya inmiş kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Öğlene doğru Ali Rahmet uyanmış kollarında melekler gibi uyuyan karısını bir süre izledikten sonra öperek uyandırmıştı.
H; Günaydın canım
F; Günaydın kalbim. Seni o kadar çok seviyorum ki bakmaya da öpmeye de doyamıyorum.
H; Ben de seni çok seviyorum bitanem...
Diyip kocasının dudaklarına hafif bir öpücük bırakmıştı.Ali Rahmet bu öpücükten güç almış olacak ki tekrardan karısının dudaklarına yapışıp öpmeye başlamıştı bir süre öpüştükten sonra Hünkar kendini geri çekip
H; Yeter canım duralım. Sabaha kadar kaç kere seviştik sen yorulmadın mı.
F; Yavrum ben sana doyamıyorum ki.
H; Benim artık bir kere daha sevişmeye dayanacak gücüm yok. Çok yoruldum canım şimdi izin verirsen ben duşa giricem sen de Çınar'ı al Lütfiye'den.
F; Tamam karıcığım müsaade senin.
Hünkar duşa girerken Fekeli de pijamalarını giyinip Lütfiye'den Çınar'ı almış odaya dönüp yatağa yatırmiştı. Ali Rahmet yatağa yatırdığı oğlunu severken dakikaların nasıl geçtiğini anlamamış olacak ki karısının banyodan çıktığını bile fark etmemişti. Hünkar saçlarını kurutup üzerini giymiş kocasının yanına oturmuş yataktaki oğlunu severken kocasının yanağına bir öpücük bırakıp daldığı düşüncelerden sıyrılmasını sağladıktan sonra banyoya göndermişti kocasını. Ali Rahmet duştan çıkıp üzerini giyindikten sonra karısının yanağına kocaman bir öpücük bırakıp konuşmuştu.
F; Yavrum ben çok açım çıkıp dışarda birşeyler mi yesek.
H; Ben de açım bitanem Lütfiye'yi de alıp gidelim.
Hünkar oğlunu hazırlamış kendi de hazırlayıp çıkmışlardı odadan Lütfiye'yi de alıp otelden ayrılmış Hünkar çok sever diye salaş bir mekana yemek yemeye gitmislerdi. Masaya oturup sipariş verdikten sonra siparişler gelene kadar dün akşam hakkında konuşmaya başlamışlardı ki Hünkar dünden beri kendini unutturan mide bulantısının yeniden başlamasıyla kalkmıştı masadan. Onun masadan kalkmasıyla Lütfiye dün Yılmaz'la konuştuklarını anlatmıştı. Hem Hünkar'ın masaya dönmesi hem de siparişlerin gelmesiyle konuyu kapatmışlardı. Hünkar dün geceden beri aç olduğu için kimseyi beklemeden yemeğe başlamış ne konuşmalara katılmış ne de başını tabağindan kaldırmıştı. Tabağındaki yemeği bitince başını kaldırıp kocasına
H; Canım bana erik alır mısın?
diyince hep beraber kalkıp hesabı ödedikten sonra otele gitmek üzere çıktıkları yolun üzerinde manav görünce Ali Rahmet hemen inip karısına erik alıp gelmişti. Otele varınca Hünkar eriklerini yerken Ali Rahmet
F; Yavrum dün gece biz sinemadayken Yılmaz Lütfiye'yi aramış çırçırda işlerin karıştığını söylemiş biz yarın dönsek olur mu?
H; Canım olur döneriz bilet islerini hallet.
Hünkar o kadar çok yemişti ki akşam yemeği saati geldiğinde o yemeğe inmemiş kocasıyla Lütfiye'yi göndermişti yemeğe
F; Hünkar'a yalan söylediğim için çok huzursuzum şu iş bir an evvel hallolsa da kurtulsak.
L; Bu durumda böyle olması gerekiyor huzursuz olacak birşey yok. Kim gidip jandarmaya böyle bir yalan söyler.
F; Züleyha yine bir oyun peşinde kesin o yapmıştır. Gidince sorarım ben ona bunun hesabını
L; Hayır sakin olacaksın. Öfkeyle kalkan zararla oturur .Eğer bu iş uzarsa gider itiraf ederim suçumu.
F; Sakın Lütfiye.
İki arkadaş atışarak yedikleri akşam yemeğinden sonra odalarına çekilmişlerdi .Odaya giren Ali Rahmet karısını odada göremeyince önce banyoya bakmış orda da göremeyince balkonda olduğunu anlamıştı. Sessizce gidip yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra yanına oturmustu karısının.
H; Geldin mi.
F; Geldim bitanem hava serin üşüyeceksin.
H; Yo hayır üşümüyorum. Hem senin benden sakladığın birşey mi var
F; Yok yavrum.
H;Bak soruyorum söylemiyorsun sonra ortaya çıkarsa çok kötü olur Ali Rahmet .
F;Yavrum sen kocana güvenmiyor musun?
H; Ben kocama güveniyorum da içimden bir ses ısrarla kocamın benden birşeyler sakladığını söylüyor.
F; Yavrum düşünme sen bunları hadi yatalım.
Karı koca üzerlerini değiştirip pijamalarını giyinip yatağa girmiş birbirlerinin kokusuyla huzurlu bir uykunun kollarına bırakmışlardı kendilerini.
İYİ OKUMALAR
Yine hiç içime sinmeyen bir bölümle karşınızdayım sırf sizi bekletmemek adına paylaşıyorum. Hatam ve kusurum varsa affola.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin