BOŞANMA

616 42 19
                                    

Aradan bir hafta geçmiş boşanma günü gelmişti. Ali Rahmet gecenin bir yarısı uyandığında karısını yanında bulamamış, banyoda olabileceğini düşünüp bakmak için kalkarken balkon kapısını açık görüp oraya yönelir. Tam tahmin ettiği gibi karısı balkonda etrafı seyrediyordu.
F; Niye uyumadın yavrum.
H; Uyku tutmadı
F; Üşüyeceksin ama hadi gel içeri geçelim daha fazla durma hasta olacaksın.
Karısının elinden tutup yatağın yanına götürür ve yorganı açıp yatırır. Balkonun kapısını kapatıp kendi de gelip yerine yatar karısının saçlarını okşayarak konuşmaya başlar.
F; Benim güzel karımın uykusunu kaçıran sebep neymiş.
H; Züleyha'yı düşünüyorum yarın mahkemesi var inşallah tek celsede boşanırlar da kurtulur kızım o cehennem hayattan. Bu sefer kendi ellerimle attığım o karanlıktan yine ben kurtarıcam onu.
F; Hadi yavrum düşünme bunları gecenin bu soğuğunda kim bilir kaç saattir o balkondasın. Hem ben sana demedim mi yapılacak, düşünülecek, üzülecek bir şey  varsa ben senin yerine hepsini yaparım diye.
Hünkar hafif tebessüm eder. Başını kocasının göğsüne koyar ve uykuya dalar. Sabah olmuş Ali Rahmet uyanmıştı kalkmak istiyordu ama göğsünde uyuyan karısının rahatsız olmaması için kıpırdamamıştı bile. Bir süre sonra Hünkar uyanmış kocasının uyuduğunu düşünüp öpmek için başını kaldırdığında kocasıyla göz göze gelir.
H; Günaydın canım
F; Günaydın gönlümün sultanı iyi misin.
H; Kendimi pek iyi hissetmiyorum biraz daha uyumak istiyorum sonrasında dışarıda kahvaltı yapıp mahkemeye geçer miyiz.
F; Tamam sultanım sen nasıl istersen. Ben aşağıya iniyorum bir saat sonra uyandırırım seni.... der alnından öper ve üzerini değiştirip odadan çıkar.
Aşağıya indiğinde kızlar masayı hazırlamışlardı. Ali Rahmet mutfağa geçip çay alıp çalışma odasına çıkarken merdivenlerde Züleyha ile karşılaşır.
Z; Günaydın abi
F; Günaydın Züleyha
Z; Hayırdır abi kahvaltı yapmıyor musun
F; Biz Yaman Hanım uyanınca dışarıda kahvaltı yapıp öyle mahkemeye gelicez
Z; Annem hasta mı
F; Kendini iyi hissetmediğini söyledi.
Z; Abi bişey söyleyeceğim aklımı bişey kurcalıyor annem bu aralar sürekli yorgunum diyip duruyor hamile olmasın.
F; Keşke olsa ama yok kızım bu yaştan sonra
Z; Mahkemeden sonra bir doktora götürelim istersen
F; Olur kızım afiyet olsun sana ...
Der ve elinde çayıyla çalışma odasına çıkar. Çayını yudumlayıp Züleyha'nın söylediklerini düşünmeye başladı hamile olmasına ihtimal vermiyordu ama başka bir hastalık çıkmasından da çok korkuyordu. O çalışma odasında oturmuş  derin düşünceler içinde çayını içerken karısı da uyanmış üzerini giyinip odadan çıkmıştı. Aşağıya inip kocasının orda olmadığını görünce tekrar yukarıya çıkıp çalışma odasına gider. Hünkar kapıyı açıp odaya girmişti ama kocası öyle derin düşünceler içindeydi ki karısının geldiğini fark etmemişti. Hünkar'ın yanağına bir öpücük kondurmasıyla düşüncelerinden sıyrılmıştı Ali Rahmet.
H; Nereye daldın ne düşünüyordun canım
F; Yok bişey canım biraz daha uyusaydın.
H; Uyuyamadım çıkalım mı
F; Hazırsan çıkalım yavrum.
El ele evden çıkıp arabaya binerler. Ali Rahmet'in yolda da dalgın ve düşünceli olması Hünkar'ın dikkatini çeker
H; Canım bişey mi oldu çok dalgınsın
F; Yavrum son zamanlarda çok yorgun ve solgunsun bu hallerin Züleyha'nın da dikkatini çekmiş mahkemeden sonra seni doktora götürelim diyoruz.
H; Yok bişeyim canım iyiyim ben.
F; Gidelim bir de doktor baksın içimiz rahatlasın.
H; Tamam canım sen de üzülme artık.
Konuşa konuşa kahvaltı yapacakları yere varmışlardı. Fekeli garsona masayı donatmasını söylemişti. Birkaç dakika içinde kahvaltı yapmaya başlamışlardı. Kahvaltılarını bitirip bir süre daha baş başa oturup sohbet etmişlerdi mahkeme saati yaklaşınca kalkıp adliyeye doğru yola çıkmışlardı.
F; Yavrum keşke sen gelmeseydin mahkemeye
H; Neden
F; Demir mahkeme çıkışı o sinirle canını sıkabilir.
H; Senin yanındayken kimse canımı sıkamaz ben kızımı Demir'den kurtarayım da ne olacaksa olsun.
F; Kurtulacak yavrum kurtulacak.
Fekeli hem karısının elini tutup hem arabayı kullanıyordu. Hünkar başını çevirmiş dalgın bir şekilde dışarıyı izliyordu. O şekilde ne kadar zaman geçti bilinmez Fekeli'nin arabayı durdurmasıyla kendine gelmişti Fekeli arabadan inip karısının kapısını açıp elinden tutup arabadan indirmiş el ele adliyeye girmişlerdi. Mahkeme salonuna girdiklerinde Hünkar ve Fekeli şahit koltuğuna geçmiş Demir'in de gelmesiyle mahkeme başlamıştı . Demir'in boşanmak istememesine rağmen Hünkar ve Fekeli bu evlilik boyunca Demir'in Züleyha'ya yaptıklarını, Züleyha’nın Demir yüzünden kendini yakmaya çalıştığını anlatmışlardı. Boşanma gerçekleşmiş Züleyha ve Demir boşanmıştı. Mahkeme bitmiş adliye çıkışı Demir herkesi bunu sizin yanınıza bırakmam diyerek tehdit etmeye başlamıştı. Demir tam arabaya binecekken
D; Bir anne kendi evladı dururken nasıl gelinine şahitlik yapıp iyi bir koca olmadığını söyler, bir anne evladına bunu nasıl yapar. Evladının mutsuzluğunu nasıl ister.
H; Söz konusu senin mutluluğun ya da mutsuzluğun olunca bir anne evladına bunu nasıl yapar diye soruyorsun değil mi. Peki bir evlat annesinin mutluluğunu neden istemez. Sadece Demir sever , sadece Demir mutlu olur Hünkar'ın hiç birşeye hakkı yok çünkü Hünkar'ı insan yerine koyan yok değil mi. Ben senin gibi biri için nasıl yakmışım Züleyha'yı sen hiçbir şeye değmezmişsin keşke yapmasaymışım. Senin gibi bir evladı olunca tabi ki gelinine şahitlik yapar hem Züleyha benim gelinim değil kızım.
Z; Anne bunların yaşanması gerekiyormuş demek ki sen üzme kendini hem böyle bir şey yapmasaydın benim bir annem olmayacaktı. Her şey geçti gitti unut geçmişi ....der ve Hünkar'a sarılır.
Fekeli ve Züleyha Hünkar'ı hastaneye götürmek için Fekeli'nin arabasıyla hastaneye doğru yola çıkmışlardı. Hünkar Züleyha'ya her ne kadar bişeyim yok ben iyiyim sen şirkete gitseydin dese de Züleyha dinlememiş onlarla beraber hastaneye gelmişti.
Doktor Tunca’yla koridorda karşılaşıp durumu anlatmışlardı. Hünkar’ı muayene ve tahliller için odaya almış muayeneden sonra Züleyha ve Fekeli’ ye tahliller çıkana kadar Hünkar'ın biraz dinlenmesini kendilerinin de Hünkar'ın yanına girebileceklerini söyler. Züleyha odaya girer Fekeli bir süre daha doktorla konuşup o da odaya girer.
H; Ali Rahmet ben eve gitmek istiyorum beni eve götürür müsün.
F; Tamam canım tahlil sonuçları çıksın gidicez
H; Züleyha'yı da geçerken şirkete bırakalım.
Z; Anneciğim sen düşünme bunları.
Aradan biraz zaman geçmiş doktor elinde sonuçlarla Hünkar'ın odasına girmişti.
D.T ; Hünkar hanımın şikayetleri ne kadar zamandır devam ediyor.
F; Yaklaşık 10 gündür. 10 gün önce ateşlendi evde bir şekilde ateşini düşürdük doktora gelmeyi kabul etmedi kötü bir şey yok değil mi doktor.
D.T ; Ali Rahmet bey keşke o zaman Hünkar hanımı hastaneye getirseydiniz belki basit bir soğuk algınlığı diye düşündünüz ama belli ki Hünkar hanım da kendine pek dikkat etmemiş soğuk algınlığı zatürreye sebep olmuş . Şimdi bir iğne yapıcaz bir de yazacağım iğne ve ilaçları düzenli olarak kullanıp dinlenir ve üşütmemeye dikkat ederse on güne bir şeyi kalmaz.
F; Tamam doktor ben bizzat ilgilenicem.
D.T ; Şimdi sizi dışarı alalım Hünkar hanıma iğne yapılacak iğneden sonra çıkabilirsiniz. Bu arada her gün hemşire göndericem iğneler için.
F; Tamam
Hünkar'ın iğnesi yapılmış hastaneden ayrılıp eve doğru yola çıkmışlardı. Züleyha annesinin yanında olmak istediğini söyleyip şirkete gitmemişti. Hünkar Kozan'a gitmek istemiş ama Ali Rahmet ve Züleyha buna müsaade etmemişlerdi.
F; Canım sen iyileş gideriz Kozan'a. O ince gecelikle üzerine şal almadan balkona çıkılır mı uyanmasaydım daha kaç saat kalacaktın o balkon da kim bilir.
Z; Anne gece ince kıyafetlerle balkonda ne işin vardı.
H; Uyku tutmadı balkona çıktım düşünmeye dalmışım Ali Rahmet uyanıp beni odaya sokup yatağa yatırdığında iki saattir orda olduğumu fark ettim.
Z; Dikkat et anne sana birşey olursa biz naparız.
Eczaneden ilaçları alıp eve vardıklarında Züleyha ve Fekeli Hünkar'ı odaya çıkarıp dinlenmesi için yatağa yatırmışlardı. Züleyha aşağı inip çorba yapmalarını söyleyip çocuklara bakmak için tekrar yukarıya çıkmıştı. Fekeli ise karısının kıyafetleriyle rahat edemeyeceğini düşünüp dolaptan pijamalarını alıp karısına verir.
F; Yavrum üstündekilerle rahat edemezsin hadi bu pijamalarını giy öyle yat. Ben de giyinmene yardım edeyim.
H; Ben giyinirim canım
F; Giyinebileceğini biliyorum ama yardım etmek istiyorum....
Der pijamalarını giymesine yardımcı olur Hünkar'ı yatırır. Züleyha odaya gelip bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorup çıkar. Ali Rahmet kitabını almış koltuğa oturup okurken Hünkar’da yorgunluğuna daha fazla dayanamamış kendini uykunun kollarına bırakmıştı. Aradan yarım saat geçmiş Saniye elinde çorbayla odaya gelmişti Fekeli karısını uyandırıp tepsiyi kucağına bırakıp çorbasını içirmeye başlamıştı.
H; Canım ben kendim içerim
F; Olmaz yavrum ben içiricem.
Hünkar çorbasını ve ilacını içmişti. Karı koca sohbet etmeye başlamışlardı. Hünkar sıkıldığını söyleyip kalkmak istemiş Fekeli buna müsaade etmemişti. Sıkılsan da iyileşmeden bu yataktan kalmak yok
H; Ama Ali Rahmet böyle boş boş yatmak istemiyorum.
Fekeli karısını yerinden kalkmaması konusunda sıkı sıkı tembihleyip odadan çıkmıştı. Çalışma odasına çıkıp düğün öncesi alıp da fırsat bulup okuyamadığı kitapları alıp karısının yanına geri döner.
F; Yavrum daha fazla canının sıkılmasını istemedim kitap getirdim sana.
H; Bunlar nerden çıktı.
F; Düğünden önce almıştım bugüne nasipmiş. Hadi yavrum seç bir tane beraber okuyalım.
Hünkar kitabı seçmiş başını kocasının göğsüne yaslamış beraber okumaya başlamışlardı. Aradan iki saat geçmiş akşam yemeği hazırlanmıştı Yılmaz eve gelmiş oğlunu severken babasının ve Hünkar hanımın nerede olduğunu sormuştu. Züleyha durumu anlatmış  Yılmaz hem geçmiş olsun demek hem de yemeğe çağırmak için yukarıya çıkmıştı kapıya vurup
Y; Baba rahatsız ediyorum yemek hazır onu haber vereyim dedim. Hünkar hanım Züleyha hasta olduğunuzu söyledi çok geçmiş olsun.
F; Birazdan ineriz evlat
H; Sağol Yılmaz.
Yılmaz gitmiş. Hünkar ve Fekeli  yataktan kalkmış odadan çıkacakken Fekeli Hünkar'ı durdurup dolaptan bir şal alıp omuzlarına atar.
F; Dikkat etmen lazım yavrum.
H; Hadi canım inelim.
El ele aşağıya inip masaya otururlar. Yemekler yenmiş çay içmek için koltuklara geçmişlerdi. Züleyha yukarıdan battaniye getirip Hünkar'ın omuzlarına örter. Tam çaylarını içip sohbete başlamışlardı ki dışardaki ses keyiflerini kaçırmıştı.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin