AİLE

594 42 8
                                    

Hünkar ağrısı olduğu için bir süre sonra uyanmıştı. Yüzünden çok acı çektiği belliydi ama hem kocasını rahatsız etmek istemiyor hem de ağrısı olduğunu öğrenirse kendisini suçlar diye bir şey belli etmek istemiyordu kocasına. Yavaşça yataktan kalkmayı düşündü ama kocasının kollarından kurtulamayacağını anlayınca vazgeçmişti. Başını kocasının göğsünden kaldırdığında uyanmıştı Ali Rahmet ama karısına belli etmek istememişti. Hünkar başını tekrar kocasının göğsüne bırakınca Ali Rahmet elini karısının saçlarına atıp okşamaya başlar .
F; Ne oldu yavrum
Kocasının yüzüne bakınca acı çektiğini anlamasın diye kocasının yüzüne bakmadan cevap verir.
H; Yok yok bir şey canım
F; Kalkmaya çalıştın da ondan sordum
H; Yok bir şey bitanem uykum kaçtı seni rahatsız etmek istememiştim .
F; O ne demek yavrum duymamış olayım. Yavrum sen gerçekten iyi misin sesin pek iyi gelmiyor.
Hünkar belli etmemeye çalışarak
H; İyiyim bitanem.
Ali Rahmet tekrar uyumuştu ama Hünkar ağrısından dolayı hala uyuyamamıştı. Bir yandan kocasını uyandırıp ağrısı olduğunu söylemeyi düşündü çünkü ağrıları geçmez ya da artarsa gün içinde hastaneye gitmek zorunda kaldığında doktora ağrısının geceden beri olduğunu söylediğinde kocasının kızacağını biliyordu bir yandan da söylerse kendini suçlu hissedecek diye söylemekten vazgeçti. Hünkar bu düşüncelerle boğuşurken Fekeli karısının saçlarını öperek
F; Yavrum bir sıkıntın mı var niye uyumuyorsun
H; Yok birşey canım.
Hünkar ağrıdan duramayacağını anlayıp bu ağrıların çocuğuna zarar verebilme ihtimalini düşündüğünden kocasına söylemeye karar vermişti.
F; Yapma yavrum senin aklını kurcalayan bir şey var söyle kurtul.
H; Canım söyliycem ama kızmayacaksın.
F; Ben sana ne zaman kızdım ki yavrum.
H; Ali Rahmet seviştiğimizden beri ağrım var geçer diye bekledim ama geç....
Fekeli karısının sözünü kesmişti.
F; Ne hadi yavrum kalk kalk kalk önce üzerini giydireyim. Çıkalım bitanem.
Karısının giyinmesine yardım edip yavaşça merdivenlerden indirmiş bahçeye çıkarmıştı. Yavaşça bahçeden çıkarıp arabaya bindirmiş hastaneye doğru yola çıkmışlardı. Hastaneye vardıklarında Fekeli sedye istemiş doktorlar Hünkar'ı hemen muayene odasına alıp mesaisi bitip evine giden doktoru arayıp durumu anlatmışlardı. Hünkar'ın muayenesi devam ederken doktoru da gelmişti Hünkar'ı bir de doktor muayene edip ağrı kesici serum taktıktan sonra neden bu duruma geldiğini sormuştu.
D; Ne oldu da bu duruma geldiniz Hünkar hanım.
H; Biz bugün oğlumuz için biraz alışveriş yapmak istedik yorulduğumu fark edince eve döndük biraz kasılmam vardı ama
Hünkar utanmıştı başını önüne eğer
D; Ama
H; Kocam gece sevişmek isteyince kasılmam var diyemedim ve tam o esnadan yeniden kasılmam oldu ve sonrasında bu ağrılar başladı.
D; Kaç saattir bu durumdasınız.
H; 4 saat
D; Hünkar hanım bakın bu böyle olmaz eğer doğuma kadar yatıp dinlenmezseniz hastaneye yatırmak zorunda kalacağız sizi. Serumunuz bitti hemşire arkadaşlar toparlanmanıza yardımcı olsun.
Doktor dışarıya çıkar çıkmaz Ali Rahmet hemen doktorun yolunu kesip karısının durumunu sormuştu.
D; Ali Rahmet bey eşiniz iyi.
F; Peki bu ağrıları neden olmuş.
D; Bugün kendini çok yormuş kasılmaları varmış siz akşam sevişmek isteyince sizi kırmamak adına bu durumu sizden saklamış ve tam birleşmenin olacağı zaman yine kasılması olmuş bu ağrılar ondan.
F; Hay Allah ya benim yüzümden yani.
D; Kendinizi suçlamayın her sağlıklı insanın ihtiyacı olan bir şey sizin yaptığınız yalnız yorulmamasına dikkat edin. Kendini yormaya devam ederse doğuma kadar hastanede yatmak zorunda kalır..
F; Dikkat ederim.
Ali Rahmet Hünkar'ı da alıp hastaneden çıkmıştı. Arabaya bindirmiş eve doğru yola çıkmışlardı ama Ali Rahmet yol boyu tek kelime konuşmamıştı karısıyla. Hünkar kocasının bu davranışından tavırlı olduğunu anlamıştı. Eve döndüklerinde karısını arabadan indirip önce bahçede oturtmuş kapıyı açınca da içeriye geçirmişti. Odaya çıkarıp yatağa yatırana kadar tek kelime etmemişti. Ali Rahmet karısını yatırmış kendi de yatmak için hazırlanırken
H; Çok mu kızdın bana canım.
F; Hünkar sen napıyorsun. Ben senin bu çocuğu istediğini sanıyordum.
H; Tabiki istiyorum hem de çok.
F; Yavrum tamam ben de suçluyum ama sen bana durumunu anlatsaydın bugün değil yarın sevişirdik. Hem ağrın varsa neden hemen söylemiyorsun kendi canına ya da çocuğumuzun canına kastın mı var. Bir daha yapma bunu olur mu
H; Tamam canım hadi yatalım çok uykum var.
Fekeli yatağa girer ve karısının başını göğsüne yaslar saçlarını okşayarak uyutmaya çalışırken kendi de uyuyakalır. Fekeli uyanmış karısının başını yavaşça yastığa bırakarak kalkmıştı. Önce duş almış sonra aşağıya inip Elmas'a çocuklarin geleceğini ona göre hazırlık yapılmasını ve masayı bahçeye hazırlamasını söylemiş hemen geri karısının yanına gitmişti. Melekler gibi uyuyan karısını uyandırmamaya çalışarak yavaşça odaya girip koltuğa oturur ve karısını izlemeye başlar. Ali Rahmet kaç saattir karısını izlemeye dalmış farkında değildi gelen kapı sesiyle odadan çıkıp duvardaki saate baktığında saatin 12 olduğunu görmüştü. Aşağıya indiğinde gelenin Yılmaz'lar olduğunu anlamıştı.
F; Hoş geldiniz çocuklar
Z Y; Hoş bulduk baba.
F; Nerdeymiş benim torunlarım....der hepsini öpüp koklar oturmalarını söyler.
Z; Baba annem uyuyor mu
F; Evet kızım hastaneden geldik uyuyor ben de uyandırmadım
Y; Ne oldu baba annem iyi mi
F; Ağrısı vardı oğlum gece uyuyamadı hastaneden geldikten sonra uyuyabildi
Z; Ben bi anneme bakayım
F; Yukarı çıkınca sağdaki oda kızım.
Züleyha yukarıya çıkıp yavaşça odanın kapısını açtıktan sonra içeriye girer biraz Hünkar'ı seyrettikten sonra yanağına bir öpücük kondurur ve seslenmeye başlar.
Z; Anneciğim anneciğim
Hünkar yavaş yavaş gözlerini açmıştı
Z; Günaydın anneciğim
H; Günaydın kızım ne zaman geldiniz siz. Saat kaç
Z; 12 yi geçiyor anne.
Hünkar kalkmaya çalışınca Züleyha yardım edip kaldırmıştı. Hünkar duş almak istediğini söyleyince Züleyha banyoya götürürken kendilerini merak edip yukarı çıkan Fekeli durumu öğrenince Züleyha'ya yorgun olduğunu söyleyip onu aşağıya gönderir karısını banyoya götürüp duş almasına yardım eder. Duştan çıkan karısının saçlarını kurulayıp üzerini giyinmesine yardımcı olduktan sonra aşağıya kahvaltıya inerler.
H; Öğlen olmuş canım niye uyandırmadın beni.
F; Melekler gibi uyuduğun için uyandırmadım.
Hünkar ve Fekeli'nin bahçeye çıktığını gören Yılmaz masadan kalkıp Hünkar'ın yanına gider elinden tutup oturmasına yardımcı olur
Y; Anne iyi misin babam ağrın olduğunu söyledi.
Hünkar kocasının her şeyi anlattığını sanıp kocasına sert bir bakış attıktan sonra Yılmaz'a cevap verir.
H; İyiyim oğlum
F; Hayatım sadece ağrın olduğunu söyledim
Z; Geçmiş olsun anne ama neden oldu nasıl oldu bu
H; Dün alışverişe çıkmıstık yoruldum ondan olmuş.
Y; Geçmiş olsun anne
H; Sağol oğlum.
Her ne kadar masada aile fertlerinden eksikler olsa da ailece güzel bir kahvaltı yapmışlardı. Züleyha ve Elmas masayı toplamış kahve yapmışlardı. Hünkar kahve içemediği için Fekeli de içmek istememişti. Ali Rahmet karısını içeri geçirmiş ve yatması için ikna etmeye çalışırken yukarda yatmayacağını bildiğinden alt katta şimdilik Züleyha için ayrılan odada yatmasını istemişti. Züleyha'nın da ısrarıyla Hünkar kabul etmişti. Hünkar sıkılmasın diye Züleyha sohbet etmek için yanında kalmıştı. Onlar sohbet ederken bebek beşiği, arabası ve mama sandalyesi de gelmişti. Beşiği yatak odalarına koydurmuştu Ali Rahmet ama daha sonra oda ayarlayıp diğer odaya yerleştirebilirdi. Arabası ve mama sandalyesi de terastaki odalardan birine bırakılmıştı Yılmaz tarafından. Biraz zaman geçmiş Hünkar odada sıkıldığını salonda yatmak istediğini söylemişti. Züleyha salona geçmesine yardımcı olurken Ali Rahmet'te karısına neden kalktığını sormuştu.
H; Odada yatmaktan sıkıldım hem hepiniz burdasınız ben de şurda yatarım yanınızda olurum.
F; Tamam gel bitanem.....der koltuktaki minderleri Hünkar'ın rahat yatabilmesi için ayarlar ve elinden tutup yatırır.....Kusura bakma düşünemedim bitanem.
Hünkar burada yatmak istiyorum diyince Ali Rahmet anlamıştı karısını. Hünkar için bu saatten sonra Ali Rahmet tutunacak tek dal, sığındığı tek liman olmuştu. Ali Rahmet yanında olmayınca huzursuz, mutsuz ve huysuz olurdu hep. Tabi Ali Rahmet' te de durum farksız değildi. Ali Rahmet karısını yatırmış kendi de karısının yattığı koltuğun yanındaki tekli koltuğa oturup saçlarını okşamaya başlamıştı.
F; Bitanem akşam yemeğine kadar kalkmayacaksın burdan anlaştık mı.
H; Tamam canım
F; Peki benim sultanımın canı akşam yemeği için ne istiyormuş bakayım.
Hünkar Ali Rahmet'in yüzüne bakıp küçük bir çocuk gibi cevap verir.
H; Akşam yemeği için değil ama benim canım karpuz çekti.
Y; Ben hemen gidip alayım.
H; Sağol oğlum.
Yılmaz karpuz almak için evden çıkınca Züleyha da çocuklara bakmak için yukarı çıkmıştı. Aradan geçen zamanın ardından Hünkar karpuzunu yemiş ve uyumuştu. Akşam yemeği hazır olduğunda Yilmaz ve Züleyha masaya geçince Ali Rahmet karısını öperek uyandırmış ve beraber masaya geçmişlerdi.
H; Hayatım neden bahçede yemiyoruz.
F; Yağmur yağıyor canım ondan
H; Hı tamam o zaman.
Yemekler yenmiş masa toplanmış çaylar gelmişti. Hünkar hem torunlarını sevip hem çayını içerken Yılmaz söze girmişti.
Y; Anne baba bizim nikahımız yarın on birde kıyılacak gönül isterdi ki şahitlerimiz siz olun ama ne annemin ne de kardeşimin sağlığını riske atmak istemediğim için arkadaşlarımdan rica ettim onlar şahitlik yapacak.
H; Hayırlı olsun oğlum çok mutlu olun inşallah ikiniz de bu mutluluğu çok hakettiniz.
Z; Ha anne yarın çocukları naime yenge ye bırakıcaz size zor olmasın diye.
H; Bize zor olmaz dı ama madem öyle karar verdiniz öyle olsun.
F; Hayırlı olsun çocuklar.
Saatler ilerleyince herkes kendi odasına çekilmişti. Ali Rahmet'te karısını alıp odalarına çıkmıştı. Hünkar üzerini değiştirmiş oğlunun beşiğini incelemeye başlamıştı. Üzerini değiştiren Ali Rahmet
F; Yavrum şimdilik burda kalsın sonra odalardan birini ayarlayıp oraya yerleştiririz olur mu.
H; Burda kalsın istiyorum
F; Tamam yavrum sen nasıl istersen
Hünkar yatağa girmiş başını kocasının göğsüne bırakmıştı. Ali Rahmet karısının saçlarını okşarken kısa bir şiir okumayı da ihmal etmemişti.
F; Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin

Hünkar da kocasına şiirle karşılık vermek istemişti.
H; Âşık ne kadar çekse isâbet sayılır,
Her türlü cefa onca saadet sayılır.
İmânı mı var âşıka dinsiz diyenin?
Sevmek seni bir başka ibadet sayılır.....kocasının göğsüne bıraktığı başını kaldırır dudaklarına bir öpücük bırakır sonra tekrar başını kocasının göğsüne bırakıp uyumaya çalışır.

İYİ OKUMALAR



FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin