BİZ AYRILAMAYIZ

423 34 12
                                    

Sabah olmuş Çukurova'yı yakıp kavuran güneş açık kalan perdenin kenarından içeri sızıp Hünkar'ı uyandırmaya yetmişti.Hünkar uyanmış doğrulup yatak başlığına yaslanmış yanında yatan kocasını izlemeye dalmıştı ki kocasının uyanıp "Günaydın kalbim" demesiyle Hünkar dalgınlığından kurtulup cevap vermişti.
H; Günaydın bitanem.
F; Yavrum ne oldu neden öyle bakıyorsun
H; Nasıl
F; Özlemin gözlerinden okunuyor yavrum
H; Kocamsın özleyemez miyim?
Fekeli karısına sırnaşarak;
F; O zaman bu gece benimsin kaçmak yok.
H; Aşkolsun ne zaman kaçtım ki?
F; Yavrum ne zamandır sevişmiyoruz farkındaysan.
Hünkar yataktan kalkıp üzerini değiştirdikten sonra aşağıya inmiş Saniye'nin masayı bahçeye hazırlamasına yardım etmişti.Fekeli karısının son söylediğine cevap vermeden kalkıp çıkmasına alınmış aşağıya inip masaya oturduğunda ise ağzından tek laf çıkmamıştı.Fekeli artık karısının o heyecanını ve isteğini kaybettiğini düşünüp üzülmüştü.Hünkar ise hem kahvaltı yapıp hem de gece kocasına yapacağı sürprizi düşünmeye başlamıştı ki Çetin'in koşarak gelip geçtiğimiz günlerde çırçırda çıkan yangının müsebbibinin bulunduğunu bu işi yapanın Demir Yaman olduğunu söylemişti. Duydukları karşısında hiç şaşırmayan Hünkar konakta patlayan bomba konusunda Demir'den şüphelenmekten haklı olduğunu anlamıştı. Ali Rahmet karısının duydukları karşısında üzüldüğünü düşünmüş Çetin'i kolundan tuttuğu gibi atların yanına götürmüş ve bunu Hünkar'ın yanında söyleyip onu üzdüğü için kızmıştı Çetin'e. Hünkar her ne kadar Fekeli'nin Çetin'e söylediklerinden dolayı kocasına kızıp üzülmediğini söylese de Ali Rahmet karısının zümrütlerine baktığında gözlerindeki yorgunluğu ve yılgınlığı görüp üzülmüştü. Fekeli karısının üzüntüsünü bir nebze olsun azaltmak için her yolu denemeye başlamış karısını elinden tutup en mutlu olduğu yere çiçeklerinin yanına seraya götürmüştü.Hünkar çiçeklerinin toprağını değiştirmeyle uğraşırken Fekeli konağa gidip uyanan oğlunu arabasına koyup Saniye'ye de kahve yapmasını söyledikten sonra seraya karısının yanına dönmüştü. Fekeli seranın kapısına dayanıp çiçekleri açtığı için mutlu olup gülümseyen karısını izlemeye başlamıştı. Hünkar başını çiçeklerden kaldırıp kendisini izleyen kocasını ve arabada etrafına gülücükler saçan oğlunu görünce yanlarına gidip oğlunu kucağına aldıktan sonra kocasının yanağına da bir öpücük bırakmıştı. Saniye kahvelerini getirmiş Hünkar kucağında oğlu yanında kocasıyla huzur içinde kahvesini yudumlamaya başlamıştı. Fekeli konağında bunlar olurken jandarmalar Demir'i bulabilme umuduyla şirkete gelmişlerdi. Züleyha Demir'in çırçırdaki yangından beri şirkete uğramadığını eğer gerçekten Demir'i bulup bu olayları gün ışığına çıkarıp Demir'in cezasını çekmesini istiyorlarsa burda değil Sevda ablasının evinde aramalarını söylemişti. Jandarmalar Ercan'dan Sevda'nın ev adresini alıp Tarsus'a doğru yola çıkmışlardı. Jandarmalar Tarsus'a giderken serada kahve içen Fekeli ailesi de kahvelerini bitirmiş koyu bir sohbete başlamışlardı. Hünkar 'ın oğlunu kucağına aldığında gözlerindeki parıltıyı gören Fekeli karısının artık kendisine böyle parlayan gözlerle bakmadığını fark etmişti.
F; Yavrum senin bir sıkıntın mı var
H; Yok bitanem ne sıkıntım olacak kocam yanımda, oğlum kucağımda çok şükür sağlığımız yerinde.
F; Evet şükürler olsun bir sıkıntımız yok ama sen bana baktığında gözlerinde aşkı, sevdayı değil üzüntüyü ve kederi görüyorum. Ben mi birşey yaptım.
H; Bitanem çok zor günler geçiriyoruz biliyorsun. Benim üzüntümün sebebi senin yaşadıklarının müsebbibi olmam.
F; Bunlar nasıl sözler yavrum.
H; Ali Rahmet şu yarın ki mevlidi ve bayramı atlatalım sonrasında ben bir süre ayrı kalmak istiyorum oğlumu alıp bağ evine gitmek istiyorum bir süre ayrı kalırsak Çukurova'da da ayrıldığımız konuşulursa Demir'in kulağına gider Demir de sana zarar vermekten vazgeçer.
F; Ben böyle bir şeye izin vermiyorum....
diyip çıkmıştı seradan karı koca tartışırken jandarmalar da Sevda'nın evine gelmislerdi.Jandarmaların geldiğini camdan gören Sevda Demir'i arka kapıdan çıkarıp kaçmasını sağladıktan sonra kapıyı açıp Jandarmaların sorularına yanıt vermiş Demir'i aylardır görmediğini söyleyip göndermişti. Hünkar oğluyla birlikte odasına çekilmiş Fekeli de çalışma odasına çıkmıştı.Akşam yemeği saati geldiğinde Hünkar masada tek başına oturmak zorunda kaldığını görünce Saniye'ye iştahı olmadığını masayı toplamasını söyleyip tekrar odasına çıkmış belki kocası odaya döner ümidiyle duşunu alıp, kokusunu sürüp geceliğini de giyindikten sonra kocasını beklemeye başlamış ama nafile Fekeli odaya gelmemiş odaya gelmediği gibi de evde duramamış ceketini alıp çıkmıştı.Saatler geçip Fekeli odaya gelmeyince Hünkar evde aramış bulamamış askıdaki ceketinin yerinde olmadığını görünce kocasının evde olmadığını anlamış tekrar odasına dönüp oğlunu kendi yataklarına yatırıp yanına uzanmıştı. Fekeli karısının yanlış anlamasını istemediği için konağın etrafından uzaklaşmamış seradaki koltukta oturduğu yerde uyuyakalmıştı.
Mevlid olduğu için erken kalkan Saniye konağa gidecekken seranın kapısının açık olduğunu görünce merak edip bakmak istemiş Fekeli'nin orda uyuyakaldığını görünce hemen koşup hanımına haber vermiş hanımının da gece uyumadığını anlamıştı. Oğlunu yanına alıp kocasının yokluğunu unutmak isteyen Hünkar başarılı olamamış sabaha kadar gözünü kırpmamış şimdi de kocasının serada uyuduğunu öğrenince bir örtü alıp seraya gitmiş uyuyan kocasına sarılıp uyumuştu. Kahvaltıyı hazırlayan Saniye hanımını çağırmak için yukarıya çıkmış hanımını odada bulamayınca seraya bakmaya gitmişti ikisini de orda uyurken görünce rahatsız etmek istemediği için konağa dönmüştü. Belinin ağrısıyla uyanan Ali Rahmet omuzunda karısının uyuduğunu fark edince hafifçe gülümsemiş rahatsız etmemek için kıpırdamamış ama cebindeki saate bakınca saatin 10 olduğunu görüp karısını öperek uyandırmıştı.
H; Günaydın canım
F; Günaydın bitanem. Senin ne işin var burda bak her yerin tutulmuştur.
H; Sen gece yatağa gelmeyince ben de uyuyamadım Saniye senin burda uyuduğunu söyleyince üzerini örtmek için geldim ama dayanamadım sana sarılıp uyudum.
F; Beni istemeyen sensin Hünkar. Biraz dolaşmak için bahçeye çıktım sonra buraya geldim senin buraya sinen kokunla uyuyakalmışım.
H; Ben seni istemediğimi söylemedim ki.
F; Bir süredir sana dokunmama izin vermiyorsun şimdi de bir süre ayrı kalmak istediğini söylüyorsun bu durumdan ne anlamamı bekliyorsun.
H; Ama dün gece sana unutulmaz bir gece yaşatacaktım.
F; Bir kaç gün sonra beni yalnız bırakıp gideceğin için mi.
H; Hayır yanlış anladın.
F; Tartışmak istemiyorum hadi kahvaltı yapalım hazırlan sen de nerdeyse misafirler gelir.
Diyip karısını beklemeden çıkmıştı seradan kahvaltıda biraz birşey atıştırıp çırçırda kesilecek olan kurbanlar için evden çıkmıştı. Kapıda Züleyha ile karşılaşan Fekeli Züleyha'ya Hünkar'ı balayında giydiği elbiseyi giymesi için ikna etmesini söyleyip gitmişti. Konakta Mevlit başlamışken çırçırda da kurbanlar kesilmiş Fekeli konağa dönmüş içeride misafirler olduğu için Saniye hariç kimseye görünmeden çalışma odasına çıkmıştı. Biraz kitap okumuş, biraz hat yazmış vakti geçirmeye çalışmıştı. Saniye misafirlere hazırlanan ikramlıklardan hazırladığı tabağı Fekeli'ye çıkarmış Fekeli de Saniye'ye oğluna ve karısına aldığı hediyeyi verip kendi adına Hünkar'a iletmesini söylemişti. Saniye aşağıya inip altın takmaya hazırlanan kadınları görünce hanımının yanına gidip elindeki kutuları ağasının gönderdiğini söyleyip vermişti. Hünkar kutuyu açınca kendisine beşi bir yerde oğluna ise bir cumhuriyet altını aldığını görmüştü kocasının. Mevlit bitmiş herkes gitmişti. Hünkar Saniye'ye ağasının nerde olduğunu sormuş oğlunu yatağına bıraktıktan sonra çalışma odasına geçmişti. Hünkar ve Fekeli'nin arasının bozuk olduğunu anlayan Züleyha Yılmaz'ı arayıp konağa çağırmıştı.Hünkar odaya girdiğinde kocasını camın önünde dışarıyı izlerken bulmuş konuşmak istediğini söylemiş Fekeli tamam konuşalım demiş ama hiç istifini bozmamış olduğu şekilde konuşmaya başlamıştı.
F; Ne konuşucaz Hünkar.
H; Otursan da konuşsak
F; Lüzum yok böyle iyi
H; Bana tavırlısın biliyorum bu tavrın ne zaman biticek.
F; Sen bana eskisi gibi sevgi dolu baktığın zaman.
Hünkar kocasının kendisiyle böyle konuşmasına özellikle de Hünkar diye hitap etmesine bozulmuş kendi odasına çekilmişti.Yılmaz gelmiş Züleyha'dan olanı biteni öğrendikten sonra beraber babasıyla konuşmak için yukarıya çıkmışlardı.Yılmaz kapıyı tıklattıktan sonra kapıyı açıp
Y; Girebilir miyiz baba.
F; Gel evlat.
Y; Baba biraz konuşabilir miyiz. Hünkar annem niye burda değil kavga mı ettiniz.
F; Evlat konuşmak istediğin mevzu bizse konuşmayalım.
Z; Evet mevzu siz baba.Ne oldu size böyle sen burda annem odasında biz alışkın değiliz sizi böyle ayrı ayrı görmeye.
F; Alışsanız iyi edersiniz.
Y; O ne demek baba.
Fekeli Hünkar diye söze başlamış ama boğazına oturan yumru nedeniyle konuşamamıştı.
Y; Babam söze Hünkar diye başladıysa durum ciddi.
F; Bir süredir ona dokunmama izin vermiyor, bana karşı bakışları değişti dün de bayramdan sonra Çınar'la bağ evinde kalmak istediğini söyledi.
Z; Durum çok ciddi yani. Annem böyle bir şey istediyse korkarım o birkaç günün sonunda boşanmak ta isteyebilir.
Y; Yok canım kırk yıllık sevda bu kadar çabuk biter mi.
Z; Demir gibi bir oğlun varsa biter. Bitirtirler.
F; Züleyha haklı Hünkar bütün bu yaşananların sorumlusu olarak görüyor kendini bizi korumak adına bitmesini isteyebilir...derken gözleri dolmuştu Fekeli'nin.
Z; Ben bir konuşayım isterseniz annemle.
F; Dur sakın konuşma bizim konuşmamızla değil kendi isteğiyle versin kararını.
Akşam yemeği saati gelmiş Saniye çalışma odasındakileri çağırmış Hünkar'ı çağırmak için onun odasına doğru giderken Züleyha Saniye'yi durdurmuş kendi çağırmıştı.Züleyha ve Yılmaz'ın da yemekte olduğunu öğrenen Hünkar hiç istemese bile inmişti yemeğe kimse bir şey anlamasın diye. Hünkar da Fekeli de yemek boyunca hem tek laf etmemiş hem de ağızlarına tek lokma koymamışlardı.Masadaki bütün bakışların üzerinde olduğunu hisseden Hünkar masadan kalkıp odasına geçmişti. Fekeli'de nefes alamadığını anlayınca ceketini alıp bahçeye çıkmıştı. Saatler sonra konağa dönen Fekeli uyumadan önce oğlunu görmek istediği için odaya yönelmiş kapının açılma sesiyle Hünkar gözlerini kapatmıştı. Fekeli oğlunu sevip odadan çıkmadan pijamalarını almak için dolabı açmış pijamalarıyla birlikte karısının gömleklerinden birini de almış tam kapıdan çıkacakken son kez Hünkar'a bakmış uyuduğunu görünce sessizce odadan çıkmıştı.Aşağıdaki misafir odalarından birine geçip karısının gömleğine sarılıp uyumuştu. Kocasının kendisiyle ilgilenmemesi Hünkar'ın zoruna gitmiş ya Ali Rahmet beni affetmezse diye düşünüp biraz ağlamıştı. Sabah olmuş Ali Rahmet uyanmış oğlunu sevme bahanesiyle yine soluğu karısının odasında almıştı aslında amacı karısının yüzünü görmeden güne başlamamaktı. Odaya girip karısını göremeyince banyoya ve balkona bakmış oralarda da olmadığını anlayınca aşağıya inip Saniye'ye sormuştu. Görmedim yanıtını alınca Hünkar'ın oğlunu da bırakıp gitmiş olabileceğini düşünüp zor da olsa kendini kenardaki masaya bırakmıştı ta ki Çetin gelene kadar.
Ç; Günaydın ağam.
F; Pek sayılmaz ama sana da günaydın evlat.
Ç; Ağam seranın kapısı açık içerde biri var galiba bilmek istersin diye düşündüm.
F; İyi yaptın evlat...
diyip koşar adım seraya gitmiş karısının kendisinin dünkü uyuduğu yerde bulmuştu. Karısını orda bulunca yüzü gülmüş içinden sen benim, ben senin kokun olmadan uyuyamıyorken nasıl ayrı kalıcaz hiç düşündün mü? Unuttuğun bir şey var Hünkar biz ayrılamayız ki....

İYİ OKUMALAR

Herkese hayırlı bayramlar

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin