ACI GEÇMİŞ

541 41 8
                                    

Aşk ki gerçek değilse, tutkusu olmaz.
Ateşi köze döner, kokusu olmaz.
Aşık olan gün, gece, ay ve yıl yanar;
Güneş, ışık, rahat ve uykusu olmaz.

Sabah olmuş oğlunun çıkardığı sesleri duyup ilk uyanan Hünkar olmuştu. Hünkar yataktan kalkıp oğluyla ilgilenmeye başladığında gözü yataktaki kocasına takılmıştı. Dünkü gerginliğim yüzünden onunda canını sıktım diye geçirmişti içinden. Kucağındaki oğluyla kocasının yanına gidip oğlunu kocasının kolları arasına bırakmış kocasının saçlarını karıştırarak uyandırmıştı. Kocasının uyandığını görünce dudağına bir öpücük kondurup konuşmaya başlamıştı.
H; Günaydın bitanem dün akşam Demir den geçmişin hesabını sorucam derken seni üzdüm galiba.
F; Günaydın sultanım yok sen beni üzmedin ama sen çok üzüldün.
Fekeli yatakta doğrulup sırtını yatağın başlığına dayayarak oturmuş oğlunu göğsüne yatırıp  bir eliyle sarılırken diğer eliyle de karısının saçlarını okşamaya başlamıştı.
F; Canım benim
Bilir misin?
Canım dediğimde içimden canımın çıkıp
Sana koştuğunu duyarım hep.
Hünkar kocasına yaklaşıp yanağından öperken kapının sesiyle birbirlerinden ayrılmışlardı. Kapının arkasındaki Züleyha “gel" komutunu beklemeden kapıyı açıp içeriye girmişti.
Z;  Günaydın kusura bakmayın böyle girdim ama zaten müsaitmişsiniz. Kahvaltı hazır sizi bekliyoruz. Ben Çınar beyi alıp ineyim siz gelirsiniz.
Hünkar tam olmaz diyecekken Ali Rahmet olur diyerek oğlunu Züleyha'yla göndermişti. Hünkar kıyafetleriyle uyuyakaldığı için üstünü değişirken Fekeli de pijamalarını değiştirmeye başlamıştı.
H; Kıyafetlerimle uyuyakalmışım neden uyandırmadın beni.
F; Bitanem dün akşam çok gergindin Demir gittikten sonra geldim melekler gibi uyuyordun ben de uyandırmak istemedim.
H; Ali Rahmet şimdi diyeceksin ki Züleyha'ya yaptıklarından sonra ben seni affettim ama sen Demir’i affetmiyorsun.
Fekeli karısının saçlarını okşayarak konuşmuştu.
F; Yavrum ben öyle bir şey demem o konakta ne yaşadığını en iyi sen biliyorsun. Hem ben  daha o konuda sana yaptıklarım yüzünden kendimi affedebilmiş değilim. Hadi bitanem inelim çok acıktık.
Beraber aşağıya inmiş masaya geçmişlerdi. Hünkar Züleyha dan oğlunu alırken Fekeli'nin gözü masadaki Demir'in getirdiği çiçeğe kaymıştı. Karısı görüpte gerilmesin diye Şermin’e çiçeği kaldırmasını işaret etmişti. Şermin çiçeği alıp mutfağa götürmüş tekrar masaya dönmüş masadaki sohbete dahil olmuştu. Fekeli çok iyi biliyordu ki kahvaltı bitip masadan kalktıkları an herkes dün akşamla ilgili sorular sorup Hünkar'ın canını sıkacaklardı isteyerek ya da istemeyerek. Herkesin yavaş yavaş kahvaltı masasından kalkmaya başladığını ve bütün meraklı gözlerin Hünkar'ın üzerinde olduğunu gören Ali Rahmet hemen birşeyler yapıp karısını sorulardan kurtarması gerektiğini anlamıştı.
F; Doyduysan Yaman Hanım seninle dışarı çıkıp bir kahve içip biraz gezelim. Ne zamandır yapmıyoruz özledim.
H; Tamam canım olur ben Çınar’ı giydireyim çıkalım.
F; Çınar burda abisiyle yengesiyle kalsa.
H; Olmaz canım yanımda olsun.
F; Peki hadi hazırlanın bekliyorum sizi.
Fekeli çifti köşkten çıkmış Fekeli öne Hünkar kucağında oğlu olduğu için arkaya binmişti. Ali Rahmet hem yola hem de aynadan arka oturan karısına bakıyordu. Bir an Hünkar'ın dalıp gittiğini ve gözünden yaşlar boşaldığını görmüştü. Hünkar öyle derin düşüncelere dalmıştı ki ne kocasının ona seslendiğini duymuş ne de arabayı durdurup yanına bindiğini fark etmişti. Ali Rahmet arkaya karısının yanına binip saçlarını okşayarak düşüncelerinden sıyrılmasını sağlayarak ne olduğunu anlatmasını istemişti.
H; Yok birşey bitanem.
F; Yavrum bu yok bir şey ve iyiyim faslını geçelim artık. Birşey var ki ağlıyorsun.
H; Demire doğum yapalı 10 gün olmuştu...Hem lohusa olduğum için hem de Adnan'ın bana bir daha  dokunmasını istemediğim için başka odada kalmaya başlamıştım... Normal zamanda odaya Demir'i bile sevmeye gelmeyen Adnan o gün odama gelip yanımda oturup nasıl olduğumu, birşey isteyip istemediğimi sorduktan sonra soyunmaya başlamıştı... Ne olduğunu sorduğumda artık bu kadar naz yeter deyip üzerime çıkıp bana dokunmaya başlamıştı... Ben buna müsaade etmeyip üstümden atınca üzerini giyinip Demir'i beşiğinden alıp götürdü...Akşam geldiğinde oğlumun nerde olduğunu sorunca ya güzellikle benim olursun ya da sana dokunmama izin vermediğin müddetçe oğlunu göremezsin diye beni tehdit etmeye başlamıştı...O gece bana zorla sahip oldu aradan iki gün geçmiş oğlumu getirmemişti oğlumu isteyince bana kadınlık görevini tam yapmadığın sürece oğlunu göremezsin dedi...O evden çıkınca arkasından çıkıp nereye gittiğini takip edip gidip oğlumu aldım...Eve gelip Demir'i görünce benden olmayan bir çocuğu karşılıksız burda yedirip içireceğimi mi sandın dedi... Karşılığında bana kadınlık yapmanı istiyorum diyip gitmişti...Demir’i de böyle sarıp sarmalamış götürmüştüm eve o an geldi aklıma..
Hünkar anlatırken sanki yeniden o günleri yaşadığını hissetmiş şiddetli bir şekilde ağlamaya başlamıştı. Ali Rahmet karısının kucağındaki oğlunu yanına bırakıp karısına sarılmış hem saçlarını okşayıp hem de o günler çok geride kaldı diye telkinde bulunmaya başlamıştı. Hünkar bir an kendini geri çekip kocasının gözlerinin içine bakarak
H;İyi ki varsın ve iyi ki yanımdasın.Sen olmasan ben ne yapardım.
F; Hadi bitanem sil o gözyaşlarını hepsi geçmişte kaldı.
Ali Rahmet tekrar şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırmış bir süre sonra kahve içecekleri yere gelmişlerdi. Masalarına geçip oturmuşlar, Hünkar oğlunun pusetini yanındaki sandalyeye bırakırken Fekeli de kahve siparişlerini vermişti. Oturdukları yer açık alan olduğu için hava serinlemeye başlayınca
H; Canım kahveleri içip kalkalım mı hava serinledi hem Çınar’ın da maması bitti ağlamadan evde olalım.
F; Tamam bitanem sen nasıl istersen.
Karı koca sohbet ederken kahvelerde gelmişti. Hava serinlediği için biran evvel kahvelerini içip kalkmışlardı. Akşamüzeri eve vardıklarında Yılmaz ve Züleyha’yla bahçede karşılaşmışlardı. Hünkar oğlu üşümesin diye hemen içeri girip Elmas'tan oğlunu yatırmasını istemiş tekrar dışarı çıkıp Yılmaz ve Züleyha ile vedalaşıp onları yolcu ettikten sonra oğlunun yanına çıkıp uyuduğundan emin olduktan sonra günün yorgunluğunu atmak için duşa girmişti. Ali Rahmet’te hemen yukarı çıkmış karısının duşta olduğunu anlayınca yatağa uzanıp karısının duştan çıkmasını beklemişti. Duştan çıkan Hünkar üzerini giyinip yatağa uzanınca Ali Rahmet karısını kendine çekerek sarılıp biraz daha sokulduktan sonra karısının o mis gibi kokan ipek saçlarını öperek şiir okumaya başlamıştı.
F; Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun ,
Bu koku dünyayı tutacak nerdeyse
Gül, gül! diye bağıracak çocuklar
Bütün herkes, hep bir ağızdan: gül!
Ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek
Saçların, alınların, göğüslerin üstüne, yüreklerin üstüne
Bembeyaz kemiklerin mezarsız ölülerin üstüne
Kurumuş gözyaşlarının titreyen kirpiklerin üstüne
Kenetlenmiş çenelerin ağarmış dudakların unutulmuş çığlıkların üstüne
Kederlerin, yasların, sevinçlerin ve herşeyin üstüne
Bir gül işlenecek.....
F; Kokun beni sarhoş ediyor, aklımı başımdan alıyor Hünkar.
Hünkar kocasına doğru dönüp kocasının dudaklarına hafif bir öpücük bırakmış tam kendini çekecekken Fekeli karısının kendini geri çekmesine fırsat vermeden dudaklarına yapışıp öpmeye başlar bir süre öpüştükten sonra Hünkar kendini geri çeker.
H; Canım duralım fazla ileri gitmeyelim Şermin burda.
F; Offf Hünkar özledim ama.
H; Canım kocam madem özledin birkaç gün sonra dönelim Çukurova'ya ne dersin.
F; Tamam karıcığım hafta sonu gideriz. Ama elimden kurtulamazsın.
H; Ben de çok özledim kurtulmak isteyeceğimi sanmıyorum.
Şermin kapıyı tıklatıp akşam yemeğinin hazır olduğunu haber vermişti.Hünkar ve Fekeli aşağı inip masaya oturduklarında Ali Rahmet haftasonu Çukurova'ya dönecekleri haberini vermişti Şermin’e. Hünkar Şermin’in burda kalmasından rahatsız olmuş ama bunu kocasına belli etmemişti. Yemeklerini yiyip masadan kalkmış çaylarını içerken gelen telefon sesiyle Ali Rahmet yerinden kalkıp telefona bakmış sonra geçip karısının yanına oturmuştu.
F; Yavrum Yılmaz aradı konağa vardıklarını haber verdi.
H; Canım Emel Sayın’ın mavi boncuk filmi var televizyonda birazdan başlayacak izler miyiz.
Şermin başım ağrıyor diyip odasına çekilmiş. Fekeli de Elmas'a seslenmiş
E; Buyrun ağam
F; Kızım bize bir battaniye getir bi de mısır patlat ama tuzu az olsun.
E; Hemen beyim.
Elmas battaniye getirmiş, mısır patlatmak için mutfağa geri dönmüştü.
H; Battaniyeyi neden istedin Ali Rahmet.
F; Yavrum battaniye altında birbirimize sokularak televizyon izleyeceğiz.
Elmas mısırı patlatıp getirdikten sonra izin isteyip odasına geçmişti. Hem mısırlarını yiyip hem de film izlemişlerdi. Hünkar kocasına sokulmuş başını kocasının göğsüne yaslamış filmi izlerken Fekeli karısını öpüp koklamaya başlamıştı.
H; Filmde bitti zaten uyuyalım mı bitanem.
F; Hadi gidelim odamıza çok yoruldun sen bugün uyuyalım.
Karı koca odalarına çekilip pijamalarını giyindikten sonra birbirlerine sarılıp uyumuşlardı.
İYİ OKUMALAR

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin