İFTİRA

469 28 9
                                    

Huzurlu ve mutlu bir sabaha uyanmıştı Hünkar.Tabi yeni günün ne getireceğini ve ne götüreceğini bilmeden. Ne kocası ne de oğlu yanındaydı. Hemen kalkıp üstünü giyindiği gibi soluğu alt katta aldı ama nafile burada da kimse yoktu. Bahçede olabileceklerini düşünüp bahçeye çıktığında kocasını kucağındaki oğlunu severken bulmuştu. Bir süre olduğu yerde durup izlemişti baba oğulu. İşte huzur ve mutluluk buydu Hünkar için. Kocasının yanına gitmişti ama  Ali Rahmet o kadar derin düşünceler içerisindeydi ki fark etmemişti karısını.
Ali Rahmet, Ali Rahmet, canım diyen Hünkar'ın sesiyle dağılmıştı kocasının düşünceleri. Başını çevirip karısının zümrütleriyle karşılaşmıştı Ali Rahmet.
H; Günaydın. Deminden beri sesleniyorum duymuyorsun. Ne bu dalgınlık bitanem ?
Sahte bir sitemle kaşını kaldırıp bir soru daha yöneltmişti Hünkar.
H; Kimi düşünüyordun öyle derin derin.
Kocaman bir gülümsemeyle yanıt vermişti kocası.
F; Günaydın yavrum. Kimi olacak elbette seni düşünüyordum.
Yalandan somurtarak devam etmişti konuşmasına Hünkar.
H; Hadi canım hadi ayaküzeri gönlümü alıyorsun.
F; Yalan değil yavrum vallahi seni düşünüyordum.
Hünkar kocasının yanağına kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra kahvaltı hazırlamak üzere girmişti içeriye. Hünkar kahvaltıyı hazırlamış masaya oturup kahvaltıya başlamışlardı ki Ali Rahmet girdi konuya.
F; Yavrum Yılmaz aradı. İstediğimiz gibi bir ev bulmuş kahvaltıdan sonra bekliyor bizi beraber gidip bakalım. Çınar'ı konağa bırakıp geçeriz olur mu.
Hünkar elindeki çay bardağını masaya bıraktıktan sonra yanıt vermişti.
H; Tamam bitanem öyle yapalım.
Karı koca huzur içinde kahvaltılarını yaptıktan sonra Çınar'ı da alıp çıkmışlardı. Konağa uğrayıp Çınar'ı Saniye ablasına emanet  ettikten sonra Çırçıra gidip Yılmaz’ı da alıp eve bakmaya gitmişlerdi. Daha bahçeye adım atar atmaz Hünkar bu evi çok beğenmişti.  2 katlı şirin mi şirin bir evdi tabi Ali Rahmet içini görmeden bir şey demek istememişti ama içini görünce tam karısının istediği gibi bir ev olduğu için çok beğenmişti. Evi gezdikten sonra almaya karar vermiş ve çıkmışlardı Ali Rahmet Yılmaz'a evi temizlemesi için çalışanlardan birini göndermesini söylerken Hünkar girmişti araya.
H; Hayır kimseye gerek yok Saniye ve ben hafta sonu hallederiz.
F; Olmaz yavrum  yorulursunuz.
H; Saniye’den başka kimseyi istemiyorum Ali Rahmet...
Öyle sert ve bastıra bastıra söylemişti ki Ali Rahmet pes edip kabul etmek zorunda kalmıştı. Ordan ayrılıp çırçıra doğru yola çıkmışken Ali Rahmet bir anda yolu değiştirip Kozan'a sürmüştü arabayı. Kozan'a vardıklarında el ele çıktılar merdivenleri. Ali Rahmet karısının sandalyesini çekip oturttuktan sonra kendi de oturup başlamıştı közde kahve yapmaya. Ali Rahmet kahveleri yaparken Hünkar başlamıştı konuşmaya.
H; Özür dilerim bitanem sana sesimi yükselttim yapmamalıydım.
F; Üzme kendini yavrum.
Ali Rahmet hem kahveyi yapıyor hem de karısına aşık aşık bakıyordu. Karısının kahvesini fincana koyup verdikten sonra kendi kahvesini de koyup kahveyi içmek yerine karısının gözlerinde kaybolmayı tercih etmişti. Ali Rahmet karısına olan aşkını bir kere daha dile getirmek için tam  konuşmaya başlayacaktı ki garsonun yanlarına gelip konuşmasıyla susmuştu.
G; Ağam rahatsız ettim ama Yılmaz bey aradı haber vermemi istedi.
F; Kötü bir şey yok ya.
G; İyi mi kötü mü bilemem ağam.
H; Evladım çatlatmada söyle.
G; Hanımım jandarma komutanı size ulaşmayınca Yılmaz beyi aramışlar.
F; Ee
G; Demir Yaman tutuklanmış. Sizi de karakola bekliyorlarmış.
Hünkar duydukları karşısında her ne kadar içi yansa da derin bir oh çekmişti.
F; Tamam evlat sağol..
Kahvelerini içip karakola doğru yola çıkmışlardı. Ali Rahmet karısının belli etmese de içten içe üzüldüğünü anlamıştı. Karakola vardıklarında tam içeri girerken kapıda  Sevda’yla karşılaşmışlardı. Komutanın odasına girdiklerinde sormuştu Ali Rahmet.
F; Hayırdır komutan.
K; Oturun konuşalım Ali Rahmet bey.
H; Sizi dinliyoruz.
K; Hünkar hanım oğlunuzu bulduk tutukladık ama sizinle ilgili bazı iddialar var.
F; Karımla ilgili.
K; Evet. Hünkar hanımın sizinle intikam için evlendiğini ve Demir'i de çırçırı yakması ve seraya bomba koyup konağa havaya uçurması için azmettirdiği söyleniyor.
F; Ne diyorsun sen komutan. Kim attı bu iftirayı karıma. İntikam için evlense çocuk ister mi.
K; Bizde buna inanamadığımız için sizinle paylaşmak istedik. Hatta daha da mühimi Hünkar hanım önce Adnan beyle evlenip sizin onu vurmanızı sağlamış, daha sonra onun intikamı için sizinle evlenip oğlunu kullanmış.
H; Bunları az önce buradan çıkan Sevda Çağlayan mı söyledi.
Komutan Hünkar'a cevap verememiş başını eğmişti.
H; Bakın komutan bey bunu eşim de sizinle birlikte öğrenecek konaktaki patlamada ağır yaralanıp hastanede tedavisi devam eden çalışanlarımızdan biri o gece gördüklerini anlattı. Seraya bomba koyan kişinin eşkaline benzer biri iki gün önce Sevda Çağlayan denen kadının evinden çıkarken Demir’le tokalaştığını görenler var.Hem ben 40 yıl sevda çektiğim adamı, çocuğum babasını neden öldürtmek isteyeyim biz bu husumetin bitmesi için kerelerce girişimde bulunduk. Demir tamam bitiricem dedi Sevda denen kadının yanına gidip gelince vazgeçti.Sevda’nın oğlunu hapise attırdık diye yapıyor bunları.
F; Şimdi müsaadenizle karımın yüksek tansiyonu var üzülmemesi lazım. İyi günler.....diyip karısının elinden tuttuğu gibi çıkmıştı karakoldan.
Arabaya binip önce yemek yemeye gitmişlerdi ama hem Hünkar'ın canının sıkkın olması hem de ağzına tek lokma koymayışı kahretmişti Ali Rahmet'i. Tam her şey bitti huzura erdik derken hep başka bir şey çıkıp canlarını sıkmıştı. Karısı yemeyince Ali Rahmet'te yememiş karısını da alıp konağa doğru yola çıkmışlardı. Konağa varıp oğlunu kucağına alan Hünkar her şeyi unutmuştu sanki. Torunlarını da sevmiş Saniye’nin akşam yemeğine kalın ısrarına rağmen kalmamış Çınar'la beraber eve dönmüşlerdi. Hünkar Çınar'ı doyurup uyuttuktan sonra akşam yemeği yapmak için mutfağa girmiş yemekle uğraşırken bütün sıkıntılarını unutmuştu. Karısının büyük bir keyifle yemek yaptığını gören Ali Rahmet sessizce yaklaşıp yanağından öpmüştü.
F; Bitanem döktürmüşsün ama sen yorulunca ben çok üzülüyorum.
Hünkar kocasının boynuna kollarını dolayarak biraz da cilveli bir sesle.
H; Ama ben sana yemek yaparken yorulmuyorum ki sevgilim.
Hünkar yemeği yapmış masayı hazırlarken Fekeli de salatayı yapmayı başlamış karısı yemekleri getirmek için mutfağa dönerken Fekeli de elinde salata tabağıyla çıkmıştı mutfaktan. Karı koca el ele verip hazırladıkları akşam yemeğini yemeye başlamışlardı ki Hünkar söze girdi.
H; Bitanem bak bana söz ver o kadına hiç birşey  yapmayacaksın.
F; Nasıl olur Yavrum. Hele sana attığı bu iftiradan sonra.
H; Bitanem biz birbirimizi biliyoruz ona verilecek en güzel ceza onu yok saymak, görmezden gelmek olacaktır. Hem beni seviyorsan hiçbir şey yapma.
F; Bak bu son söylediğinle elimi kolumu bağladın yavrum. Sakın sana olan sevgimden şüphe etme.
H; Sen de benim sevgimden şüphe etme olur mu bitanem. Hem ben artık huzur istiyorum.
F; Tamam yavrum sen nasıl istersen.
Akşam yemeği yenmiş masa toplanmıştı. Hünkar mutfağı toparlarken Ali Rahmet’te oturmuş kitap okuyordu. Hünkar mutfaktaki işini bitirip gelmiş kocasının yanına oturduktan sonra.
H; Canım yatalım mı.
F; Daha erken yavrum ama sen zor bir gün geçirdin yoruldun da sen yat istersen ben birazdan gelirim....
Demişti ama karısının onu almadan yatağa gitmeyeceğini de çok iyi bildiği için beraber gitmişlerdi odaya. Hünkar kocasının kokusuyla kendini huzurlu bir uykunun kollarına bırakmıştı. Fekeli çifti uykunun kollarındayken Fekeli konağında Yılmaz ve Züleyha arasındaki sularda durulmuştu nihayet.
Yılmaz babası ve annesiyle bugün alacakları eve bakmaya gittiklerini belirtmiş hafta sonu yapılacak temizlik için Saniye’den başka kimseyi istemediğini söylemişti. Züleyha Hünkar'ın yokluğunda kendini yalnız hissettiğini gönlünü almak için yapması gerekenleri düşünmeye başlamıştı ama işinin kolay olmayacağını da çok iyi biliyordu. Aradan geçen iki saatin ardından ÇINAR uyanmış ve ağlamaya başlamıştı. Oğlunun ağladığını ilk duyup uyanan Ali Rahmet olmuş karısının uyanmasını istemediği için oğlunu alıp aşağıya inmiş altını pisleten oğlunun altını değiştirip uyuttuktan sonra odaya geri dönüp oğlunu yatırdıktan sonra kendisi de karısının yanına uzanıp, karısına sarılıp kokusunu ciğerlerine doldurarak yeniden uykunun kollarına bırakmıştı kendini.

İYİ OKUMALAR

Yine içime sinmeyen bir bölümle geldim. Hikaye var mı diye soranlar için ve daha fazla bekletmemek adına paylaşmış bulundum. Bir kusurumuz varsa affola.




FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin