YENİ KONAK

468 34 18
                                    

Gecenin ilerleyen saatlerinde Hünkar bahçeden gelen seslerle uyanmış balkona çıkıp baktığında seradan birinin koşarak uzaklaştığını görmüştü. Hünkar Ali Rahmet'e haber verip vermeme konusunda ikileminde kalmıştı. Hünkar seradan çıkıp koşarak uzaklaşan adamı arkadan Demir'e benzetmişti ama oğlu böyle bir şeyi neden yapsındı daha yeni düzelmişti araları. Hem zaten Demir evden çıktığından beri Hünkar'ın içindeki sıkıntı gittikçe artmıştı.Hünkar bu adamın Demir olup olmadığını düşünürken kocasının arkadan beline sarılmasıyla kurtulmuştu düşüncelerinden.
F; Yavrum bu saatte burda napıyorsun.
H; Uyku tutmadı canım biraz hava almak istedim.
F; Hava serin bitanem gecelikle çıkmışsın üşürsün hadi içeri girelim.
Fekeli karısını yatırmış kendi de yanına uzanınca başını göğsüne koymasını istemişti. Hünkar başını kocasının göğsüne koymuş kocası uyumuş ama kendisine az önceki gördükleriyle aklına düşen, aklını kurcalayan düşünceler uyumasına müsaade etmemişti. Gün aydınlandığında kapatmıştı gözlerini Hünkar, Ali Rahmet uyanmış karısının derin bir uykunun kollarında olduğunu görünce başını yavaşça yastığa bırakıp kalkmıştı. Aşağıya inip Saniye'ye dışarıda biraz işi olduğunu söyleyip çıkmış karısının o çok sevdiği yerden simit almak için çarşının yolunu tutmuştu. Bahçede bir gariplik olduğunu fark etmiş ama kenardaki saksıları köpeklerin devirdiğini düşünüp pek ciddiye almamıştı durumu.Hünkar uyanmış kocasının yanında olmadığını görünce aşağıda olduğunu düşünüp üzerini değiştirip odadan çıkmış sanki birşeyler olacağını sezinlemiş gibi tekrar odaya dönüp uyuyan oğlunu alıp çıkmıştı.
S; Günaydın hanımım
H; Günaydın kızım Ali Rahmet yok mu
S; Dışarda işi varmış çıktı. İyi misiniz Hanımım
H; İçimde bir sıkıntı var Saniye kötü birsey olacak sanki
S; İyi düşünün Hanımım iyi olsun. Masa birazdan hazır olur.
H; Sorun değil kızım.
Ali Rahmet karısının sevdiği yerden simidi alıp konağa doğru yol almış konağın arkasından dolaşarak gelmişti.Seranın kapısını açık görünce karısının orada olduğunu düşünüp seraya girmiş karısını göremeyince Hünkar'ın kendi elleriyle yetiştirdiği güllerden bir tane koparmış çıkmıştı tam merdivenlerdeyken gerçekleşen şiddetli patlamanın oluşturduğu sarsıntı yüzünden Ali Rahmet sendeleyip kafasını merdiven kenarındaki taş duvara vurmuştu. Patlama yüzünden konağın bir kısmı hasar görmüş ama tek teselli sebebi can kaybı olmamasıdır. Hünkar bir an kendini dışarı atmak istemiş merdivenlerde kafası kanlar içinde yatan kocasını görünce Saniye'ye seslenip hastaneyi arayıp ambulans çağırmasını söylemişti. Saniye ambulansı aradıktan sonra iki günlüğüne küçük konakta kalan Yılmaz ve Züleyha'yı arayıp durumu anlatmıştı. Konağa dönen Yılmaz ortalığın ana baba gününe döndüğünü konağın arka tarafında nöbet tutan adamların yaralandığını daha da kötüsü dördünün durumunun ağır olduğunu görmüştü. Hastanede Ali Rahmet'e müdahale yapılmış durumunun ciddi olmadığını ama gözetim altında tutulması gerektiğini söylemişti doktorlar. Yılmaz konaktaki diğer yaralı çalışanlarla hastaneye gelmiş onların emin ellerde olduğundan emin olunca babasını görmek için babasının odasına gitmişti.
Y; Baba geçmiş olsun nasılsın.
F; Sağol evlat iyiyim
Y; Geçmiş olsun anne nasıl oldu.
H; Sağol oğlum bir anda bir patlama sesi duyduk. Çalışanlar nasıl.
Y; Birkaç tanesi ağır yaralı müdahale yapıldı. Konakta çok hasar var. İyi ki Çınar odasında değilmiş.
H; Odadan çıktım ama sanki birşey olacağını hissetmiş gibi geri dönüp onu odadan aldım.
Y; İyi yapmışsın anne. Bunu bize kim yapar baba.
F; Bulucaz evlat.
Y; Ben çıkayım sen dinlen baba.
Ali Rahmet bir şeyi olmadığını iddia edip ısrarla eve gitmek istediğini söylüyor Hünkar ise kocasının bu isteğine şiddetle karşı çıkıyordu. Fekeli konağındaki patlama bütün Çukurova'nın dilindeydi. İfade almak için hastaneye gelen jandarma odaya girince karı koca arasındaki küçük ve tatlı atışma da bitmişti. Jandarma Ali Rahmet'e ifade almak için geldiklerini söyleyip sorular sormaya başlamıştı. Ali Rahmet'in ifadesi bitince sorular Hünkar'a yönelmişti.
J; Hünkar hanım tekrar size de sorucam husumetli olduğunuz biri ya da birileri var mı?
Hünkar bir süre kocasının gözlerine baktıktan sonra cevaplayabilmişti.
H; Siz de bilirsiniz bizler Çukurova'nın köklü aileleriyiz. Bizim düşman bildiğimiz yok ama bizi düşman belleyen varsa onu da bilemem. Ali Rahmet'in husumete düştüğünü görmedim. Anlaşmazlıklar çıktığında kendinden feragat eder, uzlaşma yolu arar. Hem maddi hem manevi olarak insanlara yardım etmeyi sever Ali Rahmet.
J; Peki biz soruşturmaya devam edelim o zaman.
Jandarmalar odadan çıkınca Ali Rahmet'te karısına dönüp
F; Yavrum yabancı mıyım ben sokulsana biraz kocana
Hünkar kocacığım diyip yanına sokulmuş yanağına kocaman bir öpücük bırakmıştı. Yılmaz konağın hasar gören kısımlarını onarması için birkaç ustayla konağa dönmüştü. Konağın onarımının uzun süreceğini öğrenince Çınar'ı da alıp tekrar küçük konağa geçmişlerdi. Oğlunu merak eden Hünkar konağı arayıp oğlunu sormuş küçük konakta olduklarını öğrenince küçük konağı arayıp Yılmaz'dan Çınar'ı getirmesini istemişti. Yılmaz Çınar'ı getirip babasının kucağına bıraktığında Hünkar Yılmaz'a seninle konuşacaklarım var diyip kapının önüne çıkmıştı. Hünkar'ın bakışlarından Yılmaz anlamıştı ne diyeceğini.
H; Yılmaz...
Y; Anladım anne ne diyeceğini konaktaki hasar büyük onarmak biraz zaman alacak ama tek tesellimiz sana ve Çınar'a birşey olmaması. Ha anne başka bir konak bakıyoruz.
H; Yılmaz oğlum yeni bir konak almak maddi bir külfet olacak bak ne diyorum sen yarın bir avukat getir ben sana vekalet vereyim İstanbul'daki köşkü sat.
Y; Olmaz anne o köşk senin babam duymasın çok kızar.
H; Ccck kızmaz ben konuşur hallederim hem biz orayı Çınar için almıştık o büyüyene kadar yine alınır. Sen benim dediğimi yap olur mu.
Y; Tamam anne ben gidiyorum istediğiniz bir şey var mı
H; Yok oğlum
Ali Rahmet kucağında oğluyla kapının önüne çıkıp bütün konuşulanları duymuş hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi tekrar yatağına oturmuştu. Hünkar içeri girdiğinde kocasını bıraktığı gibi bulmuş ya da öyle sanmıştı. Hünkar Çınar'ı alıp oğluyla ilgilenmeye başlamıştı ki Ali Rahmet'in bir anda ah demesiyle kocasına dönmüştü .
H; Ne oldu canım ağrın mı var
F; Evet başım ağrıyor.
H; Sen Çınar'ı tut ben doktor çağırayım.
F; Yok gitme öpersen geçer.
H; Saçmalama Ali Rahmet.
F; Hadi ama yavrum acı çekmem hoşuna mı gidiyor.
Hünkar kocasının yanağına kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra başlamıştı konuşmaya.
H; Sen Çınar'ı mı kıskandın bitanem.
F; Hiçte bile.
H; İnanmadım ama öyle olsun Fekeli ağam.
Ali Rahmet çok uykum var diyince Hünkar uyumaması için sohbet açmaya çalışıyordu. Konuyu dönüp dolaştırıp köşke getiriyordu. Ali Rahmet'e Yılmaz'la konuştuklarını anlatmış ne tepki vereceğini merak ediyordu ki kapının açılmasıyla kapıya dönmüştü. Çırçır daki işçiler Ali Rahmet'i ziyarete gelmişlerdi. Ziyaretçiler gidip el ayak çekildikten sonra Hünkar Ali Rahmet'in vereceği tepkiyi merak ettiği için sormuştu.
H; Birşey demedin canım.
F; Sen kararını vermişsin bana birşey demek düşmez çünkü köşk senin ister satarsın ister yakarsın.
H; Deme öyle sen de benim kocamsın birlikte konuşup bir orta yol bulup karar vermemiz lazım istemezsen satmam.
F; Sen de benim karımsın sen nasıl istersen öyle olsun yavrum.
Karı koca tatlı tatlı sohbet ederken Züleyha hem Ali Rahmet'i ziyaret etmek hem de Çınar'ı alıp eve götürmek için hastaneye gelmişti. Ali Rahmet her ne kadar Hünkar'ın da Züleyha'yla gitmesini istese de Hünkar kabul etmemiş Ali Rahmet'te zorlamamıştı. Bütün Çukurova olanları duymuş ağalarını hastanede ziyarete gelmişlerdi Hünkar'ın aklını kurcalayan Demir'in gelmemiş olmasıydı. Yoksa gece gördüğü kişi gerçekten Demir olabilir miydi. O olmasaydı olanları duyunca ziyarete gelirdi en azından annesi üzülmesin diye yapardı bunu. Hünkar bu durumu nasıl aydınlatacaklarını düşünürken yine derinlere dalmıştı. Ne kocasını ne de Züleyha'yı duymamıştı. Ali Rahmet karısının derin düşüncelerde olduğunu görünce yanağına bir öpücük bırakarak bu durumdan kurtulmasını sağlamıştı.
F; Yavrum Züleyha sana sesleniyor.
H; Efendim kızım
F; Anne Çınar'ı eve götüreyim mi
H; Götür kızım.
Fekeli hastaneden çıkmış aradan beş gün geçmişti Demir'in hala gelmemiş hatta aramamış olması Hünkar'ın canını sıkmıştı. Yeni konak alınmış içi Hünkar'ın istediği gibi döşenmiş son hazırlıklar da bitince konağa dönmüşlerdi. Yeni konaklarında yeni hayatlarının ilk gününde mutlu mesut akşam yemeğine oturmuşlardı. Yemekten sonra Yılmaz Hünkar ve Fekeli'ye konağın bahçesini gezdirmişti eski konağın bahçesinden daha büyük ve daha güzel bir bahçesi asırlık Çınar ağacının altında Fekeli çiftine özel masa koydurmuştu Yılmaz kahve keyfi yapmaları için. Konağın yan tarafında çocuklar için küçük bir oyun alanı ve göz alabildiğince büyük olan bahçenin içinde hatrı sayılır bir büyüklükte bir de sera vardı. Züleyha diğer seradaki bütün çiçekler burada da olsun istemiş eksikler için Istanbul'dan sipariş verilmişti. Ali Rahmet her şeyin Hünkar'ın istediği ve rahat edebileceği şekilde olduğu için cok mutlu olmuştu. Serin havanın iyice kendini hissettirmesiyle konağa geri dönmüş çaylarını içtikten sonra odalarına çekilmişlerdi.

İYİ OKUMALAR

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin