BEBEK DOĞDU

569 41 10
                                    

Güneş tüm ihtişamıyla doğmuştu. Perdenin kenarından içeri sızan güneş Ali Rahmet'i rahatsız edip uyanmasına sebep olmuştu. Ali Rahmet uyanmış kollarında melekler gibi uyuyan karısını uyandırmadan nasıl kalkacağını düşünüyordu ki Hünkar ufaklığın tekmelemesiyle uyanmıştı. Hünkar kocasının uyuduğunu düşünüp başını boynuna gömerek öpmeye başlamıştı.Fekeli karısının saçlarını okşarken kocasının uyandığını anlamıştı Hünkar
H; Günaydın aşkımmm
F; Günaydın Yavrum
H; Senin karın olup hergün kollarında uyanmak dünyadaki bütün mutlulukların üstünde bir mutluluk aşkım.
Fekeli karısının dudaklarına bir öpücük kondurur ve birbirlerinin gözlerinde kaybolmuşken aşağıdan gelen sesle yataktan kalkıp aşağı inerler.
F; Anlaşılan gece bir sorun çıktı galiba sabahına tartışmaya başladılar.
H; İnşallah öyle bir şey değildir.
Aşağıya inip salona girdiklerinde Hünkar hemen sormuştu.
H; Hayırdır kızım bir sorun mu var
Z; Yok anneciğim hiçbir sorun yok
F; Az önce tartışan siz değil miydiniz.
Y; Ha onu mu diyorsunuz size küçük bir şaka yaptık. Eğer biz tartışma numarası yapmasaydık siz bizi yalnız bırakmak için odadan çıkmayacaktınız hadi masaya geçelim.
Hünkar pijamalarıyla indiğini bildiği için yukarıya çıkıp üzerini değiştirmek istemişti tam yukarıya çıkarken kocasına
H; Canım sen pijamalarınla mı oturacaksın. Hadi gel üzerimizi değiştirip öyle gelelim.
F; Tamam canım.
Beraber çıkıp üzerlerini değiştirip aşağıya inmişlerdi. Masaya oturup kahvaltılarını yapmaya başlamışlardı. Hem sohbet edip hem kahvaltı ediyorlardı.
Z; Anne ben kahvaltıdan sonra dışarı çıkıcam birşey istiyor musun.
H; Yok kızım sağol
Züleyha Fekeli'ye bakıp göz kırpınca Fekeli Züleyha'nın nereye gideceğini anlamıştı. Kahvaltı yapılmış masa toplanmış Züleyha çıkmak için hazırlanırken
F; Hava da çok güzel akşama bahçede mangal mı yapsak.
Y; Olur ben çıkıp biraz mangal için bir seyler alayım.
F; Sen ne dersin Yaman Hanım
H; Çocuklarda burdayken çok güzel olur.
Onlar konuşurken Züleyha ve Yılmaz da çıkmıştı. Hünkar ve Fekeli biraz içerde oturup sonra bahçeye çıkmışlardı.Hünkar oturup kitap okurken Fekeli'de hamileliğin ilk zamanlarında karısıyla bahçeye ektikleri çiçeklerle ilgilenmeye başlamıştı. Biraz çiçeklerle ilgilendikten sonra karısı yalnız kalıp sıkılmasın diye yanına geçip oturmuş elini karısının karnına koyarak okşamaya başlamıştı bir yandan karısının karnını okşarken bir yandan da karısının saçlarını öpüp kokluyordu.
F; Bizim yaramaz bu sefer tekmelemedi çok şaşırdım.
H; Yaramaz deme oğluma. Ali Rahmet oğlumuza isim düşündün mü hiç.
F; Düşünmedim canım.
H; Neden
F; Yavrum çünkü çocuğumuzun adını sen koy istiyorum. Cihan'la Zeynep’in adını ben koymuştum. Demir’in adını sen mi koymuştun.
H; Hayır ben koymadım ben doğum yapana kadar Adnan çocuk kendinden değilmiş gibi davrandı ama adını kendi koydu.
F; Yavrum o zaman oğlumuzun adını sen koyacaksın.
Hünkar bir anda derin düşüncelere dalmıştı. Kocası ne kadar seslendiyse de duymamıştı. Ali Rahmet'te Hünkar'ın dalgınlığından faydalanarak Adnan’ın yanına yere oturmuş onunla arabayla oynamaya başlamışlardı. Leyla’nın ağlama sesiyle düşüncelerinden sıyrılan Hünkar kocasının yere oturup oyun oynadığını görünce Leyla'yı susturduktan sonra kocasının yanına gidip söylenmeye başlamıştı.
H; Ali Rahmet çocuk gibisin ya.
F; Ne oldu yavrum.
H; Ne oldu acaba şu haline bak her tarafın toz içinde.
F; Yavrum torunumla oynuyorum ne var bunda. Hem oğlumuz doğsun onunla da böyle oynayacağım.
H; Hı hı oynarsın.
Hünkar ve Fekeli tatlı tatlı atışırken Züleyha ve Yılmaz’da gelmişti. Yılmaz ellerindeki poşetleri mutfağa bırakmış o da gelip oğlunun yanına yere oturmuştu. Erkeklere laf anlatamayacağını anlayan Hünkar ve Züleyha  onları yalnız bırakmaya karar verip içeriye geçmişlerdi. Züleyha aldığı örgü malzemelerini Hünkar'a uzatıp
Z; Bunlar senin için anne. Canın sıkılıyormuş bunlarla oyalanır sıkılmazsın
Hünkar tam söze girecekti ki gelen telefon sesiyle vazgeçmişti.
Z; Alo
E; Alo Züleyha hanım ben Ercan
Z; Hayırdır Ercan
E; Acil gelmeniz lazım benim halledebileceğim bir mevzu olsaydı sizi hiç aramazdım.
Z; Ercan ben İstanbul’dayım bugün Adana’ya uçak var mı bilmiyorum ama gelmeye çalışacağım...der ve kapatır.
H; Ne olmuş kızım
Z; Söylemedi bir şey
Züleyha dışarı çıkıp Yılmaz'a durumu anlatmış Yılmaz’da havaalanını arayıp bilet olup olmadığını sormuştu. Olumsuz yanıt alınca sabah yola çıkmaya karar vermişlerdi. Ali Rahmet bahçede torunuyla oynamayı bırakmış içeri girip duş almak için yukarıya çıkmıştı. Ali Rahmet duş alırken Hünkar da aşağıdaki odalardan birine girip yatmıştı. Fekeli duşunu alıp üzerini giyindikten sonra aşağıya inip mutfaktaki Züleyha'ya karısının nerde olduğunu sormuştu.
Z; Buralardaydı baba.
F; Ben bir de bahçeye bakayım
Bahçeye çıktığında da karısını göremeyince çok telaşlanmıştı Ali Rahmet. Arka bahçeye bakmaya karar vermişti ki Yılmaz'ı görüp ona sorunca aldığı cevapla rahatlamıştı. Ali Rahmet hemen içeri girip odaya karısının yanına gitmişti. Karısının uyuduğunu görünce tekrar bahçeye çıkıp karısı uyanmadan mangalı yakıp etleri pişirmek istemişti. Ali Rahmet mangalı yakmaya çalışıyor fakat mangal bir türlü yanmıyordu. Uzun uğraşlar sonunda mangal yanmış Ali Rahmet etleri pişirmeye başlamıştı Odasının camını açık bırakan Hünkar pişen etlerin kokusunu alınca uyanıp bahçeye çıkmıştı. Kapıdan dışarı adımını atıp merdivenlerin üzerinde durup kocasını izlerken aklına o akşam gelince yüzü düşmüştü. Gülen yüzüyle karısına bakan Ali Rahmet'in karısının yüzünün düştüğünü görünce gülümsemesi solmuştu. Karısının yanına gidip elinden tutarak sorar.
F; Ne oldu yavrum yüzüne gölgeler düştü.
H; Yok bir şey
F; Var yavrum var anlatmıycak mısın
H; O gece Gülten’i istemeye gelecekler diye ben konaktan çıkmış Saniyelere giderken hani sen bahçede mangal yapıyordun yanında o kadın vardı....lafını tamamlayamamıştı gözleri dolmuştu Hünkar'ın
F; Anladım yavrum özür dilerim.
H; Sen bana yar da olsan yara da olsan ben yanındayım yapmam gerekeni yaparım demiştin ya o zaman neden onun elini tutmasına izin verdin.
F; Tamam yavrum yapma söndürme gözlerini.
H; Ben o akşam o kadının senin elini tuttuğunu göreceğime ölmeyi tercih ederdim Ali Rahmet.
F; Deme öyle bitanem öldürme beni...der karısına sarılır.
Hünkar başını kocasının boynuna gömüp ağlamıştı. Yılmaz bahçeye çıkıp onları öyle görünce hemen mangalın başına geçmişti. Ali Rahmet karısına yaşattıklarından dolayı içten içe kendisine kızarken bir yanda karısının o ipek saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalışıyordu. Etler pişmiş masa hazırlanmış herkes oturmuştu.
F; Yavrum uzat tabağını et koyayım sana.
Ali Rahmet karısının tabağını önüne koymuş öpmek için uzandığında
H; Onun tabağına da sen mi koydun.
F; Kapatalım artık bu konuyu yavrum.
Yemekler yenmiş çaylar içilmiş bir süre edilen sohbetten sonra Yılmaz  kararını değistirip akşam yola çıkmaya karar vermişti. Onları uğurlayıp evlerine girmiş odalarına çıkmışlardı. Üzerlerini değiştirip yatağa girmişlerdi. Hünkar yatağa girer girmez başını yastığa koyup gözlerini kapatmıştı. Ali Rahmet Hünkar'ın bu yaptığına çok şaşırmıştı. Karısının başını göğsüne koymasını beklerken Hünkar başını yastığa koymuştu. Bir süre karısını izledikten sonra elini saçlarına atarak okşamaya başlar. Karısının uyuduğunu düşünerek
F; Ah be güzelim sana haketmediğin şeyler yaşattığım için o kadar pişmanım ki. Belki Adnan'ın açtığı yaralar sarılır da  ya benim açtığım yaralar onları kim saracak.
H; Canım sen hiç birşeyi isteyerek yapmadın ki zamanla geçer unutulur sen üzme kendini bak ben de seni üzüyorum sürekli.
F; Sakın bir daha duymamış olayım sen hiçbir zaman beni üzmezsin. E hadi yavrum koy başını göğsüme de uyuyalım artık. Hem birtanem sen şunu sakın aklından çıkarma olur mu ben seninle yaşadıklarımı kimseyle yaşamadım, senin yanındaki mutluluğu Rana’da bile bulamadım.  Sakın bir daha kendini hiç kimseyle kıyaslamaya kalkma sen kendini kıyasladığın kadınlardan daha özel , daha güzel ve eşsizsin.
Birbirlerine sarılıp sanki kırk yıldır hasret oldukları o kokuyla uyuyakalmışlardı.
                                             2 AY SONRA
Doğum yaklaşmış Hünkar'ın sancıları sıklaşmıştı. Hünkar her sancılandığında Ali Rahmet bebek geliyor sanıp sürekli panik yapıyordu. Kendi odalarından bir kaç parça kıyafeti Züleyha'nın odasına bırakan Ali Rahmet  doğum başlarsa merdivenlerden inerek vakit kaybetmemek adına bu odada kalmalarına karar vermişti. Çanta hazırlayıp kapının kenarına bırakmış akşam yemeği için masaya oturmuşlardı.
F; Yavrum doğum her an gerçekleşebilir bu sebeple yukarıda kendi odamızda değil Züleyha'nın odasında kalıcaz.
H; Tamam canım
Yemekler yenmiş çaylar içilmiş karı koca sohbete dalmışlardı. Uykusu gelen Hünkar yatmak isteyince odalarına çekilip uyumuşlardı. Hünkar gece boyu bir kaç kere sancılanıp uyanmıştı. Sabaha karşı uyuyan Hünkar sabah şiddetli bir sancıyla uyanıp kocasını uyandırmıştı
H; Ali Rahmet kalk canım. Ali Rahmet duymuyor musun.
F; Ne oldu yavrum
H; Bebek geliyor.
Ali Rahmet hemen kalkıp karısını kaldırıp arabaya bindirdiği gibi hemen hastaneye doğru yola çıkmışlardı. Hastaneye geldiğinde sedye istemiş doktorlar hemen karısını doğuma almışlardı. Fekeli konağı arayıp Saniye'ye durumu anlatmış Yılmaz'lara söylemesini istemişti. Durumu öğrenen Akkaya ailesi hemen yola çıkmışlardı. Doğumhane önünde karısını bekleyen Ali Rahmet için zaman bir türlü geçmek bilmiyordu.Ali Rahmet dışarıda beklerken karısı çok zor bir doğumdaydı. Doğum başladığı esnada Hünkar'ın tansiyonu yükselmiş ve doğum daha da zorlaşmıştı. Doğum gerçekleşmiş bebek sağlıklı olarak dünyaya gelmişti fakat doğumdan sonra Hünkar'ın kalbi durmuş ve doktorlar hayata döndürmek için çok mücadele vermişlerdi. Hemşire bebeği babasına götürmüş Ali Rahmet çocuğunu gördükten sonra karısının durumunu sormuştu ama cevap alamamıştı. Hünkar'ın doğumhaneden çıkarıp yoğun bakıma almışlardı. Doktorlar Ali Rahmet'e durumu anlatmışlardı. Duydukları karşısında yıkılan Ali Rahmet gözyaşları içinde yoğun bakım odasına girmişti.
IYI OKUMALAR

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ /HÜNFEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin