-18.Bölüm-

35.1K 1.8K 30
                                    

-----Gece'den devam----
Doktor ağzını açtı:
-Bildiğiniz gibi Yeşim Hanım'ın hastalığı ilerlemişt...
-Sadede gel!
-Kuzey Bey elimizden gelen her şeyi yaptık.Ama maalesef hastayı kaybettik.Başınız sağolsun.
Yanımızdan hızlıca uzaklaştı.Aras Yağmur'u götürüp oturtmuştu.Biz ise hala aynı yerde şok geçiriyorduk.Ta ki yoğun bakım ünitesinde üstü beyaz örtü ile örtülü Yeşim abla çıkana kadar.Yüzü görünmüyordu.Kuzey ilk kez sakin bir şekilde durumu kabullenmişçesine gitti ve oturdu.Yanına gidip oturcakken koridorun başından gelen sesle başım o tarafa gördüm.Ayağında topuklu ayakkabılarla koşan bir Çağla beklemiyordum.Yanımdan beni iterek geçti ve Kuzey'e sıkıca sarıldı."Aşkım Yeşim abla nasıl?"Kuzey'den ses çıkmamıştı.Çağla ona gözlerini dikince "Annem öldü..."diye cevap verdi.Gözlerinde hiç bir duygu yoktu.
"Yeşim abla ölemez!"diye etrafa bağırıp sahte bir şekilde ağlamaya başladı.Kuzey buna dayanamamış olmalı ki kalkıp cenaze işlemlerini halletmeye başladı.10 dakika sonra Peri,Melis ve Rüzgar geldi.Peri'nin yüzünde güller açıyordu.Nereden bilebilirdi ki bu gülüşün birazdan sönceğini.
Kuzey dönmüştü "Yarın cenaze var.Herkese haber verin"dedi ve Çağla'nın yanına geçti.Peri koşarak abisinin boynuna atladı.Kuzey ne kadar gülmeye çalışsada gülemiyordu.
Peri'ye sıkıca sarıldı.Sarılmayı bölen şey yine telefon sesi oldu:
-Efendim BABA
-Haberi hızlıca almışsın.
-Evet doğru.Yarın cenaze var.En azından katılırsın.
Karşıdan cevabı beklemeden kapattı.Peri'yi kucağından indirdi ve Çağla ile ayaklandı.Arkamı döndüğümde Kerem ve Mira'nın geldiğini gördüm.Koşarak yanlarına gittim ve Mira'nın diğer koluna girdim.Çağla ve Kuzey'de yanımıza gelmişti.Kuzey anlayışlı bir biçimde "Neredeydiniz?"diye sordu."Mira'ya sakinleştirici vermişlerdi.Onun yanındaydım"dedi Kerem ve Mira'nın kolunu daha sıkı tuttu.Çağla yapmacık bir sesle"Canım başınız sağolsun."dedi.Mira hiç bir şey anlamamış ve soru soran gözlerle Kuzey'e bakıyordu.Kerem durumu anlamış olmalı ki Mira'yı ilerletmeye çalışıyordu.Ama Mira inatla yerinden kıpırdamıyordu.Kuzey dayanamayıp bağırmaya başladı"Çok mu duymak istiyorsun?!Tamam söylüyorum.Annem öldü.Anladın mı?Öldü.Bir daha geri gelmeyecek."dedi ve arkasını döndü.Peri tam Kuzey'in önüne geçmiş dolu gözleriyle bakıyordu."Annem nerede?Bir daha gelmeyecek mi?..."diye sorular sıralarken göz yaşlarıda akıyordu.Kuzey Peri'nin boyuna çöktü"Annem bir daha dönmeyecek.O melek oldu ve bizi görüyor.Ama biz onu göremiyoruz."dedi ve Peri'ye kocaman bir öpücük verdi.Çağla ile Peri'nin yanından ilerleyerek gittiler.Ben Peri'yi kucağıma aldım"Biliyor musun benim annem de melek oldu."dedim.Peri şaşkın gözlerle bana bakıyordu.En sonunda dayanamayıp"Annelerimiz arkadaş olmuş mudur?Orada mutlular mıdır?"diye sordu.Kafamı olumlu anlamda salladım.Birlikte Kuzeylerin yanına oturduk.Herkes tam kadro burada olunca Kuzey "Hadi gidiyoruz.Çağla sen taksi ile dön.Bizde bir arabaya doluşup gidiceğiz."dedi ve hep birlikte dışarı çıktık.Taksi gelmişti.Çağla'yı uğurladıktan(!) sonra arabaya doluştuk.Sürücü koltuğuna Rüzgar,yanına Aras oturmuştu.Peri'yi Aras'ın kucağına vermiştik.Biz ise arkada sıkış tıkıştık.Cam kenarına Kuzey,onun dibine ben oturmuştum.

Yol boyunca kimse ağızını açmadı.Eve vardığımızda saat akşam 9'u gösteriyordu.Melisler gitmek istedi ama zorda olsa bu gece kalmaları için ikna ettik.Eve yavaşça girdik.Zehra Sultan ve diğer ev çalışanları bizi kapıda bekliyorlardı.Faruk abi gelmemişti.Zehra Sultan arkadan gelen Mira'ya sıkıca sarıldı "Kızım başımız sağolsun.Sen kendini üzme.Kıyamam ben size".Mira'nın gözlerinden iki damla yaş düştü.Kuzey onu kolundan tuttu ve sarıldı.Ben Peri'yi alıp yukarı çıkardım.Benim odamda kalıcaktık.Odamdan içeri girdik ve hala komodinin üstünde duran İphone'u gördüm.Peri'ye çaktırmadan telefonu çekmeceye attım.Peri'yi odada bırakıp onun odasından pijamalarını aldım.Odama döndüğümde kızlarda odamdaydı.Çoktan pijamalarını giyinmişlerdi.Melis'e Peri'nin pijamalarını verdim"Sen giydirir misin?"diye sordum.Olumlu anlamda kafasını sallayınca ben de odamdaki ikili çek-yatı kurmaya başladım.Peri ile ben burada yatacaktık.Ben çek yat kurmayı bitirdiğimde kapı çaldı.Zehra Sultan elinde tepsiyle içeri girdi."Size tost yaptım.Aç yatmanıza gönlüm razı olmadı."dedi ve tepsiyi bırakıp gitti.Zorla ve yavaşça da olsa tostları bitirdik.Ben tepsiyi aşağı indirmek için odadan çıktım.Merdivenlerdeyken ayağım kaydı ve yeri boylarken kitaplarda ki gibi biri beni tutmadı.Birinin üstüne kapaklandım.Gecenin karanlığında kimin üstüne düştüğümü anlamamıştım ama duyduğum sesle Kuzey'in üstüne kapaklandığımı anladım:
-Üstümden kalkmayı düşünüyor musun?
-Sen altımdan kalkmayı düşünüyor musun?
-Sen benim üstüme düştüm.Sadece tepsi bırakmaya gelmiştim.
-Tamam seni çekemeyeceğim.
Dedim ve üstünden kalktım.Mutfağa gidip tepsiyi bıraktım ve koşar adımlarla odaya gittim.Yavaşça kapıyı açtım ve herkes uyumuştu.Ben de sessizce Peri'nin yanına girdim ve uykuyla randevuya çıktım.

Küçük Bey Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin