-31.Bölüm-

58.2K 2K 70
                                    

#terörülanetliyoruz

Bir çok kişi yeni bölüm istedi.Ama maalesef genç abilerim bizim geleceğimiz için savaşıp,ölürken gerçekten hikaye yazmak çok zor oldu.Lütfen biraz anlayışlı olun

---------------------------

Kitaplarda ki gibi ben O'nun üstünde uyanmadım.Kitaplara benzeyen tek şey O'nun huzurlu kokusunun içime dolmasıydı.Gözlerimi zar zor açtım.Akşam nasıl yattıysak hala aynı pozisyondaydık.Zaman intikam zamanı...İçimden kötü kahkahamı attıktan sonra kollarından sıyrıldım.Telefonu elime alıp baktığımda saatin daha beş olduğunu gördüm.Ortalama bir saatlik uykuyla duruyordum.Baş ucumda ki suyu kafama diktim ve bardakla banyoya gittim.Musluk başını sıcağa ayarladım.Elimin yancağı dereceye gelince bardağı doldurmaya başladım.Bardak sonuna kadar dolunca musluğu kapattım ve sinsi sinsi odaya geri döndüm.İlk olara odanın kapısını açtım.Kendi tarafımdan Kuzey'in üstüne uzandım ve 32 diş sırıtarak suyu Kuzey'in kafasından aşağı boca ettim."Yandım"diye bağırırken ben çoktan koşmaya başlamıştım.Evdekilerin uyanmasına daha bir saat olduğundan mutfakta ki bahçe kapısından dışarı çıktım.Havuzun yanından geçerken arkama baktım.Kuzey'in tüm hızıyla bana doğru geldiğini görünce koşmaya devam ettim.Evin etrafında yarım tur attığımda daha fazla koşamayacağımı anladım.Son enerjim ile kendimi buz gibi olan denize attım.Kendimi dibe çektim ve kenara sündüm.Nefesimi en fazla 1 dakika tutabiliyor olmam şu anda dezavantajdı.Nefesimin sonlarına gelirken kendimi su yüzüne ittim.Derin derin nefes alırken Kuzey'in "Benden saklanabilceğini sanmıyordun dimi"demesiyle kafamı ağır çekimde yukarı kaldırdım.Kuzey sırıtarak bana bakarken elimle yaklaş yaptım.İyice yaklaştığında boynundan tutup kendime çektim.O'nun da suyu boylamasıyla gülmeye başladım."Bu ne lan buz gibi"Gülmem daha şiddetlenince Kuzey elimi aldı ve baklavalarına değdirdi.Değdiğim gibi elimi geri çektim ve gülmemi kestim.Bu sefer O sırıtıyordu.Gülmesi sinirimi bozduğundan elimle su attım.İkimizde gülüyorduk."Hasta olmadan çıkalım"hiç itiraz etmeden O'nu takip ettim.İkimizde merdivenlerden çıktığımızda Kuzey şezlongda bulunan havluyu aldı ve kurulanmaya başladı.Rüzgar estiğinden ben donuyordum ama O havluya sarınıp şezlongda oturuyordu."Gelecek misin yoksa donmayı mı düşünüyorsun"yavaşça yanına oturdum.Yanına sokulduğumda koluyla beni kendine çekti ve havlunun içine aldı.Şu anda beni havlu değil Kuzey'in çıplak vücudu ısıtıyordu.Yüzüne baktığımda gülümsüyordu.Yüzünün tüm hatlarını sanki son kez görüyormuş gibi ezberliyordum."Nasıl oluyor da beni her durumda güldürüyorsun"sorduğu soruyla Onu incelemekten vazgeçtim ve havaya girerek "Meslek sırrı"dedim.Alayla kahkaha attığında yüzüm sinirden kızardığına emindim.Kolunu omuzumdan attım ve ayağa kalktım.Daha ne olduğunu anlayamadan ıslak zemini boylamam bir oldu.O hala kahkaha atarken daha çok sinirlendim.Tek hamleyle ayağa kalktığımda ayağımın acısıyla inledim.İnlememi duyunca kahkahası son buldu.Seke seke eve yöneldim."Ergenus,Höküz,Aptal,Uyuz Küçük Bey..."söylenmem ayaklarımın yerden kesilmesiyle küçük bir çığlık oldu.Korkudan elimi beni yukarıda tuttan şeye sardım.Gözlerimi kapatıp kafamı beni tutan kişinin boynuna gömdüm.Huzurlu kokuyla gözlerimi açtım ve çapkınca sırıtan Kuzey ile karşılaştım."Manyak mısın çok korkuttun"Hala gülmeye devam ederken tek elimle omuzuna vurmaya başladım.Gülmesini durdurduğunda "İyilik yapalım dedik"diye homurdandı.Tüm gücümle kendimi yürüyen Kuzey'in kollarından aşağı attım.Bir daha ayağımın üstüne düşmemle bu sefer ağlamaya başladım.Kuzey ne olduğunu anlamadan bana bakıyordu.Aslında ağlamamın başka sebebi canımın normal insanlardan daha çok acımasıydı.Geçen yıl İdil'in doğum gününde buz patenine gitmiştik ve ben oradada sakarlığımı göstermiştim.Düşüp ayağımı kırmıştım.Zaten alçıyı da erken çıkarmış ve ayağımın tam iyileşmemesine sebep olmuştum.

Kuzey sakince yanıma çökmüştü.Eliyle göz yaşlarımı silerken aynı zaman da yanağımı okşuyordu.Yumuşak dokunuşlarıyla sakinleştiğimde "İyi misin"dedi.Kafamı olumlu anlamda sallayınca ayağa kalktı.O kalkarken istemeden ayağıma bakmıştım.Ayağım davul gibi şişmiş,patlıcan gibi morarmıştı.Kafamı geri çevirdiğimde bu sefer nazikçe beni kucaklamıştı.Gözlerimi kapattım ve sessiz sessiz ağlamaya başladım."Ağlama"yumuşak ama bir o kadar sert emriyle gözyaşlarımı durdurdum ama acım hala geçmemişti."Ağladığımı nasıl anladın"yürümeyi kesti ve bana 'Gerçekten mi' bakışı attı.Hala anlamadığımı görünce oflayarak "Tişörtümü gözyaşlarınla yıkadın da"bu haldeyken bile dalga geçmesi sinirimi bozmuştu ama hiç bozuntuya vermeden sustum."Niye bu kadar çok acıdı"yürümeye devam ederken sorması ona bakmamı zorlaştırıyordu ama kafamı ona çevirdim ve "Daha bir yıl bile olmadan önce ayağım kırılmıştı"dedim.Çok anormal bir şey anlatmışım gibi bana bakıyordu."Önüne bak düşüceğiz"dememle dikkatini benden aldı.Ayağıma baktı ve ciddiyetini bozmadan yürümeye devam etti.Mutfak kapısını tek eliyle altımdan açtığında boynuna daha çok yapıştım."Sen de dünden meraklıymışsın"o görmesede gözlerimi devirdim.Yavaşça sandalyeye bırakırken hep gözlerime bakmıştı.Buzluktan buz alıp yanıma geldi ve nazikçe ayağıma değdirdi.Her hareketini dikkatle inceliyordum.Buzu ayağıma bastırmaya başlayınca tepkilerimi ölçmek için bana bakmaya odaklandı."Benim tuttuğum gibi beş dakika tut"nazik bir şekilde verdiği emir karşısında elimi tuttu yere götürdüm.Elini çekerken elime değmesi bile buz gibi olan elini çöl sıcağı gibi hissetmeme neden olmuştu.Havalı bir şekilde mutfaktan çıkınca beklemeye başladım."Günaydın.Erkencisin bugü-Ayağına ne oldu"Zehra Sultan'ın dehşete düşmüş ifadesine daha fazla dayanamayıp açıklama yapıcakken "Sakar şey düştü" diye duyduğumuz sesle kafamız kapıda sırıtan Kuzey'e döndü.Elinde sargı ve bir krem ile bana yaklaştı.Zehra Sultan,Kuzey'e imalı imalı bakarken "Rüzgar kendini belli etmeye başlamış.Yeşim Hanım haklıymış"diye mırıldandı ve yemek işine döndü.Kuzey umursamanan ayağımda ki buzu kaldırdı.Elinde ki kremi ince dokunuşlarla ayağıma sürerken hiç acı hissetmiyordum.Kremi sürmeyi bırakıp ayağıma sargı ile sarmaya başladı.İşi bittiğinde usulca "Teşekkürler"dedim.Her zamankinden daha değişik bakmaya ve gülümsemeye başlamıştı.Tek ayağımın üstüne yüklenerek ayağa kalktım.Krem ayağımın acısını aldığından rahat rahat yürüyebiliyordum.Birlikte yukarı çıktığımızda odamın kapısını açtığım sırada "Bugün benim istediklerim olucak ona göre giyin"dedi.Odaya girdiğimde kendimi yatağa fırlattım.Yüzümü yastığa gömmemle onun kokusunu almam bir oldu.Uykumun kaçtığını ve şu anda ıslak olduğumu düşününce kendimi banyoya attım.Kafamı küvete eğip saçımı yıkadıktan sonra tüm kişisel işlerimi hallettim.Odama döndüğümde yatağın üstünde oturan boy boy kızları görmek beklediğim bir şey değildi."O Gece Hanım yüzünüzü gören cennetlik"Mira'nın yapmacık kızgınlıkla yüzüme çarpıttığı gerçekler yüzümün asılmasına sebep olmuştu."Ona kızma"Peri'nin bu saflığı hoşuma gitmişti.Böyle düşünen tek ben olmadığımı kızların gülmesiyle anladım."Pericim,ablan şaka yaptı"Yağmur'un Peri'yi kucağına alıp yaptığı açıklamayla Peri şaşkın şaşkın bize bakmaya başladı.Yanlarına gidip Peri'yi öpmeye başladım."Oha ayağına ne oldu"Yağmur'un bağırmasıyla,Mira bir çırpıda beni oturtup ayağımı incelemeye başladı."Düştüm"Yağmur gözlerini devirirken Peri ondan beklemediğim bir çıkış yaparak "Onu zaten biz de anlamıştık"dedi.Oflayarak kolumda ki saate baktım."Geç kalıyosunuz!"Konuyu değiştirmemle kızlar koşarak odadan çıktı.Çıkmalarını fırsat bilerek dolabın karşısına geçtim.Kızlarla alışverişten aldıklarımızdan bir kombin (Multide) yapıp giyindim.Siyah küçük el çantamı düzenledikten sonra ayna karşısına geçtim.Saçımda ki bukleleri öne attıktan sonra belli olmayan pembe bir ruj sürdüm.Gözlüklerimi kafama taktıktan sonra son kez aynada kendime baktım.Odadan çıkar çıkmaz Betül Abla ile karşılaştım."Günaydın Gececim.Çok güzel olmuşsun hayırdır"iltifatı karşısında gülümsemeden duramadım ve ben de gülümseyerek "Hiç Kuzey dışarı çıkmak istedi.Biliyorsundur Mira ile araları kötü..."sonlara doğru sesim alçalmıştı.Kafasını olumlu anlamda sallayınca yanından geçip alt kata indim.Salona yöneldiğimde koridorun sonunda ki kapı dikkatimi çekmişti.1 aydan uzun süredir evde olupta o kapının arkasında neler olduğunu bilmemek saçma gelmişti.Kendimi bu düşüncelerden arındırdım ve tüm neşemle salona "Günaydın"diyerek damladım.Masada gergin havayı hissetmemle gülen yüzümün solması bir oldu.Masada Peri dışında herkes tamdı.Kuzey'in yanında ki yerimi aldım ve karşılıklı oturan Mira ve Kuzey arasında göz gezdirmeye başladım."Aranızda ki sorunu artık çözün.Düğünde böyle olmanızı istemem"Faruk Abi'nin söyledikleriyle tüm dikkatim ona kaymıştı."Düğün ne zaman"kimsenin soramadığı soruyu Yağmur sormuştu.Faruk Abi derin bir nefes aldı ve kafasını tabağından kaldırıp "Haftaya cumartesi"demesiyle Mira'nın gözleri doldu beni ise öksürük krizi tuttu.Yine...Peri'nin kapıda belirmesiyle herkes eski haline döndü.Yağmur konuyu dağıtmak istercesine "Bu arada okula forma kuralı geliyormuş"dedi.Biz Yağmur ile bu konuyu konuşurken Kuzey,Mira'ya bakıyordu.Konuşmamız bittiğinde kahvaltı da bitmişti.Tam masadan kalkmıştım Mira'nın "Babacım izninle akşam kızlarla çıkalım" demesiyle geri oturdum.Kuzey "Olmaz"dediğinde Faruk Abi "Olur"demişti.Mira memnuniyetle babasına bakarken Kuzey'e hiç bakmamıştı bile.Herkesin kalkmasıyla ben de ayaklandım."Kapıdayım"Kuzey'in sadece benim duyucağım şekilde fısıldamasıyla kafamı olumlu anlamda salladım.O dışarı çıkarken ben Mira'nın peşinden yukarı çıktım.Odasının kapısını çalmadan bodoslama içeri girdim.Çantasını hazırlarken sessizce ağlayan Mira beklediğim bir manzara değildi.Hızlı adımlarla yanına gidip sarıldım.O'da kollarını sıkıca bana sardı ve derin nefesler alarak kendini sakinleştirdi."Annemi istiyorum..."acısını anladığımdan daha sıkı sarıldım "...Bu hayatta sadece Kuzey kalmıştı.O'da gitti"O'nu kendimden uzaklaştırdım.Destek olmak için ellerinden tuttum ve gözlerinin içine bakarak "Kuzey hala seni seviyor.Hem sen tek değilsin.Biz varız,Kerem var..."yüzü Kerem'in adını duyar duymaz gülmeye başlamıştı."Çok teşekkür ederim"dedi ve çantasını alıp odadan çıktı.Odada tek kalmıştım.Yerden destek alarak ben de ayağa kalktım ve alt kata indim.Evde kimsenin kalmadığını fark etmem uzun sürmemişti.Zaman kaybetmemek için sakat olan ayağıma çok yüklenmeden koşarak otoparka gittim.Kuzey siyah gözlükleri kadar siyah motorun yanında beni bekliyordu.Yanına gittiğimde beni iyice süzmeye başladı.Fırsattan istifade ben de onu süzüyordum.Üstünde siyah beyaz bir tişört vardı.Kasları ne kadar belli olsada dikkatim hiç oraya kaymıyordu.Diğer kızlardan farklı olduğumu bir kez daha anlamıştım.Ben Kuzey'in kaslarına değil,bakışını ve gülüşünü sevmiştim.

Küçük Bey Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin