-37.Bölüm-

40.3K 1.7K 256
                                    

Arkadaşlar ilk olarak kimler GEZEY aşkı olmasını istiyor?
Maalesef kötü bir haberim var.Gezey aşkı zor olucak.Çünkü yazdıklarım belli bir kurgu dahilinde ve final bölümünde daha çok olmasına rağmen finalin güzel olması ve finalde neler olacağını tahmin etmeniz için bunları uzatmam lazım.Meraklı okumalar...

Ve bölümleri geç yayınladığım için özür dilerim ama ocak ayının sonuna kadar hiç bölüm gelmeyebilir o yüzden yb yorumları atmanıza gerek yok

-----------------------

Aynı anda çalmaya başlayan dört alarmla açılmamakta ısrar eden gözlerimi açtım.Uyku sersemliğiyle etrafıma hafifçe göz gezdirdim ve pencereden içeri giren güneş ışıklarını izlemeye başladım.Hava da uçuşan tozlar güneş ışıklarıyla parlarken oda iyiden iyiye aydınlanmıştı.

Paytak adımlarla yataktan banyoya yöneldim.Beyaz banyo kapısını yavaşça açtım.Banyonun soğuk zeminine çıplak ayaklarım değdiğinde vücudumdan bir ürperme geçti.Yüzüme çarptığım soğuk suyla gözlerim sonuna kadar açılırken,tüm çapaklarım temizlenmişti.Keçe gibi olan saçlarımı tararken aynada komik surat ifadeleri geçiyordu.

Odaya geri döndüğümde şu anda tek temiz olan okul formalarımı üstüme geçirdim.Saçlarımı da rahat bir at kuyruğu yaptıktan sonra çantamı da hazırladım.Ardından kendime aynada son kez baktım ve heidi gibi zıplayarak odadan çıktım.Merdivenleri de aynı neşeyle indiğim ve mutlulukla masa da oturan tüm aileme "Günaydın" dedim.Onlar benim bu neşeme şaşkınlıkla karşılık verirken çoktan Kuzey'in karşısına oturmuştum.Tabağım da duran sıcak menemeni ekmek ile ağzıma tıktım.

"Bu mutluluğun sebebini neye borçluyuz"

"Hiçbir şeye Yağmurcum.İçimden geldi"

"Öyle olsun bakalım"

Yağmur küçük bir çocuğu kandırır gibi beni geçiştirdiğinde gülümsemeden edemedim.

*************

Öğretmenin sınıfa girmesini beklerken kalemle masada tempo tutuyordum.Yanımda ki hareketlenmeyle dünden beri hiç konuşmadığım ve kırgın olduğum Kuzey'in oturduğunu bakmadan anlamıştım.Kafamı bile ona çevirmedim ve camdan dışarı izlemeye başladım.

Bahçede ki koca yeşil ağacın üstünde kuşlar cıvıldıyordu.Etrafta ömürlerinin kısacık olduğunu bilmeyen renkli kelebekler çiçekten çiçeğe konuyordu.Bahçede onlar dışında bir tane bile canlı yoktu.Okulun otoparkına giren araba ile bahçe duman içinde kaldı.Siyah camları olan gri arabanın içinde ki sanki camın arkasından bana bakıyordu.Telefonumun cebimde titremesiyle bakışlarımı arabadan çektim.Cebimden telefonu çıkartıp kilitli ekranda duran mesajı okudum.

GÖNDEREN:Pars
Camdan öyle bakmayı kesip arabaya gel.Çantanı da al,konuşucaklarımız var

Hocanın derse hala girmemiş olmasını fırsat bilerek sıramın üstündekileri çantama tıktım ve Kuzey'i hiç umursamayıp sınıftan çıktım.Tam merdivenlerden inecekken kolumdan nazikçe tutuldum.Kafamı döndürdüğümde Kuzey il karşılaşmak beklemediğim bir şeydi.

"Nereye gidiyorsun"

"İşim var.Pars ile buluşacağım"

"Onunla baş başa bir yere gidemezsin"

"Kolumu bırak"

"Sen beni duyuyor musun!?Gidemezsin"

"Bana karışma hakkını sana kim verdi?Hayatıma sakın burnunu sokma"

Küçük Bey Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin