İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin
Twitter: aysegulkalay_
***
Yeni bölümden herkese selamlar...
Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar!
***
"ACI TESADÜF"
Sıcak bir avcun içinde ısınan eli, hayranı olduğu siyah gözlerin değen narin bakışları, ruhunu titreten o eşsiz heyecan ve soluduğu o muhteşem karakteristik koku... Her insanın kendine özgü bir kokusu oluyordu, Arslan'ın kokusu da Ayşegül için ayırıcı bir kokuydu. Bu kokuyu nerede solusa, o kişinin Arslan olduğuna emin olurdu. Parfüm kullansa bile tanırdı. Seviyordu bu kokuyu...
"Kokun çok özel..." diye mırıldandığında, Arslan hafifçe tebessüm etti. Parfüm üreten bir adam olarak, çok fazla koku sıkmayı tercih etmiyordu. Karısının kokusunu beğenmesi, parfüm sıkma olayını daha da seyrekleştirecekti belli ki...
"Senin kokun ise eşsiz..." dediğinde, uzandı ve karısının boynunu hafifçe kokladı. Ettikleri yavaş dansın büyüsü, böylece daha da artmıştı. Ayşegül gözlerini yumup anın tadını çıkardı. Yalan bir aşkı, gerçekmiş gibi yaşayan deli bir kalbe sahipti. Mümkünü olmayan mutlu sonu, hayalinde de olsa yaşamış hissediyordu. Sonsuza kadar mutlu yaşamayacaklardı belki ama bu bile onun için yeterliydi.
"Kokunu her soluduğumda, daha önce bir yerlerde karşılaşmışız gibi hissediyorum." Arslan'ın sözleri, Ayşegül'ü abartısız bir şekilde güldürdü. "Sen ve ben? Daha önce karşılaşmamız imkânsız!"
Arslan, karısının kokusunu bir kez daha uzunca soludu ve zihnini zorlayan o tanıdıklığa isim bulmaya çalıştı. Nerede ve nasıl karşılaşmışlardı? Ayşegül'le daha önce, bir yerlerde karşılaştıklarına emindi ama hatırlamıyordu.
"Seninle bir yerlerde karşılaştık, bundan eminim. Benim koku hafızamı hafife alma derim." Ayşegül, Arslan'ın ısrarıyla gülümsedi ve imayla söylendi. "Yanımdan geçmişsindir belki, çarpmışsındır mesela ama benim gibi fakir bir kızı görmeyecek kadar kibirlenmişsindir."
"Ya da sen, sana çarptığım için bana zengin züppe deyip, ardına bakmadan sinirle uzaklaşmışsındır."
"Belki de bir vapurda yan yana yolculuk etmişizdir. Ben gazetede iş ilanlarını okurken, sen de iş dünyasıyla alakalı şeyler okumuşsundur." Arslan, tek kaşını kaldırdı ve kendini beğenmiş bir tavırla söylendi. "Özel yatım var. Vapur çok tercih ettiğim bir araç değil..."
Ayşegül, onun kendini beğenmiş hâliyle, omzuna vurdu ve sahte bir sinirle söylendi.
"Zengin züppe!"
Arslan, güldü ve daha sonra tahminlerine devam etti.
"Belki de tam olarak şöyle bir şey olmuştur; bir otelde ya da iş yerinde aynı asansöre binmişizdir."
"Sen ve ben? Saçma... Sizin gibi zenginlerle, bizim gibi fakirlerin aynı asansöre binmesi gibi bir durum olamaz! Sen ultra zengin olarak özel asansöre, bende işçi sınıfı olarak sıradan asansöre binmişimdir."
"Hımm... Başka ne olabilir?" diye düşünen Arslan'a, bu kez Ayşegül tahmin yaptı. "Belki de şöyle olmuştur; sen benim çalıştığım ultra lüks restorana gelmişsindir ve ben sana servis yapmışımdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
RomanceBebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" di...