İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin
Twitter: aysegulkalay_
***
Yeni bölümden herkese selamlar...
Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar!
***
"KAHVE"
Arslan'ın, Cem'i öğrenmesini istemiyordu çünkü yanlış anlayabilirdi. Yatakta sıkıntıyla uzanmaya devam ederken, odanın kapısı açıldı ve kocasının geldiğini gördü.
"Uykucu..." diyen Arslan, kapıyı kapatıp karısının yanına ilerledi ve yatağın kenarına oturdu. "Ecrin, döndüğünüzden beri odadan çıkmadığını söyledi. Hasta mısın?"
Saçlarını okşayan elin hissiyle mayışan Ayşegül, gülümsemeye çalıştı. İçindeki tedirginlik hissi, ansızın uçup gitti. Arslan'ın yanındayken, kendini fazlasıyla iyi ve güvende hissediyordu. Tanımadığı insanlara karşı cesur yanı ağır basarken, Cem gibi manyakların ruh hâlini iyi bildiğinden ister istemez içini korku basıyordu.
"İyiyim, yorulunca uykum geldi. Zaten bu hamilelikte sürekli uykusuz gibiyim. Yakında Tom'un yaptığı gibi göz kapaklarıma kibrit tutturacağım!"
"Tom kim?" diye asabi şekilde soran kocasının kıskanç hâliyle güldü. "Var ya hani çizgi film... Tom ve Jerry... Bizim Hüsamettin kadar olmasa da Tom da şirin bir kediydi. Jerry'den nefret ederdim. Sürekli zavallı kediyi peşinden koşturur ve dalga geçerdi. Vicdansız!"
Karısının anlatışı üzerine aklına gelen çizgi filmle güldü, Arslan. Uzanıp Ayşegül'ün yastığına dirseğini yasladı ve tepeden karısının yüzünü süzdü. Onun güzel yüzünü eliyle hafifçe okşadığında, neşeyle söylendi.
"Ama Jerry kaçmasa, Tom onu yerdi."
"Hıı! Bak o da doğru... Ama olsun, Tom'a yazık. Bir de Tweety vardı. Aptal kuş! Kediye yapmadığını bırakmıyordu sonrada safmış gibi söyleniyordu. 'Bir kedi gördün sanki...' İyi görünen ama aslında kötü olan çizgi film karakteri onlar!"
Arslan, karısının bakış açısına gülüp alayla söylendi.
"Korkarım ki sen Gargamel'i de iyi bir adam olarak görüyorsundur."
"Haa, yok! Ona gıcığım ben... Şirinler çok tatlı! Ama neden sadece Şirine vardı kadın olarak, hâlâ anlamıyorum. Sonra Örgülü de aralarına katıldı ama işte! Yine de o kadar şirinin arasında az olmaları hoş değildi!" deyip, hızla kocasına döndü. "Bana Şirine alsana!"
"Oyuncak mı istiyorsun?"
"İsteyemez miyim?"
"Yaşına göre biraz değişik bir istek..." diyen Arslan'a, hüzünle tebessüm etti. "Aslında çocukken yetimhaneye bazen oyuncak getiren zenginler olurdu. Bir gün Şirine'yi getirdiler, çok istemiştim ama benden küçük bir kız vardı. Ailesini yeni kaybetmişti ve sürekli ağlıyordu. Bende Şirine'yi ona verdim. Bir daha da hiç öyle bir oyuncak gelmedi."
Arslan, duyduklarından sonra uzandı ve karısının dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Onun acılarını her ne kadar anlamaya çalışsa da eksik kalacağını biliyordu. Onu öyle çok sarıp sarmalamak istiyordu ki anne ve babası olmak istiyordu. Onların yokluğunun acısını dahi hatırlamasın istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
RomanceBebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" di...