İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin
Twitter: aysegulkalay_
***
Yeni bölümden herkese selamlar...
Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar!
***
"SÜRPRİZ MİSAFİR"
"Ne yapıyorsunuz bakalım, ikizler?"
Kendisinden önce neşesi salona giren Ecrin, iki kardeşin arasına gelip oturdu. Tam olarak kıskanç bir küçük kardeş gibi davranıyordu ve onun bu hâli diğerlerini güldürüyordu. Ecrin ise ikisine bakıp gülümsedi. Çünkü gerçekten bu iki kız, hayatına giren en güzel mucizelerdendi.
"Ben geldim!" diye seslenen Buğra ile üçünün de bakışları salon girişini buldu. Önce Buğra ve hemen arkasından, adı sanı bilinmeyen bir cisim salona girdi. Öyle bir şeydi ki uzun boyu, muhteşem fiziği ve güzel yüzüyle tam bir manken gibiydi!
"Yalnız gelmemişsin ama..." diye söylenen Ecrin, gelen kızı gördüğü anda kanında dolaşan tiksintiye engel olamadı. Buğra ise onun tavrını fark edip uyarır nitelikte söylendi. "Ceyda'ya bir hoş geldin demek yok mu, Ecrin?"
Ecrin bir şey demeden, Ayşegül sessizce sordu.
"Kim bu manken gibi kız?"
Onun sorusuyla yüzünü düşüren Bahar, çattığı kaşları ve kötü bakışlarıyla Buğra'ya döndü. Onun bakışlarıyla tedirgin olan Buğra ise yutkunup gülümsemeye çabaladı. Ecrin ise iki kardeşe fısıltıyla yanıt verdi.
"Manken gibi değil, zaten manken! İngiltere'de yaşıyor."
Onlara yanıt verdikten sonra kalkan Ecrin, samimiyetsiz bir şekilde Ceyda'yı karşıladı ve Bahar ile Ayşegül'ü tanıttı. Herkesle tanışan Ceyda, gülümseyerek Buğra'nın gösterdiği yere oturdu.
"Ceyda'nın İstanbul'da birkaç çekimi olacak ve bu yüzden, bir hafta kadar biz de kalacak." Ecrin, alayla sordu. "Koskoca ajansı ona bir otel tutamamış mı?"
Buğra, boğazını temizleyip kardeşini uyarırken, Ceyda'nın kendisi yanıtladı.
"Aslında tuttular ancak ben Buğra'yı özlediğim için onunla kalmayı tercih ettim. Hem belki bu kez, onu benimle İngiltere'ye gelmeye ikna ederim."
"Yavaş!" diyen Ecrin, abisinin kötü bakışlarıyla, sahte bir şekilde tebessüm etti. "Yani burası aile evi olduğu için bebek falan seni rahatsız eder diye dedim. Ağlamasıdır, huysuzluğudur. Asıl önemli olan ise Buğra abim seninle gelemez!"
"Neden?"
"Herhâlde sevgilisini bırakıp gidecek değil!" dediğinde, Bahar'ı ön plana aldı. Ceyda ise Bahar'ın bakışlarındaki sertliğin sebebini şimdi anlamıştı. Demek Buğra, bıraktığı gibi yalnız ve onun değildi. Yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirip konuşmaya devam etti.
"Haklısın. Sevgilisi olduğunu bilmiyordum; saatlerdir birlikteyiz hâlbuki!"
Bu sözleriyle Bahar'a, 'senden bahsetmedi, yani o kadar da önemli değilsin' mesajı vermeye çalıştı. Bunu anlayan Buğra, hızla araya girdi.
"Aslında söyleyemememin sebebi, senin bitmek bilmeyen fotoğraf çekimlerin. İstanbul'da hiç yaşamamış gibiydin." Ceyda, güldü ve elini Buğra'nın bacağına atıp yanıt verdi. "Ah, hayatım! Evet, burada yaşadım ama artık bir yabancı gibi hissediyorum kendimi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
RomanceBebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" di...