İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin
Twitter: aysegulkalay_
***
Yeni bölümden herkese selamlar...
Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar!
***
"YALAN"
"Ayşegül, hayatım... Lütfen kapıyı aç da konuşalım."
Arslan, odanın kapısının önünde nöbet tutarken, ara ara diğerleri gelip durumu yokluyordu ama sonuç hiç değişmiyordu. Çünkü Ayşegül, öğrendiği şeyle hem şaşkına dönmüştü hem de büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.
Bahar ile Buğra'nın olması demek, ileride Arslan'la boşanma süreçlerinde kardeşinin zarar görmesi demekti. İster istemez bir gerginlik yaşanacak ve bundan onlar da etkilenecekti. Diğer yandan ise kardeşinin haftalardır hayatında biri vardı ve ondan saklamıştı. Herkes biliyordu ama o... Sanki bir yabancı gibiydi.
Bu eve gitmek üzere gelen bir insanken, şimdi gerçek bir ilişki yaşayan kardeşi ve Buğra, her şeyi karmakarışık bir hâle sokmuşlardı. Ondan kendisi gibi ayrılmasını isteyemezdi. Unut diyemezdi. Ne yapacaktı peki?
Arslan, boşanmaktan bahsetme demişti demesine ama karnındaki bebeğin sağlığını düşündüğü belliydi. Bu evden başka bir yerde, bebeğinin gelişimini sorunsuz nihayete erdiremezdi. Hem işin ucunda bir tek karnındaki bebek değil, Nehir de vardı. Yani Arslan, en mantıklı durumu ona dayatıyordu.
O ise...
Bu süre zarfında Arslan'ın ona karşı tüm yakınlığını ve sıcaklığını, sonuna kadar hissetmek istiyordu. Dokunduğundaki o güzel his, kaybolmasın istiyordu. Sevmek istiyordu. Sevilmek istiyordu. Bunu ona verebilecek tek kişi de kocasıydı!
Ona olan önlemez hisleri, gittikçe kalbini daha kötü bir hâle getiriyordu ve onu korkutuyordu. Bir gün son hızla çarpan kalbinin, tak diye durmasından çok korkuyordu! Aslında fena da olmazdı. Severken öldü, derlerdi arkasından! Bu düşünceyle kıkırdadı ve kapıda hâlâ nöbet tutan kocasını hatırlayıp ayaklandı. Kapıyı açmadan evvel gülüşünü soldurdu ve yüzüne hüzünlü bir tavır takındı.
"Ne var?" diyerek kapıyı açtığında, Arslan son anda doğruldu. Aksi hâlde yaslandığı kapıdan yere doğru çakılması kaçınılmaz bir sondu. Üstünü düzeltti ve kapı pervasına yaslanıp karısına baktı. "Hiç açmayacaksın sandım."
Ayşegül, alınmışçasına söylendi.
"Hiçbirinizi görmek istemiyorum. Neyim ben bu evde? Dış kapının dış mandalı mı? Kardeşim biriyle birlikte ve bunu benden başka herkes biliyor! Değerim bu kadarcık mı sizin gözünüzde? Ben bu akşam ısrarla nerede olduklarını sormasam, kimsenin hâlâ bana söylemeye niyeti yoktu! Sonra vay efendim Ayşegül alıngan! Ben size böyle yapsam..." dediğinde, Arslan onu susturmak için hızla dudaklarına kapandı ve geri çekilip alayla söylendi. "Çok konuşuyorsun."
"Sen de alıştın beni öpmeye! Konuşuyorum öpüyorsun, susuyorum öpüyorsun, bakıyorum öpüyorsun!"
"Fena mı yapıyorum?"
"Evet, fena yapıyorsun! Bundan sonra öpersen, tokadı basarım!"
"Kocana kıyacak mısın gerçekten?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
RomanceBebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" di...