İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin
Twitter: aysegulkalay_
***
Yeni bölümden herkese selamlar...
Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar!
***
"YALNIZ"
Buğra'nın yoğun ısrarlarıyla başa çıkamayan Bahar, el mecbur onun her zaman takıldığı arkadaşlarıyla tanışmak üzere, o hiç sevmediği gürültülü barlardan birine gitmek zorunda kaldı. Daha kapıdan ilk girdiği anda kulaklarına dolan yüksek müzik sesi, başını ağrıtmaya yetmişti. Onun duraksadığını fark eden Buğra, elinden tutarak kalabalığa doğru çekiştirdi. Bahar ise mecburiyetin verdiği o isteksizlikle peşinden ilerlemeye başladı. Etrafındaki herkes o kadar değişikti ki çoğunun kafasının güzel olduğuna emindi. Yüzlerindeki o eğlenen ifade ise tamamıyla mutluluk maskesiydi!
Kalabalıktan kurtulup bir locaya yetiştiklerinde, müziğin o yoğun gürültüsü bir nebze azalmıştı. Elinin boşluğa düşmesiyle, bakışlarını Buğra'ya çevirdi. Arkadaşlarıyla selamlaşmalarını ve anlamadığı şakalarla birbirine takılmalarını, ifadesiz şekilde izlemeye başladı. Durum o kadar uzamıştı ki Buğra'nın onu unuttuğuna neredeyse emin olmuştu. Ama bu, yapılan salakça şakalardan daha kötü değildi elbette! Ortaokul çocuklarının dahi gözlerini devireceği bu manasız sohbete ne kadar katlanabilirdi, hiç emin değildi!
Dalmış vaziyette sıranın kendisine gelmesini beklerken, ansızın belinde hissettiği elle sağ yanına döndü. Ona yılışık şekilde sırıtan yabancı adam, Buğra'nın selamlaştığı gruptandı ama bu seviyesiz tavrı anlayamadı. Adamdan hafifçe uzaklaşmak isterken, onun bir anda kulağına eğilmesiyle kalakaldı.
"Sen şu meşhur Bahar olmalısın!" Onun bu rahat tavrına iyiden iyiye sinirlenen Bahar, belindeki eli uyarırcasına kendinden uzaklaştırdı ve sert bir üslupla yanıtladı. "Evet!"
"Ben de Faruk... Buğra'nın üniversiteden çok yakın arkadaşıyım."
Bahar'ın bakışları kısa bir an Buğra'ya döndüğünde, onun hâlâ diğerleriyle sonu gelmeyen sohbetiyle kaşlarını çattı. Derin bir nefes aldı ve yanındaki yılışık adama döndü.
"Memnun oldum!"
O sırada aralarına giren Buğra'nın sonunda aklına geldiği için nedensizce mutlu olmuştu. Biraz daha Faruk denen zibidinin yanında kalırsa, yapacaklarını kendi de kestiremiyordu.
"Tanıştınız mı?" diye hevesle soran Buğra'ya, Faruk'un yılışık sırıtışı eşliğinde verilen evet cevabı, Bahar'ın asabını bozdu. Ya ona göre uzak bir ortamdı ve yanlış anlıyordu ya da bu adam gerçekten ona asılıyordu! Bunun verdiği gerginlikle Buğra'nın koluna girdi. Sevgilisinin gösterdiği yere oturduğunda, herkes yavaşça kendini tanıtmaya başladı. Diğerleri de Faruk kadar olmasa bile, laubali ve seviyesiz espri yapan tiplerdi. Hele ki kızların, onun üstünü tiksinç bir ifadeyle süzüşü, canını iyiden iyiye sıktı. Tam nefret edecekti ki aralarından bir tanesi yanına oturdu ve tatlı bir gülümsemeyle kendini tanıttı.
"Ben de Nilay... Şu arkamda gördüğün yakışıklı da sevgilim Cüneyt."
"Memnun oldum." Bahar'ın mesafeli cevabıyla, Nilay eğildi ve özel bir sohbet başlattı. "Gerildiğinin farkındayım, ilk zamanlar bende senin gibiydim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
RomanceBebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" di...