BÖLÜM 46: EDEPSİZ

18.6K 864 40
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"EDEPSİZ"

"Nehir'in ilaçlarını vermeyi ihmal etmezsiniz, değil mi Nazan Hanım? Ha bir de Feride için dolaba süt bıraktım, acıkırsa içirirsiniz. Bir de uyursa üstünü örtün lütfen, bu ara hava çok esiyor; hasta olmasın."

Ayşegül, bebeklere yetişemediği için Arslan'ın ısrarı üzerine, eve bir yardımcı almıştı. Gündüzleri en azından rahatlıyordu. Geceleri ise Nehir'in düzenli uykusu, Ayşegül'ün işini kolaylaştırmaya yetiyordu. Nazan, Ayşegül'ün tüm uyarılarını dinledikten sonra gülümsedi.

"Siz hiç merak etmeyin, ben kızlara gözüm gibi bakacağım."

"Sağ olun..." dediğinde, Ecrin arkadan sabırsız bir sesle söylendi. "Hadi ama artık! Yarım saattir burada ağaç olduk. Nazan Hanım, ne yapacağını iyi bilir!"

Ayşegül, huzursuz bir tavırla döndü ve kızların yanına yetişti. Onların sitemli sözleri üzerine, kaşlarını çattı.

"Anne olunca göreceğim ben sizi! Bakalım bebeklerinizi öylece bırakıp çıkabiliyor musunuz?" Onun sözleri üzerine, Ecrin hızla lafa girdi. "Valla alışmaya bakarsan iyi olur. Yakında sınav için ders çalışmaya da başlayacaksın, hepsini bir arada götürmek kolay değil. Hem Nazan Hanım, çok tatlı ve işini bilen bir kadın. Biraz rahatla ve günün keyfini çıkar!"

Ecrin'in önerisine uyup kafasını rahatlatmaya çabaladı. Geldikleri gelinlik mağazasında kızların gelinlik seçmesini izlerken, o da bir köşeye geçmiş dergilere bakınıyordu. Gördüğü güzel gelinliklerle tebessüm ettiğinde, aklına gelen çocukluk anılarıyla gülümsemesi büyüdü.

Yurttaki uzun beyaz perdelere sarılır, gelinlik giymiş gibi hayal ederdi. Çocukluğundan beri hayalini kurduğu bu isteği, ne yazık ki gerçekleşmemişti. Onun payına, düz ve sade bir elbise düşmüştü. Ancak kötü hissetmiyordu. Arslan, onun için bir gelinlikten daha önemli ve değerliydi. Sevdiği adamla yaşlanacak olmak, her şeyi unutmasına yetiyordu. İçinde yeşeren özlemle, önündeki sehpada duran telefonunu aldı ve hızla Arslan'a bir mesaj attı.

'Seni görmeyeli tam dört saat otuz iki dakika geçti. Özlendin...'

Mesajı gönderdikten sonra tekrar dergiye bakmaya devam etti. Kısa bir süre sonra kulağına dolan bildirim sesiyle, bakışlarını telefona çevirdi ve beklemeden alıp baktı.

'Anlaşılan o ki karım benim iflas etmemi istiyor. Çünkü bulunduğum önemli toplantıdan çıkıp onun sıcak kollarına koşmamak için kendimi zor tutuyorum!'

Ayşegül, gelen cevapla güldü ve hızla bir yanıt yazdı.

'Şu an kollarında olmak için sabırsızlanan karını unutuyorsun."

Yaptığı yaramazlığın verdiği utangaçlıkla dudağına dişini geçiren Ayşegül, kısa bir an sonra gelen mesajı neşe içinde okudu.

'Canıma kastın var, kadın! Akşam görüşeceğiz seninle!'

EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin