Ekip Ankara'ya gelmiştir. Bir şekilde onların yanlarına gitmek istiyorlardı ama nerede yaşadıklarını bile bilmiyorlardı.
Hakan: baba biz buraya geldik de nerede yaşadıklarını bilmiyoruz, nereye gideceğiz ?
Aylin: Merkeze gitsek oradan öğrensek.
Bahar: söyleyeceklerini sanmıyorum.
Mesut: o zaman nereden bulacağız ?
Rıza b.: Ben evlerinin adresini biliyorum.
Pınar: nereden biliyorsun baba ?
Rıza b.: Selene araştırmasını söylemiştim. O şimdi adresi attı. Hadi gidelim
Ekip yanlarına gitmek için arabaya biner.
Ankara ekip
Herkes oturmuş fotoğraflara bakıyordur. kimse kabullenemiyordu Ali ve selinin öldüğünü ama gerçek buydu işte. Ne kadar reddetseler bile olan olmuştu artık. Çocuklar oturmuştur kimse konuşmuyordur. Umut, Zeyno ve Efe ağlıyordu. Selin ve Ali eğer buraya gelmeseydi başlarına bir şey gelmeyecekti. Ama artık çok geçti selin ve Ali geri gelmeyecekti. Eğer ekip Ali ve seline öyle davranmasaydı şuanda bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Ne Ali ölecekti ne selin ölecekti. Ne de Zeyno ve Efe babasız umut da annesiz kalacaktı. Ekiptekilerin hepsi çok üzgündü sahi neden daha tanıyalı bir yıl bile olmayan kişiler için bu kadar üzülüyorlardı ki. Onlar şunu fark etmişti kardeş olmak için arada kan bağına gerek yoktu. Onlar selin ve Ali'nin kardeşliklerini gördükten sonra. Her şeyden emin olmuşlardı. Onlar sayesinde hepsi doğru yolu bulmuştu hepsinin arası eskisinden daha iyi olmuştu.
Efe: babam ve halam neden bu hale geldi ?
Ekiptekilerin hepsi bir birine bakar bunu nasıl söyleyeceklerdi ki ?
Derin: baban beni vuracak olan adamı vurmak için yerinden çıktı adamı vurmuştu ama başka bir adamda babanı vurdu. Ben üzgünüm böyle olsun istemezdim.
Zeyno: senin bir suçun yok ki babam eğer sana bir şey olsaydı daha çok üzülürdü.
Efe: Zeyno haklı orada sana bir şey olacağını fark ettiği halde bir şey yapmasaydı kendini suçlayacaktı.
Zeyno: peki halam ona noldu ?
Umut: annemi ve ezgi teyzeyi kaçırmışlardı orada bir şey olmuş olmalı.
Ezgi: halanız da adamlar bana bir şey yapmasın diye kendini öne attı.
Umut: ayağa kalkıp ezgiye sarılır.
Umut: ezgi teyze kendini üzme annem böyle bir şey yaptıysa olacakları zaten biliyordur. O da sana bir şey olsaydı Ali dayım gibi kendini suçlayacaktı. Kendini üzme
Efe ve Zeyno da kalkıp derine sarılır.
Efe: kendinizi üzmeyin onlar böyle bir şey olacağını zaten fark etmişler. Eğer size bir şey olsaydı daha üzülürlerdi.
Herkes çocukların sözü ile duygulanmıştır ve ağlamaya başlar. O sırada kapı çalar.
Levent: siz oturun ben bakarım.
Levent kapıyı açmaya gider. Kapıyı açtığı zaman karşısında ekibi görünce kaşlarını çatar. Ali'nin ve selinin gösterdiği bir kaç fotoğraftan onların kim olduğunu biliyordur.
Levent: sizin ne işiniz var burda !?
Levent biraz bağırmıştır ve içerdekiler de sesi duymuştur.
Asya: kim geldi ki ?
Ege: gidip bakalım.
Murat: Şükran sen çocukların yanında dur.
Şükran çocukları da alıp odaya geçer. Diğerleri de kimin geldiğini öğrenmek için kapının oraya gider.
Kapıya geldikleri zaman karşısında ekibi görünce hepsi sinirlenir.
Egemen: sizin burada ne işiniz var !?
Mesut: sevdiğim kadın şehit olmuş gelmek için senden mi izin alacaktık lan !?
Ege: sevdiğin kadın ha. Selin senin sevdiğin kadın falan değildi onu gerçekten sevseydin ona yalan söylemezdin.
Mesut: lan sen ne hakla benim sevgimi tartıyorsun !?
Mesut Ege'nin üzerine yürümeye başlar. Tam Ege'ye yumruk atacağı zaman murat mesut'un elini tutar.
Mesut: murat elimi bırak
Murat: bırakayım da yumruk at değil mi. Kusura bakmayın ama hepsi dediklerinde haklı.
Murat'ın lafı üzerine rızalar şaşırır.
Ege: murat bırak da ne yapabiliyormuş görelim.
Ege de mesut'un üzerine doğru yürür ama egemen ve egehan tutar.
Egehan: sakin ol Ege.
Faruk m.: Herkes bir sakin olsun.
Ezgi: müdürüm nasıl sakin olalım her şey onlar yüzünden oldu bir de yüzsüz gibi buraya geliyorlar.
Ege ortalığın karışmasını fırsat bilip Mesut'a yumruk atar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dostluk
ActionGerçek güven nedir ? kardeşlik kan bağıyla mı olur ? birbirine güvenenler ve güvenmeyenlerin hikayesi.