40. Bölüm

260 7 1
                                    

Umut: sizce de hatanızı fark etmek için çok geç kalmadınız mı ?
Mesut: oğlum
Umut: bana oğlum deme ! Git kendi oğluna oğlum de. Bunu bize neden yaptın ha neden ?Annem seni sevmekten başka naptı ? Biz sana ne yaptık da böyle davrandın ? Benim annem senin, sizin annemden sakladıklarınız yüzünden öldü. Benim dayım siz ona güvenmediniz diye öldü. Siz hiç bir şey olmamış gibi hangi yüzle buraya geliyorsunuz ha !? Annem ve dayımın sizden başka kimsesi yoktu bu zamana kadar zorluklara göğüs gererek büyümüş İstanbul'a gelince sizi ailesi olarak görmüşlerdi. Ama siz ne yaptınız onları sırtından bıçakladınız hepinizin yeri onlarda ayrıydı ama siz o yeri yaptıklarınız yüzünden kaybettiniz.

Zeyno: biliyor musunuz babam ve halam sizden hiç bir zaman nefret bile etmediler. Peki niye ? Çünkü onlar için yaptığınız şeylerden sonra sokaktaki bir insan oldunuz. Onlar sokaktaki bir insana bir şey olsa direk yardım ederler sorgusuz sualsiz sizin de başınıza bir şey gelse yardım ederlerdi ama herkese nasıl davranıyorlarsa size de öyle davranırlardı. Sizin başınıza bir şey gelse dünyayı dar eden babam ve halamın size verdiği değer o kadar yok oldu ki sizin başınıza bir şey gelse sadece görev icabı yardım ederlerdi. Onların gözünde artık bir hiç oldunuz. Anne sen trafik kazası geçirdiğin zaman babam mahvolmuştu ama babamın olduğu araç patladığı zaman sen umursamadın bile. Sen babamı hiç düşünmedin ki bu zamana kadar. Hep kendini düşünüp hareket ettin, hiç bir zaman babamın ne yaptığını umursamadın. Sen babamı sevdiğini söylüyordun ama bunu ona hiç hissettirmedin. Bize bir şey olduğu zaman direk onu suçladın. Onu suçlamaya o kadar alışmıştın ki seni aldattığı yalanı ortaya çıktığı zaman hiç düşünmeden onu suçladın. Sadece sen değil, hepiniz öyle yaptınız hiç düşündünüz mü Ali yapmış mıdır o öyle biri mi diye ? Ben size söyleyeyim aklınıza bile gelmedi böyle bir şey siz düşünmeden suçladınız.

Efe: babam size o kadar değer veriyordu ki gerekirse sizin için dünyayı bile yakardı. Ama siz ona o kadar kötü davrandınız babam sizin için dünyayı yakamadan siz onun dünyasını yaktınız. Babam sizin ekibe neden gelmişti dedi hatırlıyor musun ? Sırf sen ondaki o başarıyı fark ettin diye. O buraya geldiği zaman o kadar güzel şeyler yaşadı ki. Bize boş zamanlarında hep geçmişini anlatırdı, nasıl bir çocukluk geçirdiğini çocukluğun da hep yalnız olduğunu hep kendisini kimsesiz hissettiğini ama sizinle tanışınca içinde ki boşluğun dolduğunu hissedermiş hep. Meğerse hepsi yalanmış ne sizin ona olan sevginiz ne de sizin onu kardeşim ve eşim demeniz gerçekmiş. Keşke babam bunları daha erken fark edip sizinle iletişimini kesseymiş.

Umut: annem sizinle arkadaş olduğu zamanı anlatmıştı bana bir kaç kez. Ali dayımla hiç anlaşamadıklarını ama sonra onunla çok iyi anlaşmaya başladıklarını söyledi. Mesut amcayla bir görev icabı sevgili rolü yaptığına kadar her şeyi anlattı bana. Onlar size çok ve boş değer vermişler siz onların değerini bilemediniz. Annemden bir oğlun olduğunu sakladığın zaman eline ne geçti hiç bir şey. Ama eğer anneme söyleseydin annem sana hiç bir şey demez, ne gerekiyorsa onu yapardı. Siz ondan bunu saklamakla sadece annemi kaybettiniz. Annem ve dayım sizin halinizi keşke önceden anlasaydı ve çekip gitselerdi o zaman bu kadar acı çekmezlerdi ve en azından şimdi yaşıyor olurlardı.
Umut, efe ve Zeyno o sırada yanlarında olan ankarada ki ekibin yanından geçip giderler. Çocukların gitmesi ile ekiptekinler de peşlerinden giderler. Çocukların söyledikleri rızanın ekibini o kadar çok etkilemiştir ki. Çocuklar bile her şeyi fark edip biz nasıl hiç bir şey fark edemedik demişlerdir. Onlar kendi iç savaşlarını yaşarken; Tunç, Zeynep, murat, Sinan ve Elif onlara bakıp içlerinden siz neden bu kadar duyarsız olup bu hataya düştünüz diye düşünüyorlardı. Beşli buraya laf etmek, hatalarını yüzlerine vurmak, ne hakla geldiklerini sormak için gelmişlerdir ama onların bir şey yapmasına gerek kalmadan, Ankara'daki ekibi ikna etmeleri üzerine çocuklar gelip her şeyi söylemişlerdir.

Tunç: bize söyleyecek bir şey bırakmadılar. Sizi uzun zamandır tanıyorum, çocukluğum sizinle geçti, ama sizi ilk defa birine böyle davranırken gördüm. Keşke hiç böyle biri olmasaydınız. Selin abla ve Ali abi yaşıyor olurdu şimdi.
Tunç'un da sözlerinden sonra lobide İstanbul ekibinden başka kimse kalmamıştır. Çocuklar konuşmadan sonra hızla ekip aracına binmiş ve göz yaşı dökmeye başlamışlardır. Onların ardından ekip gelmiştir. Asya umuta, Ece efeye, masalda zeynoya sarılmıştır.

Bölüm sonu

DostlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin