Ellie, dışarıdan gelen seslerle beraber yavaşça gözlerini açtı. Kısık gözleri etrafta gezinirken birden kapı açıldı ve koşarak yanına biri geldi.
"Ellie!"
Etrafı bulanık gördüğü için gelenin kim olduğunu bilmiyordu.
"Ellie! Birtanem bak bana" Ellie'nin gözleri babasının sesiyle birlikte doldu.
"Baba" dedi kısık ve pürüzlü çıkan sesiyle. "Burdayım birtanem, burdayım babacım"
Tony, zırhından çıkmış bir şekilde kızını kucağına aldı.
"Canım çok acıyor baba" dedi Ellie gözyaşlarını dökerek. "Özür dilerim. Çok özür dilerim. Seni daha erken bulmalıydım. Neren acıyor birtanem? Söyle babana" dedi ve zırhına girdi.
Sedyedeki ince pikeyi alıp Ellie'ye sardı. "Bana bir sürü iğne yaptılar. İğnelerden çok korkmama rağmen.. Onlar çok kötü insanlar biliyor musun baba?"
Tony'nin gözleri doldu. Hepsi onun suçuydu. Öyle düşünüyordu. Belki daha erken gelseydi veya bunların olmasına izin vermeseydi Ellie bunları yaşamayacaktı.
"Biliyorum babacım. Onlara gereken en ağır cezaya vereceğiz babacım. Hem ben senin yaralarını da iyileştireceğim"
Ellie'nin yorgunluktan gözleri kapanırken başını babasının zırhına koydu.
Tony hızla kucağındaki kızıyla birlikte o odadan çıkarken etrafın tam bir kargaşa meydanı olduğunu gördü.
"Tony!"
Tony sesin geldiği tarafa döndü. Alice koşarak onlara doğru geliyordu. Yanlarına geldiğinde Alice ilk Tony'nin kucağındaki kızını öpüp kokladı.
"O iyi mi?"
"Anlattığına göre sürekli iğne vurmuşlar. Gidince onu testlere sokmam gerekiyor."
Alice dolan gözlerini kırpıştırarak gözlerini kaçırdı. Şimdi sırası değildi. Önce kızına bunu yapanlara bedelini ödetmesi gerekiyordu.
"Tamam. Onu eve götür. Ben Ellie'ye ne verdiklerini bulmaya çalışacağım. Burası bende"
Tony başını sallayıp Alice'in dudaklarına bir öpücük kondurdu. "Dikkatli ol lütfen"
Alice ona gülümseyip son kez kızına baktı ve arkasını dönerek koşarak oradan uzaklaştı.
...
"Durumu nasıl?"
"Hala uyuyor. Çok yormuşlar"
Tony yumruklarını sıktı. Eğer yanında Ellie olmasaydı kızına yaptıklarının hepsini onlara teker teker ödecekti.
Ama yine de bu en yakın zamanda yapmayacağı anlamına gelmiyordu..
Alice'in gözleri dolarken ağlamaya başladı. Tony karısını kolları arasına aldı.
"Üzülme hayatım. Kızımız iyi olacak"
"Bilmiyorum Tony. Çok korkuyorum" Tony bu sözler üzerine daha bir şey diyemedi. Çünkü o da kendi söylediğinden emin değildi ama Ellie'nin iyi olması için elinden gelenin daha fazlasını yapacaktı.
Eğer kızına bir şey olursa yaşayamazdı Tony.
"Ona ne verdiklerini öğrendin mi?"
"Uyurken kan aldım. Sonuçlar daha çıkmadı"
Alice kafasını sallayıp Tony'den ayrıldı ve kızının yanına oturdu. Ellie'nin saçlarına öpücük kondurdu ve saçlarını okşamaya başladı.
"Efendim, bunu görmeniz gerekiyor"
Tony gözlüğünden gelen Jarvis'in sesiyle kaşlarını çattı. Bir şeyler olduğunu farkındaydı yoksa Jarvis özel olarak kendisine seslenmezdi.
Tony sessizce odadan çıkıp laboratuvara indi. "Ne oluyor Jarvis?"
"Bayan Ellie'nin kanındaki şey tespit edildi"
"Neymiş?"
"Bir çeşit zehir. Ama tuhaf olan şey şu ki bu zehir Bayan Stark'a zarar şu anlık zarar vermiyor. Sanki bir şeyin tetiklemesini bekliyor kandaki zehir"
Tony sinirle yumruğunu masaya geçirdi.
"Zehri kandan almamız için bir yol var mı?"
"Maalesef efendim. Zehir çoktan kana karışmış. Temizlenemez"
Tony sertçe yüzünü sıvazladı. "Tek yol zehrin ne olduğunu öğrenmek için onu neyin tetiklediğini bulmamız gerekiyor. Bunun içinde beklememiz"
Bişeyler olacak ama hadi bakalım. Bundan sonrası Allahu teâlaya emanet
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi - Stark Daughter
FantastikDahi, hayırsever, milyoner, zampara olan Tony Stark'ın kızı. Durun, çok klişe oldu değil mi? Peki, şöyle desem; Bir mutant, kendinden, güçlerinden kaçan, hayatı kaoslarla dolu Tony Stark'ın kızı; Ellie Anastasia Stark. Hayat ona acımasız olmayı öğ...