Emir kulu değilim

2K 264 104
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

YORUM ATSANIZA ALOOO

Hemen arkamdan geliyordu, hissediyordum. Benden yaklaşık 5 saniye sonra arkamdan gelmeye başlamıştı.

"Taciz edilen birini gördüğünde sessiz kalacağını düşünmemiştim."

"Ses çıkaramayan biri olsaydın sessiz kalmazdım."

Dudağım yana kıvrıldı, o sırada binanın büyük terasına yaklaşmıştık.

"En azından ses çıkarabilecek kadar güçlü olduğumu biliyorsun."

"Hiçbirimiz böyle bir şeye karşı koyamayacak kadar güçsüz insanlar değiliz."

Terasa girip en sonuna kadar ilerleyerek belimi korkuluklara yaslayıp ona döndüm.

Birkaç adım yanımda, dirseklerini korkuluklara yaslayarak dışarı bakmaya başladı.

"Beni ne zaman öldürmeye çalışacaksın?"

"Bugün olmadığı kesin."

"Toshinori çok mu kızar yoksa?" sesimde alaycı bir tını vardı.

Başını bana çevirdi, "Ah, sen neden beni öldürmeye çalışmıyorsun? Aizawa çok mu kızar yoksa?"

Gözlerimi kıstım, "Ondan korkmuyorum."

"Ondan korkmasan emirlerine uymazdın."

Gözlerim içimde hissettiğim öfkeyle daha da kısıldı. "Ben emir kulu değilim."

"Emir kulu olmasan o örgütte de olmazdın."

"İstersem siktir olup giderim." ona doğru döndüm. "Sen 10 yıldan uzun süredir onun yanındasın. Ne oldu, ailen evden mi attı yoksa?"

Gözleri kısıldı. "Bu seni ilgilendirmez."

"Öyle mi? O zaman benim Aizawa ile aramdaki ilişki de seni ilgilendirmez. Ben kimse gibi emir kulu değilim. Dediği şeyi yapıyorsam bunun nedeni patronum olması değildir."

Sesim bir taş kadar sert, bıçak kadar keskindi.

Aizawa ile aramdaki ilişki hiçbir zaman tam bir patron-çalışan ilişkisi olmamıştı. Onun değeri bende çok fazlaydı. Bunu sözlerimle çok belli etmesem bile herkes bilirdi.

Eğer onun dediklerini yapıyorsam bunun nedeni patronum olması değil. Beni büyütüp, bana babalık yapıp, beni koruması ve güçlendirmesidir.

Cebimden bir sigara daha çıkarıp dudaklarımın arasına koyarak yaktım. "Senden gerçekten nefret ediyorum."

1 dakikalık süren sessizliğini en sonunda bozdu, "Aynı hisleri besliyoruz."

Ana salondan gelen kalabalık sesleri ile başımızı kapıya çevirdik. Davet bitmiş olmalıydı.

Sigarayı sağ elimin işaret ve orta parmağı arasına alarak dimdik yürümeye başladım.

Salona girdiğimde başkanın yanına gittim. Kendisi davetlilere veda ederken birkaç dakika sonra ortaya Akiho çıktı. Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Daha doğrusu burnuna.

"Burnunuza ne oldu Akiho Bey?"

Burnuna buz tutarken gözlerini bana çevirdi, "Kapıya çarptım. Kırıldı sanırım..."

"Oğlum aptal mısın sen! Hekimin odasına git hemen!"

Birkaç dakika sonra Akiho hekimin odasına gittiğinde Katsuki salona yeni girmişti.

Önce etrafa baktı, sonra bana döndü. "Akiho nerede?"

Sesi olabilecek en üst düzeyde soğuktu.

Yastığın ters tarafı kadar dersem daha iyi anlaşılır sanırım.

Başımla merdivenleri işaret ettim, "Hekimin odasına gitti. Burnunu kapıya çarpmış, kırılmış sanırım."

Hiçbir tepki göstermeden arkasını dönerek merdivenlere yöneldi.

Yaklaşık yarım saat sonra ben de görevimi bitirdiğim için saraydan çıkarak arabama binmiştim.

Telefonumun çalması ile yan koltuktaki telefonumu elime aldım, ekranda yazan isimle gülümsedim.

Sarı ego.

Açma tuşuna basarak hoparlöre alıp bacaklarımın arasına koydum. "N'aber lan sarı ego?"

"Tanrım, bu sesi özleyeceğimi hiç düşünmezdim!"

Düşük olan moralimi 2 saniyede düzeltmişti. Kahkaha atarak arabayı daha da hızlandırdım.

Bakugou x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin