Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
"Denki. Ağla."
Sadece 10 saniye sonra Denki ağlamaya başladı. 1 dakika o hâlini izledim ve tekrar konuştum.
"Sinirlen."
Saniyeler sonra göz yaşları akmayı bırakmış, öfkeli duruyordu.
Salona Neito girdi, elindeki içeceği içerken diğerlerine bir şeyler diyip bize yaklaşmaya başladı.
Birkaç saniye Denki'ye bakıp şişeyi yere bıraktı. "Kork."
Denki birkaç saniye sonra yine ifadesini değişti.
Ayağa kalkarak üstümü düzelttim. "Gidebilirsin."
"Peki efendim."
Diğerlerinin yanına ilerlerken Neito'nun yere bıraktığı içeceği alıp içmeye başladım.
Denki astımızdı. Bizden sonraki üst oydu. En çok onun eğitimine ağırlık veriyorduk.
Duygu durum değişimi de dışarıdan bakılınca gereksiz gözükse bile en önemli eğitimlerden biriydi.
Her zaman iyi rol yapabilmeniz gerekiyordu.
"Ne yesek bugün?"
Karnımı tutarak kapıya doğru yürümeye başladım, o da yanımda ilerliyordu.
"Midem biraz daha hamburgeri kaldırmaz."
"Pizza?"
Ona baktım, "Taşşak geçme benimle."
İki elini havaya kaldırdı, "Tamam, tamam."
Kapıyı açıp koridora çıktığımız an Shoji karşımıza çıktı.
Direkt bana bakıyordu, "Kaptan, patron seni çağırıyor."
Neito ne oldu der gibi bana bakınca omuzumu bilmiyorum dercesine salladım ve Shoji'nin omuzunu pat patlayarak yürümeye başladım.
.
"Beni çağırmışsın."
İçeri girip ikili koltuğa uzanarak ayak ayak üstüne attım.
Masasındaki dosyayı bana fırlattı. Tek elimle dosyayı tutarken kaşlarım çatıldı.
"Bu ne?"
"Katsuki."
"O kim?"
Dosyayı gözümün önüne getirip açtım. Açtığım gibi geçen günkü Sarı kafanın fotorğafının karşıma çıkmasın bir oldu.
"Hassiktir!"
Doğrulup dosyayı incelemeye başladım.
23 yaşında.
Toshinori'nin baş adamlarından biri.
10 yıldan uzun süredir onun yanında olduğu biliniyor.
Yakın dövüşçü.
Dudağım yana kıvrıldı, "Keskin nişancı bile değil."
"Ona bakarsan sen de yakın dövüşçü değilsin."
Dosyayı kapatıp ona döndüm. "Sarı pipi yerine kızını savunman gerekmiyor mu?"
Dosyayı havaya kaldırıp salladım, "Bu bok beni öldürmeye teşebbüs etti."
"Sen de onu."
"Benimki nefsi müdafaa!"
"Ama şimdi onu öldürmeye çalışacaksın."
"Tabii ki, ayrıca o da çalışıyor."
Masadaki sigara kutusunu eline alıp bir sigara çıkardı ve çakmağı ile yaktı.
"Neito'yu bir göreve göndereceğim."
Gözlerimi büyüttüm, "Ben de gideyim."
"Hayır. Sadece o."
"Hadi ama!"
"Sözüme karşı gelme, Rose."
İsmimi sert bir biçimde söylemişti. Başımı eğerek geriye yaslandım.
"Bana Rose isminin yakışmadığını söylüyorlar."
"Kim diyor?"
Omuz silktim, "Bazı öğrenciler, dışarıda birileri..."
"İsmin güzel. İsmini taşıyorsun."
"Anlamıyorum. Birçok gül var, hepsinin anlamı farklı."
"Bu yüzden isminin anlamını taşıyorsun zaten."
Sigarasının izmaritini küllüğe bırakıp geri ağızına aldı. İçine bir nefes çekip dumanı üflemeye başladı.
"Sende birçok anlam var. Sadece sen bilmiyorsun."
Güldüm, "10 yaşındaki bir kızdan nasıl anladın bunları?"
Sigarasını küllüğe bastırırken gözlerini bana çevirdi. "Sen benim kızımsın. Üzgünüm velet ama senin her şeyini anlayabiliyorum."
Gözlerimi kısıp dosyayı elime alarak ayağa kalktım. "23 yaşına geldim, hâlâ velet diyip duruyorsun. Pislik herif."
"Neito bunu önemsemiyor."
"Neito ile aynı kişi değilim."
"2 Neito'ya katlanamazdım zaten."
Çenesiyle kapıyı işaret etti, "Çık hadi. Uyuyacağım. 10 saat uyandırmayın beni."
"Ölsek bile mi?"
"Ölürsen zaten haber veremezsin."
Samimiyetsiz bir şekilde gülümsedim, "Zekâ fışkırıyor. Neyse, ölecek kadar güçsüz değiliz en azından."
Kapıya ilerlerken tek elimi havaya kaldırıp salladım. "Hadi bayy!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakugou x Reader (Bnha x Reader)
Fiksi PenggemarÖzgünlükleri üst rütbeler, devlet adamları, koruyucular hariç kimse kullanamaz. Eskiden yurt denilen yerlerde yasadışı şekilde, çocuklara özgünlük kullanımı öğretiliyordu. Bir gün bu yurtların hepsi aynı anda ateşe verildi. Bazıları kurtuldu, bazıl...