Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
Saat 7 oluyordu. Elimde yemek tepsisi ile antrenman salonuna gidiyordum.
Bunu yaptığıma inanamıyordum. Ama resmen bana bunu yaptırıyordu göt herif.
Katsuki sabah uyandığından beri, yani neredeyse 11 saattir hiçbir şey yememişti.
Biz yemekhanede yemek yerken hiçbir zaman gelmemişti ama daha sonra yiyordur diye düşünüyordum.
Ama tüm gün antrenman salonunda diğerlerinin eğitimi bitmesine rağmen kendi kendine çalışmaya devam ettiğini görünce merakıma yenik düşerek gidip görevlilere sormuştum.
Suyu bile çok az içtiğini söylemişlerdi.
Ne yani, açlık grevinde falan mıydı bu aptal?
Antrenman salonu kapısını ayağımla iterek açtım ve içeri girdim, kapı da arkamdan geri kapandı.
Katsuki sırtı bana dönük şekilde boks torbasına yumruk atıyordu.
Bir süre onu inceledim.
Sabahtan beri burada olduğu için çok fazla terlemişti, ama havluyla silip duruyordu.
Bu kadar enerji harcarken hangi mantıkla bir şey yemezdi?
"Hey."
Birkaç yumruk daha atıp nefes nefese kenardaki havluyu alarak yüzünü ve ensesini silmeye başladı.
"Katsuki."
Bana doğru döndü, önce elimdeki tepsiye sonra da yüzüme baktı.
"Yemeğini burada mı yiyeceksin?"
"Bu benim yemeğim değil. Senin yemeğin."
"Ben yemeyeceğim."
Eline sardığı box bandajlarını çıkarmaya başlamıştı.
Bandajı elinin etrafında döndürerek yavaş yavaş çıkarıyordu.
"8'de uyandık. Uyandığından beri hiçbir şey yemedin ve üstüne saatlerce antrenman yaptın. Açlık grevinde falan mısın?"
"Sadece canım istemiyor."
"Açlıktan bayılacaksın."
"1 gün bile olmadan açlıktan bayılacak kadar güçsüz değilim."
"Neyin var senin?" sinirlenmeye başlamıştım.
Kendi kendine triplere girmişti ve anlayamıyordum.
Ellerini iki yana açtı, "Bir şeyim mi var?"
"Dünkü sen ile bugünkü sen arasında dağlar kadar fark var."
Bir şey demedi, sadece yüzüme baktı.
İç çekerek yanına ilerledim ve tepsiyi yavaşça yere bırakarak ben de yere oturup duvara yaslandım.
"Gel ye."
"Aç deği-"
"Bol baharatlı tavuk."
Sessizlik oldu, birkaç saniye sonra yanıma oturdu ve tabağı eline aldı.
Görevlilerden yemek yemediğini öğrenince İzuku onun baharatlı yemekleri çok sevdiğini ve asla hayır demeyeceğini söylemişti.
Ben de sırf bu göt için aşçılara yemek yaptırmıştım.
"Yemekte bu yoktu hatırladığım kadarıyla." ağızı dolu dolu konuşurken ben tavana bakıyordum.
"Senin için yaptırdım."
Duraksadı, çiğnemeyi bile bırakmıştı. Başını yavaşça bana çevirdiğinde ben de gözlerimi tavandan ayırıp ona baktım.
"Yemeği benim için mi yaptırdın?"
"Evet."
"Baharatlı sevdiğimi nereden... İzuku söyledi."
Kendi sorusunu kendisi cevaplamıştı. Sadece başımı sallayarak onayladım.
Gerizekalı yemeğini hayvan gibi yiyordu ama su içmiyordu.
Şişesine uzanarak kapağı açıp ona uzattım, "Su da iç. Aptal herif."
Gözlerini yine gözlerime çevirdi ama hemen göz temasını keserek elimdeki şişeyi alıp içmeye başladı.
"Neden yemek yemiyordun?"
"Canım istemiyordu."
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır."
Birkaç dakika bir şey demeden sessizce onu inceledim.
"Rüyanda onları gördün mü?"
Ağızına götürdüğü kaşığı daha ağızına almadan geri kâseye bıraktı.
Başı yere eğikti, "Görmedim..."
Neredeyse fısıldayarak söylemişti.
Görmemesi iyi bir şey olmalıydı. Dün gece sarhoşken dediği şeylere bakarsak rahatsız oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakugou x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionÖzgünlükleri üst rütbeler, devlet adamları, koruyucular hariç kimse kullanamaz. Eskiden yurt denilen yerlerde yasadışı şekilde, çocuklara özgünlük kullanımı öğretiliyordu. Bir gün bu yurtların hepsi aynı anda ateşe verildi. Bazıları kurtuldu, bazıl...