Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
YORUM DA ATIN AAA
"Arayıp duruyorlar."
Katsuki telefonun kapama tuşuna basarak telefonu bar masasına indirdi.
Elimdeki dolu kadehi hafifçe sallayıp içindeki içkiyi izlerken mırıldandım, "Siktir et."
Masadaki meyve tabağından bir sap kiraz aldı. Birini ağızına atıp diğerini bana uzattı.
Umursamazca ağızımı açtım. Birkaç saniye yüzüme baktı ve iç çekerek kirazı dudaklarımın arasından içeri gönderdi.
"Elin yok mu kızım? Neden her şeyi ben veriyorum?"
Ağızımdaki kirazı çiğnerken mırıldandım, "Veren sendin. Ben ver demedim."
Bir şey demedi ve içkisine döndü.
"Şu peşimizdeki herifler buraya gelirler mi acaba?"
Gülümsedim, "Gelsinler canım. Onlara da ısmarlarız."
Kadehimi masaya bırakıp elimi yumruk yaparak başımı yasladım. "Gelsinler gelsinler... Eğleniriz."
"Manyaksın kızım sen. Manyak."
"Öyle derler canım. Sen de piçsin, piç."
"Siktir lan oradan."
Hafifçe güldüm ve kadehimi tekrar elime alarak bir yudum aldım.
"Baksana."
"Hm?"
"Shoto ile aranız çok bozuk gibiydi. Bir şey mi oldu aranızda?"
Kadeh hâlâ dudaklarımın arasındayken gözlerimi Katsuki'ye çevirdim.
Kadehi masaya bırakarak geriye yaslandım. "Pek bir şey olmadı. Yıllar önce bir görevdeyken onun sinirini bozacak şeyler yaptım. O da bana sinir oldu, peşime takıldı. Sonra aramız böyle baya bozuk oldu. "
"Ha... Anladım. Aranıza girmesem gerçekten birbirinizi öldürecek gibiydiniz de."
O an aklıma geldi.
Katsuki Shoto ile arama girerken elimi tutup beni geri çekmişti.
İstemsizce dudağım yana kıvrıldı. "Sarı kafa."
"Hm?"
"Shoto ile arama girerken elimi tutma sebebin neydi?"
Duraksadı. Böyle bir şey sormamı beklemiyormuş gibi gözleri biraz büyüdü.
"Seni durdurmak istemiştim."
"Shoto'ya vursam ne olacaktı ki?"
"Karşılık verebilirdi."
"Ben de kendimi korurdum."
"Devlette önemli olan birine saldırmayı düşündün. Başına bela alırdın."
"Yalan söylüyorsun."
Kaşları çatıldı, "Ne?"
Shoto'ya vurmak için elimi kaldırdığımda Shoto elinden minik bir alev çıkarmıştı. Göz ucuyla görmüştüm.
"Shoto alev çıkarmıştı, onu gördün. Değil mi?"
Yutkundu, "Ne var bunda? Gördüm."
"Beni korumak istedin yani."
Bu konuyu konuşmaktan zevk almaya başlamıştım.
Küçük bir çocuk gibi ne diyeceğini bilemiyordu.
Kadehimi elime alıp tek dikişte tüm içkiyi bitirerek bardağı sertçe masaya bıraktım.
Katsuki hâlâ tip tip bana bakarken kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım. "Çok... Çok komik... Duruyorsun!"
Masadaki telefonunun tekrar çalması ile gözünü benden ayırıp telefona baktı. Derin bir nefes alarak telefonu açıp kulağına dayadı.
"Ne var Deku-"
Kaşları çatıldı, "Neito? Ne var lan it?"
Gözü bana kaydı, "Merak etme, canın arkadaşını öldürmüyorum."
"NEİTOOOO!"
"Duydun mu sesini? Kendisi gayet iyi."
İç çekerek alnını ovaladı, "Amına koyduğumun sik kafalısı telefonu sessizdedir ne bileyim ben! Yanımda işte! Güvende!"
"Kes lan kes lan!" telefonu dövercesine kapatıp masaya koyduğunda bir telefona bir ona baktım.
"Kızım, senin bu arkadaşın var ya. Biraz daha böyle davranırsa delirtir beni. Kafayı yerim."
Dirseklerimi masaya koyup yüzümü avuçlarımın için aldım. "Neden ki? Neito çok tatlı bir limon kafa."
Kırmızı gözleri saniselik olarak öfkeyle dolmuş gibi oldu, ama sadece saniselik bir olaydı.
"Yanımda olduğunu söylüyorum, inanmıyor bana bok kafalı."
"Amaaan! Boşver canım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakugou x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionÖzgünlükleri üst rütbeler, devlet adamları, koruyucular hariç kimse kullanamaz. Eskiden yurt denilen yerlerde yasadışı şekilde, çocuklara özgünlük kullanımı öğretiliyordu. Bir gün bu yurtların hepsi aynı anda ateşe verildi. Bazıları kurtuldu, bazıl...