39. BÖLÜM

104 11 2
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım

Manga - Dursun Zaman

🌏

Başımda ve kulaklarımda çınlayan büyük bir uğultu vardı. Tam net duyamıyordum. Uğultulu duyuşum bir nebze olsun netleştiğinde etrafımdaki sesleri ayırt etmeye çalıştım. Anlamadığım dilde konuşmalar vardı.

Gözlerimi aralamak istedim. Bu çok zordu.  Sanki aylardır uyuyor gibiydim. Zorlukla olsa da gözlerimi açtım. Ama karşılaştığım şey karanlıktı. Işığı anımsayabiliyordum ama göremiyordum. Çok zorla doğrulduğumda anlamadığım dildeki şaşkınlık tonuyla konuşmalar arttı.

Neredeydim ben?

Kolumdaki sızının sebebini anlayamıyordum. Göremiyordum! Bunun farkındalığı tüm bedenimi vurdu. Korkuyla ağlamaya başladım.

Tanımadığım ve anlamadığım sesler çoğalırken beni tutmaya başladılar. Korkum ve telaşım git gide artarken çığlık atmaya çalıştım. Ama sesim de çıkmıyordu. Hareket dahi edemiyordum.

Bu bir rüya mıydı? Uyku felci mi geçiriyordum ben?

"Siz kimsiniz? Bırakın beni!" Demeye çalıştım çıkmayan sesimle. Sesim neden çıkmıyordu? Gözlerim neden görmüyordu? Kulaklarım neden hışırtılı bir hoparlör gibiydi?

"Akis, sakin ol! Bir yerine zarar vereceksin!"

Tüm bu çırpınmalarım tanıdık bir ses duymamla kesildi. Nedenini anlayamadığım şekilde güven veren o sesi duymak beni biraz daha ağlattı.

"Tuğca?" Dedim zorlukla çıkan sesimle. Korkuyla devam ettim. "Göremiyorum." Zor duyuyorum, konuşamıyorum, diye devam etmek istedim ama edemedim. Hareketlerim mayışırken kendimi çok yorgun hissetmeye başladım. Engel olamadığım bir şekilde gözlerim gibi bilincim de karanlığa gömüldü.

Bilincim tamamen kapanmadan hemen önce zihnime son yaşadıklarım doluştu. Uyandığımda yanan evim. Odamda mahsur kalışım. Cayır cayır yanan odamın kapısının içeriye düşüp alevden bir yol yapması. Fiber'in beni kurtarmak için o cehenneme gelmesi. Fiber'in üzerine düşen yanan dolap. Bebeğim...

🌏

Bilincim tekrar yerine geldiğinde kulaklarındaki uğuldama yerindeydi. Olanların gayet farkındaydım. Işığı yine hissedebiliyordum ama göremiyordum. Karanlığın içinde ışığın nereden geldiğini seziyordum ama koca bir karanlıktan başka bir şey yoktu.

Hareket etmeden bir süre yattım.

"Akis?" Dedi tanıdığım ama aslında pek de tanımadığım ses. Uğultunun arasında duyduğum Tuğca'nın sesiyle derin bir nefes aldım. "Uyandın." Dedi inanamayarak.

"Nereden anladın uyanık olduğumu?" Diye sordum başımı sesin geldiği yöne çevirerek. Sesim çok zor çıkıyordu, oldukça çatallı ve kısıktı. Konuşmak boğazımı zorluyordu.

"Gözlerin açık." Dedi şaşkınca. Duyduğum cümlenin şokuyla gözlerimi sıkıca kapattım. Ama değişen bir şey olmadı. Karanlık yerli yerinde duruyordu. "Göremiyor musun?" Diye sordu alacağı cevaptan korkarak.

Ona hiç bir cevap vermedim.

"Su." Diye mırıldandım. Boğazım kuruydu, acıyordu ve su işersem düzelecekmiş gibi hissediyordum.

P E R AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin