16. BÖLÜM;
Perdenin ardındakiler - beni kendinden kurtar
🌍
Gözlerimi araladığımda Kaya bir kolunu belime sarmış uyuyordu. Bir kaç dakika huzurlu ifadesini seyrettim. Yavaşça kolunun altından çıkmamla kaşları çatıldı. Ama sonra yeniden gevşeyerek huzurlu uykusuna geri döndü.Aralık duran dudaklarına küçük bir öpücük bırakarak yataktan çıktım. Balkona çıkarak bir sigara yaktım. Saat on bire geliyordu. Dünden beri bir şey yememiştim ve karnım acıkmıştı.
Kaya uyansa, aç karnına içme şunu diye kızardı. Zararlı olduğunu bilsem de seviyordum uyandığımda sigara içmeyi.
Sigaramı bitirdiğimde kahvaltı hazırlamak için mutfağa indim.
Aradığım hiç bir şeyi bulamamla sinirlendim. Uzun bir süre ayrı kalmıştık ve o süre zarfında Kaya her şeyin yerini değiştirmişti. Kahvaltı hazırlamaktan vazgeçerek tekrar odaya çıktım ve huzurla uyuyan Kaya'ya yaklaştım. Yatağın kenarına oturarak saçlarını okşadım. Dokunuşumla dudaklarından memnun mırıltılar döküldü.
"Sevgilim uyan hadi, kahvaltı yapalım." dedim sakin bir sesle.
Gözlerini aralayarak yüzüme baktı. Genişçe gülümsedi.
"Kahvaltı mı hazırladın?" diye sordu.
"Hı hı. Hadi seni aşağıda bekliyorum." diyerek kalktım yanından. Aşağıya inerek salondaki koltuklardan birine rahatça oturdum. Televizyonu açtım. Normalde asla izlemediğim gündüz programlarından biri vardı.
Kaya'nın adım sesleri yaklaştı. Mutfağa girdiğini anladım.
"Akis, ee hani kahvaltı nerede?" Diye sordu şaşkın bir halde.
"Ya hazırlıyordum ama gerekli malzemeleri bulamadım. Sonra seni uyandırayım da birlikte hazırlayalım dedim." diye savundum kendimi.
"İyi tamam gel hazırlayalım hadi." diye karşılık verdi bıkkın bir şekilde.
"Iıı şey, benim programım başlamış da ben gelemem. Sen hazırlayınca beni çağırırsın." dedim tatlı bir sesle.
"Bebeğim yalan söyleme, izlemiyorsun normalde böyle şeyleri!" dedi. Kapının kenarına yaslanmış, bana bakarak.
"Nereden biliyorsun? İzliyorum işte!"
"Of Akis off. Başımın belasısın!" Dediginde ona uzaktan öpücük attım. Gülerek başını iki yana salladı mutfağa doğru ilerlerken.
Bende televizyondaki programa geri döndüm. Herkes birbirine bağırıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Yaklaşık yarım saat sonra Kaya yanıma geldi.
"Hadi güzelim hazır kahvaltı." dedi dibime kadar gelip bana elini uzatarak.
Elini tuttum ama ayağa kalkmak yerine onu da yanıma çektim.
"Dur bir, şu bitsin öyle geleyim." dedim gözümü televizyondan ayırmadan.
Kaya uzunca televizyona baktı anlamaz gözlerle.
"Neyi tartışıyorlar?" Diye sordu anlamayarak.
"Bak şimdi şu kadın var ya." dedim televizyondaki kadını elimle göstererek.
"Siyah saçlı olan mı?"
"Hayır tesettürlü olan." başını salladı. "Heh işte o kadın, şu kel adamın karısı ama şuradaki uzun boylu adamla kaçmış. Siyah saçlı kadın da uzun boylu adamın karısı. Çocukları da kaçırmışlar kadın da çocuklarını istiyor. Adam geri dönmek istiyor ama kadın kabul etmiyor. Diğer kel olan adam da karısını istiyor, 'ben onu her türlü kabul ederim. Yeter ki dönsün' diyor ama kadın dönmek istemi-"
"Ya Akis bırak şunu!" diyerek televizyonu kapatan Kaya'ya ölümcül bir bakış attım. Ama o umursamadan beni omzuna aldı. Yüzüm sırtına gelecek şekilde tutup yürümeye başladı.
"Ama izliyordum!" dedim sitem ederek.
"Kahvaltı hazır o yüzden izlemene gerek kalmadı." dediğinde ona hak vererek sustum. Fiber bunları izlese kesin çok severdi. En kısa sürede bunu Fiber'le izlemeliydik.
Masanın yanına geldiğinde beni bıraktı. Sandalyeme kurularak iştahla masaya baktım.
Kaya da oturduğunda ikimizde iştahla yemeye başladık.
"Yarın halısaha var. Maç yapacağız." diyen Kaya'ya döndüm.
"Uzun zamandır yapmıyordunuz. Kaç ay oldu?"
"İki ay falan oldu galiba." Diye yanıtladı beni.
Son maçta yaşananlar zihnime doluşurken, gülümsemeden edemedim. Kaya hayırdır der gibi göz kırptı.
"Geçen maçı hatırladım." diye mırıldandım.
"O Tufan piçini görürsem maçta, bu sefer gebertirim!"
"Onu hatırlamadım. Fiber'in bizim kaleye gol atmasını hatırladım." diyerek sitem ettim.
"Geçen maçta dikkatimi dağıtıp durmuştun. Şans öpücüğü de vermemiştin. Bu maçta hepsinin acısını çıkaracağım."
"Benim safım belli. Ya sende bizimkilerle oynarsın, ya da rakip olursun. Rakip olursan da şans öpücüğü falan olmaz." Dedim kararlılıkla.
"Doğru senin safın belli. Bendensin, sonsuza dek!"
Ona yalnızca dil çıkarmakla yetindim.
Anlaşılan yarın çok eğlenecektik.
🌍
BÖLÜM SONUU 🥳🥳
Kısacık çıtırlık bir bölüm attım 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P E R A
RandomNe halde olduğundan haberin yok senin! Her yerin yanık! Tüm vücudun, yüzün yanık! Sen, sen bile değilsin! Kendini göremediğin için buradan çıkmayı düşünüyorsun. Bir yüzün bile kalmadı senin. Gözlerin görmüyor! Konuşamıyorsun! Ayakta iki saniye...