9. bölüm

126 12 23
                                    

8. BÖLÜM; Hayal Kırıklığıyla Süslenmiş Gökyüzü

Çağan Şengül - Sen Diye

🌍

Sabah gözlerimi araladığımda burnuma çalınan tanıdık kokuyla gülümsedim. Başım göğsüne yaslıydı. Saçlarımın arasına parmaklarını hissedebiliyordum. Birbirimize sarılmış haldeydik. Hatta ben bir tık abartıp üzerine çıkmış bile olabilirdim.

Kaya ne zaman gelmişti?

Ne yaptığımın farkına varınca gülümsemeyi kestim.

Hızlıca doğruldum ve yataktan çıkmak için hamle yapmıştım ki başıma saplanan keskin ağrı bunu engelledi. Yatakta oturup kaldım. Bir elimi başıma götürüp şakaklarımı ovaladım.

"Başın mı ağrıyor?" Diye sordu.

"Hı hı." diye mırıldandım.

Kaya da kalktı ve oturdu. Şakaklarımdaki elimi bileğimden tutarak indirdi ve beni nazikce kendine çekti. Sırtımı göğsüne yaslayıp başıma masaj yapmaya başladı. Hissettiğim yoğun rahatlamayla başımı geriye atıp omzuna koydum.

"Bu kadar içersen olacağı bu. Neden içtin o kadar Akis?" Diye homurdanıyordu.

Dün gece ne olduğunu hatırlamaya çalıştım ama başarısız oldum. Hatırladığım son şey Yarasa'nın şişeyi içmemem için elimden aldığı ve bana kızdığıydı. Sonra ondan saklayarak almış ve içerken Zehir'e yakalanmıştım. Onlardan kaçarak bir şişeyi bitirmiştim. Sonra sanki uyumuştum ve yeni uyanıyordum.

Başım biraz rahatladığında biraz geri çekilerek Kaya'ya döndüm.

"Senin yine ne işin var burada?" Dedim sert bir tavırla.

"Hatırlamıyor musun?" Diye sordu Kaya alayla.

"Neyi?" Dedim tereddütle.

"Boşver." dedi çarpık bir gülümsemeyle. Başıma masaj yapmaya devam ediyordu.

Gözlerimin saate takılmasıyla şaşırdım.

"Saat gerçketen dört mü?" Başını sallayarak beni onayladığında yataktan kalktım ve Odadan dışarıya çıktım. Etrafta kimse yoktu. Bu saatte kadar uyuyor olamazlardı herhalde. Bir yere mi gittiler acaba?

Kimse var mı diye bakmak için mutfağa baktım boştu. Buraya mutfak demek için bin şahit isterdi. O kadar dağılmıştı ki.

Buradan çıktım ve oturma odasına girdiğimde kocaman bir şoka uğradım. Koltuklar devrilmişti ve ters çevrik yerdeydi. Boş içki ve meyve suyu şişelerinin içinde kalanlar halıya ve yere dökülmüştü. Perdeler yerinden çıkmış yarısı yere değiyordu.

Fiber orta sehpanın üzerinde kıvrılıp uyumuştu. Yarasa hemen sehpanın yanında yerde uyuyordu, Güneş onun göğsüne yatmıştı. Zehir masanın altındaydı ve Eda onun üzerinde. Kesik'te koltukta uyuyordu. Üzerinde garip bir kostüm vardı.

Enes yoktu?

Tüm evde Enes'i aramış sonunda banyoda bulmuştum. Küvetin içinde, küvet yarısına kadar su doluydu. Enes kıyafetleriyle suyun içinde uyuyordu. Yanına gidip sertçe kolunu sallayarak onu uyandırmaya çalıştım.

"Enes uyan ne işin var orada?"

"Git." diye mırıldandı huzursuzca.

"Kalk Enes çık şu sudan!" diyerek onu tekrar dürttüm.

P E R AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin