10. BÖLÜM

137 13 15
                                        

10. BÖLÜM; Isınmış Kalpler





Yüksek Sadakat - Katil & Maktül


🌍

Kaya'yla son olanlardan sonra hiç görüşmemiştik. Aradan bir hafta geçmişti. Onun aramasını beklemiştim. Aslında aramayacağını biliyordum. Ama ben de aramamıştım. Kendimi zorlukla durdursam da.

Telefonu yatağımın üzerinde bırakarak ayağa kalktım ve odanın içinde dolaşmaya başladım.

Telefona ne kadar yakın olursam Kaya'yı arama isteğim o kadar güçleniyordu. Kafamı dağıtmak için dizi izlemeye karar verdim. Koltuğuma bacaklarımı uzatarak oturdum ve laptopumu kucağıma koyarak açılmasını beklemeye başladım.

Normalde saniyeler sonra açılan cihaz sanki bir saatte açılamamıştı. Sonunda açıldığında sevdiğim yabancı dizilerden birini açtım. Ama bir türlü diziye odaklanamıyor, sürekli altyazıları kaçırıyordum. Belki on dakika belki de daha az izledim. Ama hiç bir şey anlamadığımda The Originals 'a haksızlık etmemeye karar verdim ve laptopu kapattım.

Acaba Kaya'nın de aklı bende kalmış mıdır?

Telefonu almak için yatağıma yaklaştım. Telefonu elime aldım ama sonra geri bıraktım. Aramayacaktım!

Kitap okursam geçerdi belki vakit. Elime en son lisede okuduğum kitaplardan birini aldım. Yarım bırakmıştım bu kitabı. Kitabı alıp kapağını açmamla içinden Kaya'yla lise yıllarında, hep oturduğumuz, mahallenin üstünde kalan yerimizde çektiğimiz bir fotoğraf düştü. Eğilip yerden aldım. Ikimizde en içten gülümsememizle poz vermiştik. Kaya'nın gülünce kısılan gözlerine baktım dalgınca. İşaret parmağımı fotoğrafın üzerinde gezdirerek Kaya'nın gülüşünü okşadım.

Fotoğrafı yatağımın başındaki komodinin üzerinde duran çerçevenin kenarına sıkıştırdım. Çerçevede pamuk şekerlerim ve ben vardık. Fiber'in doğum gününü kutladığımız günden bir kareydi. Beşimizin de mutluluğu fotoğraftan okunuyordu. Artık orada Kaya'yla da fotoğrafım vardı.

Telefonuma uzandım. Kaya'yı arayacaktım artık. Ama elime almadan geri çekildim. Ne diyecektim ki?! Tufan'ı öptüğüm için özür mü dileyecektim?

Telefonumu odamda bırakarak odadan çıktım.

Terastan Enes ve Fiber'in sesi geliyordu. Hiçbir şey söylemeden terasa çıktım ve boş olan bir yere oturdum. Herkes buradaydı.

"Akis sabahtan beri çıkmıyorsun odadan?" Dedi Eda sorgu memuru bir tavırla.

"Canım çıkmak istemedi!" Diye yanıtladım ters bir şekilde.

"Niye sinirlisin sen?" Dedi Yarasa alayla. Sinirli olmam onu neden eğlendirmişti ki?

"Sinirlili falan değilim!" Dedim yine sertçe.

"Kaya yüzünden mi?"

Fiber'e nasıl baktıysam gözlerini kaçırdı.

"Ne alaka ya! Ne alaka?" diye çıkıştım ona da.

"Özlemişsin işte. Git konuş olmaz böyle." dedi Kesik.

"Özlemedim ki, özlemedim yani." dedim inatlaşarak.

"Sinirini bizden çıkarma bari." diyen Zehir'i de bakışlarımla susturmayı başarmıştım.

Bir kaç saat onlarla vakit geçirdim. Odaya geri döndüğümde telefonumda üç cevapsız çağrı vardı.

P E R AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin