17. BÖLÜM; Dejavu
Barış Manço - Bal Böceği
🌍
"Bize ihanet edecekmişsin gibi hissediyorum." dedi Fiber gözlerime şüpheyle bakarak.
"Saçmalama Fiber!" Dedim.
"Yani onlar kazanırsa Gölge'nin takımını tutmayacaksın?"
Yoo ne münasebet.
"Hayır dedim ya!"
"Tamam ya inandım gibi."
"Benimle uğraşacağına gidip hazırlansana." diye çıkıştım.
"Hazırım ben." dedi hoşnutsuz bir tavırla.
Üzerindeki kot pantolona ve dar tişörte baktım.
"Bunlarla rahat oynayamazsın?" Dedim sorar gibi.
Kapıdan giren Kesik cevap verdi.
"Oynamayacak ki." dedi eğlenen bir sesle.
Niye der gibi Fiber'e baktım.
"Önceki maçta kendi kalesine gol attığı için cezalı." dedi Kesik yine beni aydınlatarak.
Fiber küsmüş bir çocuk gibi kollarını bağlayarak dudaklarını büzdü. Gülmek ve üzülmek arasında kaldım.
"Hazırsanız çıkalım." Yarasa'nın seslenmesiyle hepimiz ayaklandık.
Zehir ve Eda'nın arasında ne olduğunu anlamıyordum. Artık takip de edemiyordum zaten. En arkada yürüyorlardı ve kısık sesle bir şeyler konuşuyorlardı.
"Bunlar sonunda açıldılar mı?" Dedi Fiber kolumu delmek ister gibi beni iteklerken, gözleriyle de Eda ve Zehir'i işaret ederek.
"Bilmiyorum." dedim omuzlarımı indirip kaldırarak.
Fiber benden beklediği tepkiyi alamamış olacak ki, bana yüzünü buruşturarak Kesik'e doğru ilerledi. İkisi hararetli bir şekilde konuşmaya başlarken ben onları umursamadan yürümeye devam ettim.
Dört köşesinden ışıklandırılmış olan, zemini yapay çimle kaplı halısahanın önündeydik. Etrafındaki sıralı sokak lambaları dışında pek ışık yoktu ama halısaha epey aydınlıktı.
Kapıya yaklaştığımızda gözüme takılan tanıdık sima yutkunmama neden oldu. Biçimli kaşlarının altındaki ıfadesiz kahverengi gözleri üzerimde olan Tufan'a baktım.
Ona karşı mahcup hissediyordum ve böyle hissetmekte haklıydım. Benim yüzümden hastanelik olmasından sonra özür bile dilememiş, üzerine Kaya'ya inadımdan onu kullanmıştım. Zehir'in, Yarasa'nın ve Kesik'in de sert bakışlarının onun üzerinde olduğunu fark ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
P E R A
De TodoNe halde olduğundan haberin yok senin! Her yerin yanık! Tüm vücudun, yüzün yanık! Sen, sen bile değilsin! Kendini göremediğin için buradan çıkmayı düşünüyorsun. Bir yüzün bile kalmadı senin. Gözlerin görmüyor! Konuşamıyorsun! Ayakta iki saniye...