23. BÖLÜM

54 7 7
                                    


23. Bölüm; Sırlar Mahzeni

Adamlar - Benden Bana

                                       👽

Zaman kavramı, içimde anlamlandıramadığım bir noktada bana göz kırpıyor gibiydi. O an ne anlama geldiğini dahi zor idrak etmiştim. Bir yanardağ misali patlayan merak, sıcak lavlar gibi vücudumu kapladı.

Zamanı gelmişti. Alev alev yanan merakıma bir kova da olsa su dökebilecektim.

Tuğca'nın gözlerine bakakaldım.

"Senden çalınan bir gerçek var. Hakkın olanı alıp her şeyi öğrenmek ister misin?" Diye sordu tekrar. Sesindeki sarsılmaz güven ona hayır dememi engelliyordu. Anlamsızca samimi geliyordu.

Ne cevap vereceğimi bilemeyerek baktığımda beklediği tepkiyi almış gibiydi.

"Sadece isteyip istemediğini söylemen yeterli." Diye mırıldandı yine güven verici sesiyle.

"İstiyorum dersem ne olacak?" Diye sordum tereddüt akan bir ifadeyle.

"Seni bir yere götüreceğim ve her şeyi öğreneceksin." Dedi mekanik bir açıklamayla.

"Peki istemiyorum dersem?"

"Önünden çekilirim," dedi bir adım yana kayarak. "Sende kafandaki sorularla el ele, ev dediğin sırlar mahzenine dönersin!"

Acımasız sözleri kalbime bir sızı bıraktı.

Ev dediğim sırlar mahzeni...

Bunca zaman hiç fark etmemiştim benden saklanan bir şey olduğunu. Bu sorular kafama düşmeseydi asla belli etmeyecekler miydi?

"Nereye gideceğiz?" Diye sordum. Kararımı çoktan vermiştim. Ben tereddüt ve şüpheyle yaşamak istemiyordum.

"Merak etme yanından ayrılmayacağım. Güvenli bir yer." Diye mırıldandı. Gideceğimiz yeri bana söylemek istemiyordu sanırım.

"Gidelim!" Dedim kararlı ve tereddütsüz şekilde.

Belki bunu yapmamalıydım. Tanımadığım bu adamla bir yola çıkmamalıydım. Aksi takdirde evde oturup Kaya'nın, doğruluğundan asla emin olmayacağım bir açıklama yapmasını bekleyecektim.

İfadesiz bakan gözleri bir an yumuşadı ve o gözlerde şefkat görür gibi oldum. Ama saniyelik bir şeydi ve anında kaybolmuştu.

Ara sokağa döndüğünde arkasından ilerliyordum, iki tane siyah Mercedes'in arasında durmuş spor arabayı gördüm. Epey pahalı olduğu anlaşılan arabaya bindiğinde biri benim için kapıyı tutuyordu. Bindiğimde ise kapıyı kapatarak hızla öndeki arabaya bindi. Tuğca gaza yüklenerek önündeki aracı geçti. Arkamızda iki tane araçla konvoy halinde mahalleden çıkıyorduk.

Kaya'nın evinin önünden geçerken kapının dışındakiKaya kaşlarını çatmış arabaya bakıyordu. Beni gördüğü için gerilmiştim.

"Camlar filmli, içeriyi göremez." Dedi Tuğca düşüncelerimi duymuş gibi. "Ve bana soru da sorma. Birazdan tüm cevaplara ulaşacaksın." Onaylamamı ister gibi yüzüme baktı. "Tamam mı?"

Yalnızca başımı salladım. O kadar gergindim ki, sanki bu gerginlik havaya karışıyordu ve ben yeniden ciğerlerime soluyordum. Yaklaşık yirmi dakikadır yoldayık. Benim gerginliğim Tuğca'ya da bulaşmıştı. Onun da bir cambazın ipi kadar gergin olduğunu çatılan kaşları, kasılan çenesi ve kabaran omuzlarından anlayabiliyordum. Ya da nereden bileceğim Ki? Ya genel ifadesi buysa, onu tanımıyorum bile.
 
Sıkıntıyla iç geçirerek terleyen ellerimi siyah taytıma sürttüm. Bu hareketim parmağımdaki yüzüğü hissetmeme neden olunca gözlerim elime kaydı. Yüzüğe kısa bir bakış atarak başımı kaldırdım, Tuğca'ya baktığımda gözlerinin elimdeki yüzükte olduğunu gördüm. Mümkünmüş gibi biraz daha gerilmişti. Rahatsızca yerimde kıpırdanarak elimi ondan saklamak için cebime soktum. Beni rahatsız ettiğini fark etmiş gibi yola döndü.

P E R AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin