11. BÖLÜM; Ekşi Tesadüf
Lana Del Rey - Summertime Sadness
🌍
"Eda dur ona pembe sürelim." dedim Eda'nın elindeki mor ojeyi alarak.
Biz şuan ne mi yapıyorduk? Koltukta uyuyakalan Zehir'in tırnaklarına oje sürüyorduk.
Serçe parmağına da pembe ojeyi sürdüğümüzde on parmağı da tamamlanmıştı. Hepsine farklı renk sürmüştük.
"Uyandığında sizi gebertecek." dedi keyifle bizi izleyen Fiber. Ağzına keyifle bir cips daha tıkıştırdı.
Eda'yla birbirimize bakıp kıkırdadık ve aynı aynı anda konuştuk.
"Bize kıyamaz ki!"
Odamdan telefonumun melodisi duyuldu. Onları orada bırakarak odama geçtim. Arayan Kaya'ydı. Işleri gerçekten çok yoğundu ve biz üç gündür görüşemiyorduk.
"Alo?" diyerek yanıtladım.
"Nasılsın sevgilim?" dedi özlemle.
"Iyiyim sevgilim sen nasılsın" dedim aynı ses tonuyla.
"Dünden beri arayamadığım için beni terk ettin sandım. Ama sanırım hala sevgilimsin. O yüzden iyiyim." dedi alayla.
"Bende bir sevgilin olduğunu unuttuğunu sanmıştım ama sanırım hatırlıyorsun." dedim aynı alaylı sesle.
"Aklımdan çıkmadın ki nasıl hatırlayayım?" diyerek iç çekti. "Niye aradığımı unutuyordum az kalsın. Bu gece çok önemli bir yemeğe çıkıyorum. Bana eşlik eder misin?"
"Ne yemeği?"
"Iş yemeği denebilir ama benim için önemli bir bağlantı. O asistanıyla katılacak, sende bana eşlik edersen güzel olabilir." dedi. Gelmemi istediğini belli eden bir sesle.
"Şimdi sen mafya gibi bir şey olmuşsun ya. Bu yemekte mafya babalarıyla mı olacak? Yani iş yemeğinden kastın ne?"
Küçük bir kahkaha attı.
"Hayır güzelim, mafya babaları falan yok. Bir kişi olacak ve sadece iş konuşacağız." Diyerek aydınlattı beni.
Aslında gitmek istemiyordum ama Kaya'nın işlerini merak etmiştim. İçimdeki gitmemi istemeyen o hissi susturarak kabul ettim.
"Tamam gelirim, ne kadar vaktim var hazırlanmak için?"
"Iki saate alırım seni." dedi.
Telefonu kapattığımda vakit kaybetmeden hazırlanmaya başladım.
Çok uzun süren karar verme sürecinin ardından beyaz mini elbisemde karar kılmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
P E R A
LosoweNe halde olduğundan haberin yok senin! Her yerin yanık! Tüm vücudun, yüzün yanık! Sen, sen bile değilsin! Kendini göremediğin için buradan çıkmayı düşünüyorsun. Bir yüzün bile kalmadı senin. Gözlerin görmüyor! Konuşamıyorsun! Ayakta iki saniye...