22. BÖLÜM; ZamanEskitilmiş Yaz - Uyursam Geçer Mi?
🌏
Bomboş gözlerle tavanı izlemeyi bırakıp yatakta yan döndüm. Kaya'nın yastığını çekerek sarıldım. Kokusu burnuma dolduğunda sonunda uykuya dalabilecelmiş gibi hissetmiştim. Derin bir nefes aldım.
Kaya'nın yatağında Kaya'sız yatıyordum.
Benden istediği zamanı ona vermiştim. Ama her şeyi anlatana kadar görüşmek istemediğimi de belirtmiştim. Eve gitmek istediğimde burada kalmam için adeta yalvarmıştı. Ben onun odasında uyuyacaktım, o nerede bilmiyordum. Adım sesleri kapıya yaklaştığında gözlerimi kapattım. Uyku pozisyonuna geçerek bekledim. Kapı usulca açıldı. Kaya yavaş adımlarla yatağın başına kadar geldi. Yere oturarak işaret parmağıyla yüzüme tüy gibi dokunuşlar bıraktı. Önce alnımı, sonra burnumun ucunu hafifçe öptü. Ardından başını yatağa yasladı.
Kaç dakika bilmiyorum ama bir süre sessizlikten sonra gözlerimi açtığımda yere oturmuş, başı yatağa yaslı ve elimi tutmuş şekilde uyuyan Kaya'yla karşılaştım. Onu uyandırmak istesemde yapamadım. Yerde uyumasına içim el vermese de sesimi çıkarmadım. Bende kokusuyla birlikte gözlerimi kapattım. Uyuyamayacağımı bilsem de gözlerimi yeniden açmadım.
Ne saklıyor olabileceklerini düşünmeye başladım.
Tuğca etrafındakilere güvenme demekte haklıydı sanırım. Onların benden bir şey saklayacaklarını hiç düşünmemiştim. Oyun oynarken bu soruyu sorduğumda, en fazla ne söyleyebilir onu bile tahmin edemiyordum. Bir şey sakladığını anladığımda ise tam anlamıyla şoka uğramıştım. Kafasını kaldırıp Yarasa'ya baktığında ise şok tüm vücudumu ele geçirmişti. Zehir, Yarasa, Kesik hatta Eda'nın bile bir şeyler bildiğini anlamıştım.
Ne olabileceği hakkında kafamda türlü senaryolar dolansa da tüm ihtimalleri hızla eliyordum.
İçimdeki huzursuzluk git gide artıyor ve başıma ağrılar girmesine neden oluyordu. Midemde hissettiğim küçük bir kasılmayla öğürmemek için kendimi zor tuttum. Yatakta doğrularak, elimi Kaya'nın elinden çektim. Tam ayağa kalkmak için hamlede bulunuyordum ki Kaya sıçrayarak uyandı. Korkuyla bileğimi kavradı.
"Nereye gidiyorsun?" dedi, uyku sersemi olmasına rağmen sesindeki telaş elle tutulur derecedeydi.
"Tuvalete gidiyorum," cümlemi henüz tamamlayamadan midemdeki kasılmalar arttı. Öğürmemek için elimi ağzıma bastırarak, diğer elimi Kaya'dan kurtardım. Hızla banyoya girerek kapıyı kilitledim. Klozetin önüne diz çökerek kapağı kaldırdım.
Kusmaya başladığımda Kaya banyonun kapısını tıklattı.
"Akis, iyi misin? İçeriye giriyorum." Kapıyı açmak için hamlede bulundu ama kilitlediğim için başarısız oldu. Ben ise kusmaya devam ediyordum. Yediğim bir kaç şeyi de çıkardığımda kapağı yeniden kapatarak ayağa kalktım. Sifonu çekerek lavaboya yöneldim.
"Güzelim iyi misin?" Kaya yeniden kapıyı çaldı. Ona cevap vermeden elimi yüzümü yıkamaya başladım.
"Akis aç kapıyı!" Dedi kapıyı daha şiddetli çalarken.
"İyiyim!" Diye yanıtladım.
"Kapıyı aç!" Dedi kıracak gibi çalmaya devam ederek.
Gözlerim aynadaki yansımama takıldı. Uzun süre öğürdüğüm için gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Bileğimdeki siyah toka ile saçlarımı gelişigüzel toplayarak topuz yaptım. Yeniden kendini gösteren bulantımla hızla klozete yöneldim. Yeniden kusmaya başladığımda midemde bir şey kalmadığı için boş boş öğürüyordum ve bu beni daha da zorluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P E R A
RastgeleNe halde olduğundan haberin yok senin! Her yerin yanık! Tüm vücudun, yüzün yanık! Sen, sen bile değilsin! Kendini göremediğin için buradan çıkmayı düşünüyorsun. Bir yüzün bile kalmadı senin. Gözlerin görmüyor! Konuşamıyorsun! Ayakta iki saniye...