0.8~ 🌹

512 72 32
                                    

Taeyong heyecanlı adımlarla merkeze girerken gergindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taeyong heyecanlı adımlarla merkeze girerken gergindi. Saat daha sabahın 8'i idi fakat Taeyong heyecandan uyuyamamış, erkenden merkeze gelmek istemişti.

Dün hastaneden nasıl çıktığını ve eve nasıl gittiğini bile hatırlamıyordu. Tüm vücudu heyecanla titrerken içinde çocuksu bir telaş vardı.

Bakışları merakla içeride gezindi. Ellerini nereye koyacağını bilmiyordu, çok mutlu hissediyordu. Suratındaki ufak gülümseme eşliğinde içeride gezinmeye ve merkezi keşfetmeye karar verdi.

İlk kat danışmanın, bekleme odasının ve lavaboların olduğu kattı. Lavabolara göz attı önce, içeride bir sürü makyaj fırçası gözüküyordu. Fırçaların yıkandığı lavabolar olmalı diye düşündü. Bir üst katta ise normal makyaj odaları ve bir adet mutfak mevcuttu. 3. Kat ise onu vip makyaj odalarına götürmüştü. Lüks mobilyalar Taeyong'u şaşkına uğratırken bakışları duvarda asılı duran polaroid fotoğraflara kaydı. Jaehyun'un buranın müşterisi olan oyuncular, mankenler ve kpop idolleri ile çekilmiş fotoğraflarıydı.

Elleri makyaj masasında duran pembe kapaklı ruja gitti ve kapağını açtı. Onu koyu kırmızı bir renk karşılarken Taeyong gülümsedi. Onun daha önceden makyaj yapmaya ya da kendine bakım yapmaya vakti olmamıştı hiç. Hayatı hep çalışmak ve kardeşine bakmak ile geçmişti, kendisine vakit ayırmak onun için zordu.

Ruju yerine bıraktı ve dizili olan losyonlara baktı. Alt dudağını ısırırken bu işi öğrenmenin biraz zaman alacağını düşündü fakat bu düşüncesi aniden yok oldu. O, buraya çalışmaya ya da bir şeyler öğrenmeye gelmemişti formülleri alıp ortadan yok olacaktı o kadar.

Vip odasından çıkarak bir üst kata yani son kata ulaştı. Sağ tarafta Jaehyun'un ve ortağının odası vardı. Solda ise toplantı odası ve toplantı odasından geçilerek ulaşılan bir teras vardı. Toplantı odasının kapısını kapattı ve bakışları merakla etrafta dolaşırken gözüne en köşedeki kapı ilişti. Ufak adımları kendinden habersiz kapının önünde durduğunda kaşları çatıldı.

"Duş odası mı?"

Eli kapının kolunu buldu ve tereddüt etmeden kapıyı araladı fakat gördüğü görüntü dehşete düşürmüştü onu.

"Siktir!"

Hızla kapıyı tekrar kapatırken yanaklarının alev aldığını hissediyordu.

"İnanamıyorum..."

Kızarmış yanakları eşliğinde kendini geniş terasa atarken derin bir nefes alarak serin havanın utançtan alev alan yanaklarını söndürmesini bekledi.

"Tamam Taeyong sakin ol hiçbir şey görmedin... evet sen Jung Jaehyun'u çıplak görmedin sakin ol."

Suratını buruşturdu balkondan çıkarken. Tam o sırada duştan çıkan Jaehyun ile karşılaştığında yutkundu ve tekrar utançtan kızardığını hissetti.

"Hiçbir şey görmedim yemin ederim."

Kaçar adımlarla, affallamış Taeyong'a bakan Jaehyun'un yanından geçerek hızlıca aşağı kata indi ve kendini mutfağa attı.

"Aptal neden öyle söyledin ki?"

Rezil olmuştu.

Bakışları aceleyle etrafta dolaşırken içeri giren Jaehyun ile afalladı.

"Burada ne yapıyorsun?"

Jaehyun'un sert sesi onu olduğu yere çivilerken, "B-ben şey..." diyebilmişti Taeyong. "Gelmemi söyledin."

"Tanrım... onu mu soruyorum bu saatte ne yapıyorsun burada!"

Taeyong bakışlarını kaçırdı.

"Geç kalmamak için erkenden geldim..."

Jaehyun dişlerini sıktı.

"Saat daha 8! O kadar mı uyuşuksun 2 saat erken geliyorsun?"

Elini saçlarından geçirdi öfkeyle.

"Ayrıca suyun sesini duyduğun halde neden kapıyı açıyorsun, sapık mısın?"

Taeyong kaşlarını çattı.

"Sapık falan değilim, ayrıca suyun sesinide duymadım yalnızca duş olması tuhafıma gitti o kadar."

Jaehyun derin bir nefes aldı.

"Lee Taeyong, git bekleme salonunda otur diğerleri gelene kadar ve gördüklerini de unut anladın mı beni?"

Taeyong alay eder bir tavırda gözlerini devirdi.

"Merak etme, o kötü görüntüyü olabildiğince hızlı bir şekilde sildim zaten hafızamdan."

Jaehyun alaycı bir tavırla başını geriye attı.

"Lee Taeyong bazen gerçekten çok komik oluyorsun, ayrıca benimle senli benli konuşma ben senin patronunum arkadaşın değil."

Jaehyun bastıra bastıra söylediği şeylerden sonra mutfaktan çıkarken Taeyong suratını buruşturdu.

"Kibirli herif, ego yığını bok kafalı şeytan!"

Derin bir nefes verdi.

"Bakalım 1 ay nasıl geçecek bu herifle, sinir hastası olmazsam iyi!"


⸻ ♡ ⸻

⸻ ♡ ⸻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
rose quartz // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin