"Delirmek üzereyim!"
Taeyong saçlarını karıştırdı sıkıntıyla. Bakışlarını dışarıda yağan yağmurdan çekmiş sıkıntılı bir ifadeyle koltuğa bırakmıştı kendini.
"Ten ben bunu yapamam."
Arkadaşı usulca yanına otururken, "Kes sesini." dedi elindeki makyaj çantasını Taeyong'un eline tutuştururken.
"Buna mecbursun Taeyong, git ve elinden ne geliyorsa yap."
Taeyong dudaklarını büzdü. O adamların onu tehdit etmelerinin üzerinden 2 gün geçmişti ve Taeyong'un 2 gündür ne yapacağını düşünmekten beyni patlayacak gibiydi. Yüzlerce kez kaçmayı düşünmüş fakat yakalanacağını bildiği için vazgeçmişti her seferinde. O adamlar daha şehri terk etmeden Taeyong'u bulur ve yok ederlerdi...
"Ben ne anlarım makyaj yapmaktan gidip rezil olmamı mı istiyorsun?"
Ten göz devirdi.
"Rezil olmayacaksın yalnızca şansını deneyeceksin. Hem seçmeler herkes için herkes girip şansını deneyebilir. Kazandığını düşünsene rose quartz da asistan olursan istediklerine kolayca ulaşırsın."
"Ama ben makyaj yapmayı bilmiyorum ki mülakatta kesin zor bir şey sorulur ben de kalırım öyle ortada."
Ten ayağa kalktı ve Taeyong'un bileğinden kavradı.
"Kalk."
Taeyong çekiştirildiği için mızıldansa bile ayaklandı istemeye istemeye.
"Oraya git ve elinden geleni yap Taeyong, Jaemin için. Bu mülakat senin şansın, yılda yalnızca bir defa yapıyorlar kaçırma."
Taeyong derin bir nefes aldı titrek elleriyle makyaj çantasını tutarken. Makyajdan anlamayan birisinin asistan seçmeleri için mülakata girmesi gerçekten saçmalıktı fakat buna mecburdu. Ne kadar düşünürse düşünsün aklına başka bir seçenek gelmiyordu. O yere başka türlü giremezdi.
"Tamam." dedi omuzlarını dikleştirirken. "Yapacağım bana şans dile."
"İyi şanslar senin için dua edeceğim."
Taeyong gülümsedi arkadaşına sarılırken.
"Teşekkür ederim ihtiyacım olacak."
Taeyong asılı duran ceketini üstüne geçirdi ve makyaj çantasını sırt çantasının içine attı botlarını giymeden önce.
"Tanrım sahi... Jung Jaehyun da orada olur değil mi?"
Ten sorduğunda Taeyong suratını buruşturdu.
"Olur herhalde."
"Ah keşke senin yerinde ben olsaydım..."
Taeyong kaşlarını çattı.
"Olabilirsin, sen üstlenmek ister misin 20 bin dolar borcu seve seve verebilirim sana."
Ten dehşete düşmüş gibi geri çekildi.
"Hayır kalsın. Git ve orayı altüst et Taeyong fighting!"
Taeyong kafasını iki yana salladı.
"Geç sen dalganı, 1 ay sonra öldüğümde arkamdan ağlarsın artık."
Ten dudaklarını büzdü. Arkadaşına tekrar sarılırken, "Sakın." diye söylendi. "Bunu sakın bir daha söyleme."
Taeyong'un omuzları düştü geriye çekilirken.
"Umarım..." diye söylendi kısık bir sesle. "Umarım bir daha söylememe gerek kalmaz."
⸻ ♡ ⸻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rose quartz // jaeyong
FanfictionYüklü miktarda borcu olan Taeyong, rose quartz isimli güzellik merkezinde işe başlar çünkü borcunu ödeyebilmesi ve hayatının bağışlanabilmesi için rose quartz'un yeni çıkaracağı güzellik ürünlerinin formüllerini çalması gerekmektedir. #1 jaeyong ©j...