3.9~ 🌹

411 61 28
                                    

Jaehyun, masasının üzerinde duran dergiye dikmişti ifadesiz gözlerini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jaehyun, masasının üzerinde duran dergiye dikmişti ifadesiz gözlerini. Dakikalardır bakışları üzerinde Taeyong'un olduğu dergi kapağındaydı.

Jaehyun'un hatırına dergi için makyaj yaptıkları gün düşüp duruyordu. Taeyong'dan gerçek anlamda ilk kez o zaman hoşlanmaya başlamıştı. Onun bir melek gibi gözüktüğü o vakitler Jaehyun ona makyaj yapmaktan keyif almıştı. Fakat şimdi, bu dergi kapağında poz veren kişi ona çok yabancıydı. O kişi artık aşık olduğu güzel sarışını değil, bambaşka yabancı biriydi Jaehyun için.

Derin bir nefes aldı ve hızlı bir hareketle dergiyi almış çöp kovasına atmıştı. Onu görmek istemiyordu. Hayali olduğu dergide çıktığı halde bile mutlu değildi. Kalbi böylesine bir acı ile yanarken ve öfkeden önünü bile göremezken nasıl mutlu olacaktı ki?

1 hafta olmasına rağmen Taeyong onu birkez bile aramamış birkez bile pişman olduğunu söylememişti. Oysaki pişman olduğunu söyleyip ona gerçekten aşık olduğunu hissettirseydi Jaehyun belki affederdi onu? Hayır etmezdi, böylesine büyük bir ihanet ile sarsılmışken nasıl affedebilirdi ki? Ayrıca Taeyong ona hiçbir zaman gerçek anlamda aşık olmamıştı, amacı ona yanaşmak ve sky beauty için hırsızlık yapmaktı. İstediği tek şey paraydı bunun için yatağına bile girmişti Jaehyun'un. Jaehyun böyle düşünüyordu.

"Jae?"

O sırada odasının kapısı aralandı ve Taeil adımladı içeriye, yanında Yuta'da vardı.

İkili usulca odaya girmiş tekli koltuklara oturmuşlardı.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Berbat." diye düşündü Jaehyun.

"İyiyim hyung."

İyi olmadığı her halinden anlaşılabilirdi.

"Jaehyun 1 haftadır merkezdesin, eve gidip güzelce dinlen sağlığın için endişeleniyorum."

Jaehyun'un gözlerinden bir üzüntü geçti o an. Eve gitmek istemiyordu, evinin her köşesi Taeyong'un anıları ile doluydu. Mutfağı, salonu, yatağı... orada nefes alabileceğini düşünmüyordu.

"Eve gitmek istemiyorum hyung, yalnız kalırsam boğulurum biliyorsun."

Taeil üzgün bir ifadeyle bakıyordu arkadaşına.

"Yakında sky beauty i kendi kazdıkları kuyuya düşüreceğiz. Profesör bu akşam röportaj verecek. Ürünleri ilk bizim ürettiğimizi ve aylardır laboratuvarda sakladığımızı kanıtları ile gösterecek herkese. Endişelenme tamam mı, her şey düzelecek."

Jaehyun usulca kafa salladı, bunun için endişelenmiyordu zaten. Ellerinde yeterince kanıt vardı. Johnny Suh ilerisini düşünmeden hareket eden bir aptaldan başka bir şey değildi. Yakında gerçekten de kendi kazdığı kuyuya kendisi düşecekti.

"Sana güveniyorum hyung, lütfen sen hallet bunları benim o kadar gürültüyü kaldıracak halim yok."

Taeil usulca kafa sallarken, "Peki kim yapmış?" diye sordu Yuta merakla. "Sizin evinize yalnızca biz girebiliyoruz başka kim evinize girip ürünleri-" Yuta bir an duraksadı aklına gelen isim ile.

"Buradan birisi değildi." dedi Jaehyun sert ses tonuyla. "Buradan birisi yapmadı."

Yuta usulca kafa salladı. Taeil ve Yuta,  ikisi de bunu kimin yaptığını biliyorlardı  fakat ses etmemişlerdi.

"Ben artık gideyim Doyoung beni bekliyordur."

Yuta usulca ayaklandı ve saygıyla eğildi odadan çıkmadan önce. Taeil yalnız kaldıklarında, "Taeyong ile hiç konuştun mu?" diye sordu hızlıca. "Hiç aradın mı onu?"

Jaehyun'un kaşları çatıldı. "Bunu neden soruyorsun hyung?"

Taeil göz devirdi. "Sizi duydum Jaehyun,  o gün tartışırken duydum sizi. Her şeyi biliyorum."

Jaehyun yutkundu, kalbi tekrar öfke ile dolmuştu.

"Onu aramayacağımıda biliyorsundur o halde."

"Jaehyun yapma böyle, Taeyong'un bunu neden yaptığını bilmiyorum fakat geçerli bir sebebi olduğuna inanıyorum."

Jaehyun'un dudakları alayla kıvrıldı.

"Geçerli bir sebep mi, paradan başka ne olabilir ki?"

Taeil öfkesini hafifletmek ister gibi derin bir nefes aldı. "Şapşal herif, onu suçluyorsun. Pişman olacağın şeyler söyleme. Ben Taeyong'un bunu para için yaptığını düşünmüyorum."

Jaehyun bir an duraksadı. Taeyong sahiden de bunu para için yapmamış olabilir miydi? Onu sahiden sevmiş olabilir miydi? Hayır olamazdı.

"Hyung saçmalama, o yalancı bir hırsızdan baska bir şey değil. Beni hiçbir zaman gerçekten sevmedi, yaptığı her şey birer roldü!"

"Peki sen neden ona gerçeği anlatmadın? O evlilik sahici bir evlilik bile değil ki."

Jaehyun omuz silkti umursamazca.

"Öyle birine kendimi açıklamak zorunda değilim. O inanmak istediğine inandı. Ayrıca umurunda olduğunu da sanmıyorum sonuçta bana gerçekten aşık değildi."

Taeil kafasını salladı, "Peki, böyle düşünmek istiyorsan eğer benim yapabileceğim bir şey yok."

Taeil üzgündü fakat konuşarak Jaehyun'u ikna edemeyeceğinide biliyordu.

"Peki ne zaman gidiyorsun?" diye sordu bu defa. "2 gün sonra mıydı?"

"Evet, 2 gün sonra."

Birkaç saniye sessizlik hüküm sürmüştü ortama. Taeil dudaklarını birbirine bastırdı. Söylemek istediklerini yutmaya çalışıyordu fakat daha fazla dayanamamış, "Jae bunu söylemek istemiyorum fakat nasıl gideceksin?" diye sormuştu öfkeli arkadaşına. "2 yıl boyunca onu görmeden nasıl yaşayacaksın?"

Jaehyun'un kalbi sızladı. Üzerine fırlatılan bu gerçeklik bir an yakmıştı canını... fakat kaşlarını çattı, acısını belli etmek istemedi.

"Hyung yeter! Neden hâlâ ona aşıkmışım ondan vazgeçemezmişim gibi davranıyorsun? Buradan uzaklaşmak iyi gelecek bana, toparlanacağım. Hem İtalya'da tanışmak istediğim makyaj sanatçıları var biliyorsun."

Taeil kafa salladı çaresizce. Onu daha fazla öfkelendirmek istemiyordu.

"Tamam bir şey demedim kızma. Sen nasıl iyi hissedeceksen onu yap, sadece pişman olma yeter."


⸻ ♡ ⸻
finale dogru gidioruz~~

⸻ ♡ ⸻finale dogru gidioruz~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
rose quartz // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin