Sessiz lavaboda yankılanan mesaj bildirimi sesi ile kendine geldi Taeyong. Bakışlarını takılı kaldığı aynadan çekti ve eli cebini buldu.
Mesaj telefonunda kayıtlı olmayan bir numaradan gelmişti fakat Taeyong bu numaranın kime ait olduğunu çok iyi biliyordu.
"Nasıl gidiyor?" yazmıştı o lanet heriflerden birisi.
Taeyong derin bir nefes aldı. Boğazını yakan yumru yine oraya yerleşmiş gözleri tekrar dolmuştu. Başına düşünmekten ağrılar saplanıyordu artık. Yorgun hissediyordu, bitkin ve bir o kadar da çaresiz. Gözünün önüne birkaç ay önceki anılar geldiğinde ise gözleri tekrar aynadaki görüntüsüne takılı kaldı ve yanağına doğru bir yaş süzüldü hiç beklemeden.
⸻ 4 ay önce ⸻
"Başka yolu yok mu?"Genç adamın sesindeki çaresizlik yaşlı adamı daha da üzüyordu.
"Başka bir çaresi olmalı lütfen..."
Genç adam kızarmış gözlerini sildi bluzunun kolu ile. Göz altları ağlamaktan ve uykusuzluktan çökmüş, altın sarısı saçları dağılmıştı. Berbat gözüküyordu, fakat o kardeşi için uğraşan bir abiydi aslında. Onun için çaresizce bir yol arıyordu.
"Ameliyat çok masraflı, ben bunu karşılayamam fakat kardeşimi ölüme terk edecek de değilim bir yol olmalı..."
Yaşlı doktor üzgünce baktı Taeyong'un ıslak gözlerine.
"Üzgünüm, ameliyat dışında bir yol gözükmüyor. Onun yaşaması için ameliyat şart hem de en yakın zamanda. Tümör her yere yayılmış daha fazla geç kalamayız."
Taeyong'un güçsüz bacakları yatağa düştü. Ağrıyan başını ovdu çaresizce, nasıl bu raddeye gelmişti ve Taeyong bunu nasıl fark edememişti, berbat bir abiydi.
"Lütfen sadece 3 gün..." diye söylendi kısık sesiyle, "3 gün kardeşime iyi bakın, ben o parayı bulacağım bir şekilde."
⸻ ♡ ⸻
Taeyong'un parmak boğumları bembeyaz kesilmişti önündeki lavaboyu sıkmaktan. Düşünceleri onu deliye çeviriyordu, geçmişi düşünmek canını yakıyordu her seferinde.
Mesaja cevap vermeyecekti, bu yüzden telefonunu tekrar cebine sıkıştırdı.
Suyu açmış ve soğuk su ile yüzünü yıkadıktan sonra lavabodan çıkmıştı hızlıca.
Adımlarının hedefinde şirketin en üst katı vardı, bu yüzden hızlı adımlarla merdivenleri tırmandı ve nefes nefese bir halde hiç düşünmeden açtı Jaehyun'un kapısını.
Jaehyun kapısının aniden açılmasıyla bakışlarını Taeyong'a çevirdi elindeki kalemi masaya bırakırken.
"Taeyong?"
Taeyong emin adımlarla kapıyı kapatmış ve odaya adımlamıştı.
"İyi misin?"
Jaehyun bunu gerçekten merak ediyordu. Taeyong'un az önce onun yüzünden ağlamış olması Jaehyun'u gerçekten kötü hissettirmişti.
"Ben..."
Taeyong derin bir nefes aldı.
"Ben iyiyim, sizden bir şey isteyecektim."
Jaehyun merakla duraksadı.
"Tabi dinliyorum?"
"Ben öğrenmek istiyorum."
Tek kaşı havalandı yakışıklı adamın.
"Neyi?"
Taeyong bakışlarını kaçırmak istedi fakat yapmadı ve cesurca Jaehyun'un gözlerine baktı.
"Ben makyaj hakkındaki her şeyi öğrenmek istiyorum. Profesyonel olmak istiyorum, öğretin bana."
Jaehyun'un suratı ifadesizdi fakat şaşırmıştı aslında, böyle bir şeyi beklemediği kesindi.
Taeyong Jaehyun'un sessiz kalması üzerine alt dudağını ısırdı ve adımlarını Jaehyun'un masasına doğru attı. Masaya yaklaştığında ellerini masaya koydu ve Jaehyun'un gözlerine baktı hiç çekinmeden.
"Bana öğretmenizi istiyorum bay Jung, bana bildiğiniz her şeyi öğretin."
⸻ ♡ ⸻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rose quartz // jaeyong
FanficYüklü miktarda borcu olan Taeyong, rose quartz isimli güzellik merkezinde işe başlar çünkü borcunu ödeyebilmesi ve hayatının bağışlanabilmesi için rose quartz'un yeni çıkaracağı güzellik ürünlerinin formüllerini çalması gerekmektedir. #1 jaeyong ©j...