17.Bölüm:Sevdalı

4.1K 192 47
                                    

17.Bölüm:Sevdalı

Yüzbaşı Asena ve operasyon timi askeriye de durumlar daha karışıktı.
Yeni timiyle tanıştıktan sonra tim odasına çekilen tim ve komutanları uzun sohbetleri sonunda dağıldılar.

Alpan Yüzbaşının gözleri gönül verdiği gözleri aradı, çıktığı koridorda göremeyince görürüm birazdan diye geçirdi içinden, belki her zaman oturduğu ağacın altındadır diyerekten bahçeye indi ama orada da bulamadı.

7.koğuşa çıktı önceden tanıdığı arkadaşı Okan için içeriye girdiğinde bir tanesi bağırdı"Dikkat!"Yataklarda geyik yapan askerler aşağıya atlayıp hazırola geçti bir bir.Gözleri Okan'ı bulduğunda aklında ki hınzır fikrine dur demedi.

Okanın karşısına geçti."Asker tekmil ver."
"Astsubay Kıdemli Başçavuş Okan Karal Samsun emredersiniz komutanım."genç de arkadaşının onunla oynadığının farkındaydı ama rütbe farkı buna son vermesine müsade etmezdi.

"Gel lan buraya."ensesinden tutup erkekçe selamlaştılar sarıldıktan sonra ikisi de gülümsüyordu"Nasılsın komutan?"

"İyiyim iyi gel dışarıya çıkalım."
Beraber koğuştan çıktıklarında koğuştakiler afallamıştı kimse yeni Yüzbaşının tanıdığı olduğunu düşünmemişti.

Oysa bilseler bir çoğunun tanıdığı kişi olduğunu.

Beraber bahçeye çıkan iki arkadaş konuşmaya başladıklarından bir süre sonra Alpan'ın gözleri bahçede sevdiği kadının keskin kahvelerini aradı.

Yüz ifadesi bir anda düz moda geçmesine karşın arkadaşı sorunu anlamış gibi konuşmaya devam etti "Görevdeler."
Sözleriyle bahçeye dönük olan kafası hızla ona döndü "Ne zaman?"

"Bir kaç saat olmuştur." kafa salladı genç adam durumunu merak etmişti keskin kahvelerin durumunu."Kardeşim ben bı gidip bakim merak ettim."

"Git tabi git aklın sanki burda hadi yürü."
Okanla olan arkadaşlığı birkaç yıla dayanıyordu onu tanıması yüzünü gülümsemesi gerekirdi ama şuan sevdiği keskin acı kahvelerin durumunu merak ediyordu."Eyvallah."

Hızla oturduğu banktan kalkıp hızla kışlaya girdi babasının harekat merkezi odasında olduğunu düşündüğü için hızla üst kat merdivenlerini tırmandı kapının kenarında ki kart okutma cihazına kartını okuttuğunda kapı açıldı.

Büyük adımlarla içeirye girdi içeride babası Ender Albay ve bilgisayar başı görevlileri haricinde binbaşı vardı.

Hazırola geçti "Yüzbaşı Alpan Kurtuluş."
Babasının önemsiz bakışlarından sonra "Rahat" demesiyle rahata geçti.

"Sorun ne Alpan?" Sorun neydi? Sorun yoktu sadece merak etmişti o sevdiği acı keskin siyah barındıran kahve gözlerini.
Bunu nasıl açıklayacaktı babasına?

Önce yutkundu uzun bir yutkunuşdan sonra düz tuttuğu sesiyle yırtmaya çalıştı."Operasyon varmış yardım edebilirim belki diye gelmek istedim."

"Gerek olsaydı çağırırdık Yüzbaşım odanıza gidebilirsiniz."dedi Binbaşı hâlâ ayakta olan Alpan kafasını ona çevirdi ve babasına döndürdü "İşim yok burada yanınızda kalabilir miyim komutanım?"diye sordu babasına karşı.

Aslında bu sadece yanınızda kalabilir miyim sorusu değildi.
Gizli bir görev mi riskli mi sorusuydu bu görevde sevdasını taşıdığı kadının da olması onu germişti,o acı keskin kahvelerin riskli,tehlikeli itlerin arasında olması hoşuna gitmiyordu her ne kadar ona güvense de.

Albay kafasını salladı."Otur."

Albayın oturduğu uzun masanın bas koltuğunun yanında oturan Binbaşının gözleri Albaya dönmüştü kısa bir süre daha sonra susup önüne dönmüştü genç adam da babasının diğer tarafında ki koltuğa binbaşının karşısına oturdu.

Ölümün UcundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin