Ölümün Ucunda

61.Bölüm: Haklılar Ve Kendini Haklı Sananlar

61.Bölüm: Haklılar Ve Kendini Haklı Sananlar

Salondan çıkıp odamıza girdiğimizde vücudumda hissettiğim kamaştırıcı hisle birlikte ağzımda ki acı tatla yüzümü buruşturdum.

Yatağın kenarına oturmuş, telefonuyla ilgilenen Alpana döndüm. ''Sigarayı nerede içebilirim.'' kafasını telefondan kaldırıp bana baktığı sırada, çantamda ki sigara paketimi aldım. ''Camı açabilirsin.'' kafa sallayarak kenarda ki cama yöneldim.

Camı açıp hafif bedenimi camdan dışarıya çıkardığımda, havanın soğukluğu tenimi ürpertmişti. Gözlerim bahçeyi incelemeye başladığında, odamızın arka bahçeyi gördüğünü fark etmiştim.

Aşağıda ki krem rengi büyük çardakta oturan kişilerin yüzü bana dönük olmadığı için kim olduğunu göremesem de elimde ki paketi açıp içinden çıkardığım dalı dudaklarımın arasına koyarken, aşağıdakilerden biri eliyle aşağıya çağırır bir şekilde hareket yaptığında, oturan diğer birkaç kişide bana bakmıştı.

''Yenge isterseniz gelin. Daha erken.'' diyen Bahriyle birlikte dudaklarıma koyduğum sigarayı parmaklarımın arasına alıp, kafa sallayarak -karanlıkta ne kadar görmeseler de- camı kapatarak odaya geri döndüm.

Alpanın bana dönen bakışlarıyla birlikte elimde ki dalı pakete koydum. ''Bahriler birkaç kişi aşağıdalar bizi de çağırdılar.'' dediğimde devam etmemi beklediği sırada üstümü düzelttim. ''Yorgun değilsen gidelim mi?'' dediğimde kafa salladı. ''Sen in, Kaanla konuşup gelirim bende.'' dediğinde kafa sallayarak odadan çıktım.

Eve geldiğimizde montlarımızı alan, çalışan kadınların nereye koyduğunu bilmediğim için kimseyi uyandırmadan merdivenleri inip evden çıktım. Havanın soğukluğu tenimi ürpertse de geri odaya çıkmaya üşendiğim için bahçeye girerek diğerlerinin olduğu çardağa ilerledim. Yakınlaştıkça, çardakta oturanların Sedat, Kader, Kısmet ve Nalanla Sahranın eşleri vardı.

''Hoşgeldin yenge. Alpan abi yok mu?'' diyen Bahriye cevap verecekken, Sedatın yana kayarak benim için açtığı yere oturdum. ''Bir telefon görüşmesi yapacakmış sonra gelicek.'' dediğimde kafa salladı.

Kader ve Nalan birşeyler konuşuyordu. Sedatın kenarda rahat bir şekilde sigara içtiğini gördüğümde, neden geldiğimi hatırlayarak paketten bir sigara çıkartıp, dudaklarımın arasına bıraktıktan sonra paketi masanın üzerine koydum. Sigarayı yakmadan ağzımda tutarken, çakmağımı pakete koymadığımı fark ettim.

Sedat'da bunun farkına varmış gibi hafif oturduğu yerden kalkıp, arka cebinden çakmağını çıkartıp uzattı. ''Buyur yenge.'' kafamı hafif eğdim. ''Sağol.'' derken sesim hafif boğuk çıkmıştı. Esen rüzgara karşı elimi siper ederek sigaranın ucunu yaktım.

Sigaranın yanmasıyla birlikte derin bir nefesi içime doldurduğumda ihtiyacım olan şeye kavuşmanın rahatlığıyla arkama yaslandım.
Ben sigaramla onları dinlerken, oturduğum yer çardağa gelirken yürüdüğüm yola dönüktü. Alpanın bahçede görünmesiyle birlikte sigaramdan derin bir nefes çektim.

Hızlı adımlarla yanımıza ulaştığında elinde tuttuğu montumu uzattı. ''Teşekkür ederim.'' derken yanımda ki boşluğa oturdu. Parmaklarımın arasında ki sigarayı dudaklarımın arasına bırakıp, montu tek koluma geçirdim. Diğer kolumu geçirmek üzereyken, sigaranın uzayan külü düşmek üzereydi.

Alpan avucunu sigaranın hemen altına koyarak, külün avucuna düşmesine neden olduğunda, gözlerim istemsizce büyüdü. Alpanın yüzüne çıktığında, rahat bir ifadeyle diğer elini dudaklarımın arasında ki sigarayı parmaklarının arasına sıkıştırarak, kendi dudaklarının arasına koydu.