18.Bölüm: Görev Sırası

3.6K 190 56
                                    

18.Bölüm:Görev Sırası

Önce Batu sonra Kerem ve Senem önce etraflarına bakındı,kalkmayı düşündüklerinde önlerinde onlara'sakın' bakışlarımla eşlik ettim.

"Haraket etmeyin." hepsi nefesini bile tuttuğunda yüzümde gülümseme belirdi "Lan salaklar enkazdan çıktınız niye nefesinizi tutuyorsunuz"dediğimde Batu ve Kerem gülerken Senemde eşlik ederken Batu bir anda ağrısı varmış gibi iç çekti istem dışı olduğu anlık olarak gözlerinin büyümesinden anlamıştım.

Yanına ilerledim "Neresi?"
"Birşey yok komutanım anlık gelen ağrıydı."

"Yalan büyük günah, ağlama işte neresi?"
Sol kolunu gösterdiğinde kafamı sağa sola salladım."Haraket ettirme." Kafa salladı.

Diğerlerine döndüğümde Kerem yüzünü buruşturmuştu."Niye benim üstüme atlıyorsun salak ölücektin az kala."

"Badimsin diye ortalıkta boşa mı dolaşıyorum oğlum ben,ne sandın."

Kerem kafasını sağa sola salladı yavaşça
"Belin kırılmadı yine iyisin,iyisin dimi."
Batu gururlu anneler gibi güldü"iyiyim iyiyim daha ölmedim."Gözlerim Senemi bulduğunda gözleri dolmuş koluna bakıyordu.

Onları bırakıp yanına ilerleyip ayaklarımın üzerinde semt başlarında oturanlar gibi ayaklarımın üzerine çömeldim gözleri bana kaydı yüzünde yaşlı gülümsemesi geldi."komutanım." boğazı düğümlenmiş gibi durdu,konuşurken alt dudağı duygularını gizlemeye az da olsa saklamaya çalışırken hafif titremekten çok kasılıyordu."kolumu hissetmiyorum."dedi

Kafa salladım"Evet çünkü uyuşturdum." Anlık olarak kafasını bana kaldığında göz bebekleri büyümüştü."Nasıl,yani kolum var mı hâlâ." Gülümserken kafa salladım.

Siz şimdi dersiniz niye kolunu kaybetmeyi göze almamışmıydınız diye hayır o yüzden değil mesleği elinden gider diye üzüldü,bir erkek ona bakmaz evlenemez,sevgilisi olamaz diye değil canını verdiği Vatanının görevini yerine layığıyla yapamadı diye üzülür çünkü o bir Türk askeri.

Yanından ayrılıp diğerlerini beklemeye başladık.Selimde muhtarın yanından ayrılıp geldiğinde Sinan ve Şahinle de birlikte Senem, Kerem ve Batuyu arkasına sığındığımız evin içerisine en hassas şekilde taşıdık hepsi pencerelerin altına gizlenecek şekilde koyduk özellikle Senem'in durumu kötüydü.

Hepsine durum değişikliği olasılığıyla beylik tabancalarını verdik."Komutanım ayıp olmazsa birşey sorucaktım ben." Batunun sesiyle pencere kenarından dışarıya bakarken ona döndüm."Efendim."

"Şey acaba fazla mı şey oldu altı üstü ev yıkıldı yani ben iyiyim siz az kişisiniz size katılsam?"

"Komutanım vallahi bende iyiyim." Keremin de ona katılmasıyla göz devirdim "Batu beline ağırlık bindi incilmiş veya birşey olmuş olabilir olmadıysa da haraket edersen olabilir seninle uğraştırma birde görev üstü yat yattığın yerde."

"Emredersiniz komutanım."dediklerinde geri dışarıyı kontrol etmek için bakmaya döndüm.Selim,Şahin sokak etrafında güvenlik alırken Sinan kapının önünde duruyordu.

Kulaklıktan gelen sesle dikkatimi oraya verdim."Komutanım batıdayız konum bilgisi verir misiniz?" Mikrofonu tuttum."Sinan."dediğimde konumu vermeye başladı."Batıdan bir kilometre uzakta 3.sokak 7.evin iki metre güneyinde ki yeşil dış cephesi dökük ev."

"Sağol."

"Aras,Barış geldiğinizde mevkilenebilecek biryer bulun kendinize"Aras aslında ağır makineli kullanıyor ama görevlerde gerekliliğinde keskin nişancı da olabiliyor yeterli dersleri almış ama seçimini değiştirmiş.
"Emredersiniz komutanım."dediler sırayla görev öncesi hepsini uyarmıştım ejderdeyken karmaşıklığı önlemek için.

Ölümün UcundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin