3 | Fight

4.5K 249 76
                                    

    Sirius ve Regulus'un arasında ay farkı varmış gibi davranıyoruz çünkü dersleri aynı

Sirius gözlerini yavaşça açtığında hafifçe kıpırdandı. Sırtı tutulmuştu. Yavaşça başını kaldırdı. Olivia göğsünde yatıyordu ve Sirius da ona sıkıca sarılmıştı. "Olivia, kalk. Burada uyumuşuz." dedi ve mırıldandı. Aynı eski günlerdeki gibi..

Flashback/ 2.Sınıf
Sirius koluna yatmış olan kızın alnına bir öpücük kondurdu ve saçlarını okşadı. "Günaydın Siri." oğlan kocaman gülümsedi. "Günaydın Livia. Hadi, kahvaltıya inmeliyiz." kız oğlana iyice sarıldı. "Uyumak istiyorum." Sirius güldü ve yavaşça kızı kaldırdı. Kolunu kızın omzuna attı ve hızla büyük salona indiler.

Sirius burukça gülümsedi. Sirius nedensiz bir şekilde soğuk yapmaya başlamadan önce Olivia ile arkadaşlardı. Bazen gizlice ormana gider saatler geçince dönerlerdi. Hatta sevgili olduklarına dair dedikodular bile çıkmıştı. Bir gün Sirius Olivia'nın selamlarını almamaya başladı. Onla konuşmuyor, yüzüne bakmıyordu. Olivia bir süre aralarını düzeltmeye çalışsa da Sirius'un "Yeter artık bırak peşimi!" diye bağırıp onu büyük salonda rezil etmesiyle denemeyi bıraktı.

Olivia gözlerini açınca ilk gördüğü şey Sirius'tu. Oğlan sırıtarak ona bakıyordu. Olivia yanaklarının kızarmasına engel olamadı. "Sokulmuşsun iyice." Olivia gözlerini devirdi.

"Başka biri sanmışımdır." Ah evet, Olivia Lestrange'den hoşlanıyordu.

"Kim sandın?" diye sordu Sirius merakla.

"Seni ilgilendirmez Black." dedi tersçe. "Yine mi Black oldum yani?" kız ona boş bir şekilde baktıktan sonra merdivenleri indi. O da Sirius gibi 2.sınıfta yaşanan olayı hatırlamıştı. Tavrı bu yüzdendi. Sirius'un o zaman neden öyle davrandığını asla öğrenememişti. Ancak müsait bir zamanda sormayı düşünüyordu.

"Nerdeydin? Yani dün gece?" Regulus korkmuşa benziyordu. "Geç yattım biraz, dışarda dolaştım." Regulus derin bir nefes aldı. "Sana kaç defa daha ormana tek gitmemen gerektiğini söyleyeceğim?" kız omuzlarını silkti ve tabağına döndü.

Onu izleyen gözlerden habersizdi. Sirius Black, ona bakıyordu. "Pati kızı gözlerinle soydun." Sirius James'e vurduktan sonra tabağıyla oynamaya başladı. "Neler oluyor Pati? Dökül." Sirius ofladı ve konuşmaya başladı. "Dün biraz Regulus ile ilgili konuştuk. Sonra yıldızları izlerken uyuyakalmışız. Sabah göğsümde yatıyordu. Onu öyle görünce, aklıma eski günler geldi. Sanırım o da hatırladı çünkü bana bok gibi davrandı."

Remus duyduklarına şaşırmış bir şekilde konuştu. "Yani beraber uyudunuz? Ve unuttun galiba. Olivia sana hep bok gibi davranır."

Sirius başını iki yana salladı. "Hayır, dün iyiydik galiba onu görmezden geldiğim zamanı hatırladı." James aptal arkadaşının ensesine vurdu.

"Gerizekalısın. Kızdan hoşlanıyordun? Neden öyle davranmıştın ki?" Sirius tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Unuttunuz mu? Reg'de ondan hoşlanıyordu. Kavga ettik sonra? Ağabeylik yapıp kızı ona bıraktım?" üçlüden bir he sesi yükseldi. "Ee? Regulus hala kızdan hoşlanıyor mu?" Sirius yine onlara baktı. Gülüşerek kahvaltı ediyorlardı. "Bilmem." Peter Sirius'a döndü. "Peki Sirius hala kızdan hoşlanıyor mu?" Sirius yüzünü ekşitti. "Hayır tabiki. Sadece Regulus için konuşuyoruz."

"Selam!" Sirius, ani gelen cesaretle. Koşarak ikilinin yanına ilerledi. "Selam?" dedi Regulus soru sorarcasına. "Ee, nasılsın Reg?" Regulus tek kaşını kaldırdı. "İyiyim Sirius, ne istiyorsun?" Sirius bozulmuştu ancak kardeşini suçlayamıyordu.

Olivia durumu anlamıştı. "Bence bir şey istemiyor. Konuşmak dışında, ben sizi yalnız bırakayım." Sirius'a kaş göz yapıp oradan ayrıldı.

"Küçükken beni hemen affederdin." dedi Sirius. "Artık küçük değiliz Sirius. Ayrıca Tanrı aşkına çikolatamı yediğin zamanla aynı tepkiyi mi bekliyorsun?" Sirius başını eğdi. "Bak özür dilerim tamam mı? O gün düzgün düşünemedim. Seni arkada bırakmak istemedim Regulus, hiçbir zaman." Regulus gözleri dolmaya başlarken ona baktı. "Ama bıraktın Sirius. Tek annemleri terk etmedin, beni de ettin. Hiçe saydın. Senle konuşmaya çalışınca yüz vermedin. Ağabey dediğim zaman Ben senin ağabeyin değilim dedin. Şimdi kuru bir özürle bunları kapatabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun." Sirius'u ittirip ortak salona ilerledi.

Sirius ıslak gözleriyle ona bakarken dişlediği dudaklarından kendine küfürler savuruyordu.

"Regulus... ağlama artık." Regulus elleriyle yüzünü kapadı. "Elimde değil!" Olivia arkadaşına sarılırken bir yandan da onu bekleyen Sirius'un halini merak ediyordu. "Bak bana." oğlanın suratını kendine çevirdi. "Gelip özür diledi. Pişman olmuş işte. Sana onu hemen affet demiyorum. Ama şu an hayatında Sirius'a ihtiyacın olduğunu kabullenmen lazım. Özellikle bundan sonra." oğlanın bileğini tuttu. Regulus derin bir nefes aldı. "Haklısın... sanırım." "Ben hep haklıyım." güldü ve kızın yanağını öptü. "Sağ ol Livia."

Sirius az önce sardığı sigarayı almış tüttürüyordu. Gözleri ağlamaktan kızarmış, dudakları ısırmaktan kanamıştı.

Olivia usulca yanına oturdu. Destek olmak ister gibi omzuna dokundu. Ama Sirius onu ittirdi. "Seni aptal! Düşüyordum!" diye bağırdı, son anda dengesini sağlamıştı. Sirius öfkeyle ona döndü. "Verdiği tepkiyi gördün mü? Benden nefret ediyor! Neden seni dinledim ki? Al işte! Her şey daha kötü oldu."

Olivia hışımla ayağa kalktı. "Aptal herif! Aşağıda kırk saat Regulus'u teselli ettim. Sana ihtiyacı olduğunu düşünüyor, sadece nasıl affedeceğini bilemiyor!" Sirius buruk bir gülümsemeyle ona baktı. "Gerçekten mi?" "Evet! Sana destek olmaya gelende kabahat." ilerlerken Sirius kolunu tuttu. "Tanrım! Şunu yapmayı bırakman lazım."

"Burada... benimle kalır mısın? Yani ne yapmam gerektiğini konuşmak için?" kız omuz silkti ve yere oturdu. Gecenin ilerleyen saatine kadar Sirius'a tavsiye verdi.

"Yarın aile yemeği var. Yani yarın gelemeyeceğim. Senle ilgili bir şey konuşulursa iletirim." Sirius başını salladı ve kızın gidişini izledi.

The Secret | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin