The Secret | Sirius Black

11 | Home

Remus derin bir nefes aldı. "Olivia'nın masadan kalkışını gördünüz değil mi?" diye sordu. James ve Peter başını sallarken Sirius şaşırmışa benziyordu. "Olivia iyi mi?" Remus başını iki yana salladı. "Değil, senin sayende. Nasıl onu aldatabilirsin? Madem sevmiyordun? Neden zavallı kıza yakın olup onu kendine aşık ettin!" Sona doğru sesi yükseldi. İkili(James ve Peter) hışımla Sirius'a baktı."Pati? Doğru mu bu?" diye sordu James.

Sirius başını salladı. "Değil! Konu bu muydu? Anlatmama izin verin!" Remus derin bir iç çekti.

"Regulus erkek muhabbeti yapmak istemiş. Konuşacak kimsesi yokmuş. En azından o öyle söyledi. "Hoşlandığın biri var mı?" diye sordu. En iyi arkadaşınla sevişiyorum diyemedim. O an karşıda bir Hufflepuff vardı. Onu gösterdim. Adını bile bilmiyorum! Kızla yemeklerde bakıştığımızı söyledim, sonra da gerçekçilik katmak için kızla konuştum ve bana bakmasını rica ettim. Olivia'ya anlatacaktım ama anlaşılan ona benden önce Regulus anlatmış!"

Sirius bağırarak Remus'u azarladıktan sonra Olivia'nın olabileceği tek yere gitti. Astronomi Kulesine.

Genç kız üzerinde Sirius'un sweatiyle ayaklarını sarkıtmış oturuyordu.

"Livia..." diye fısıldadı Sirius.

Kız hışımla ona döndü. Gözleri kan çanağıydı. Rimeli akmıştı ve göz altları morarmıştı. O pozitif enerjisinden eser yoktu.

"Ne istiyorsun? Abayı yakma hikayeni anlatmaya mı geldin?" Sirius yutkundu. Sandığından daha zor olacaktı. Kıza yaklaşmaya çalıştı. "Gelme!" diye bağırdı Olivia. "Anlatmama izin ver! Görüldüğü gibi değil yemin ederim! Ben seni üzecek bir şeyi kasıtlı yapmam, yapamam." Gözleri doluyordu.

Olivia sinir bozukluğuyla güldü. "Anlatsana. Çok merak ediyorum nasıl salak yerine konulduğumu." Sirius başını iki yana salladı. "Regulus heyecanla kızlarla ilgili konuşmak istediğini söyledi! Olivia'yla düzüşüyorum diyemezdim! Hoşlandığım kimse yok dedim, inandıramadım. Çok aşık olmuşa benziyorsun falan dedi! Karşıda da şu meşhur sarışın Hufflepuff vardı. Onu gösterdim bende. Aranız nasıl diye sordu! Kız benle ilgilenmiyor dedim, yine inandıramadım. Ben de yemeklerde bakışıyoruz dedim. Sonra kızdan rica ettim, yemekte bana bakmasını. Sana bu akşam anlatacaktım. Regulus'un sana anlatabileceği ihtimali aklıma gelmişti ama söz verince anlatmaz sanmıştım. Belli ki ne kadar yakın olduğunuzu unutmuşum. Olivia çok özür dilerim güzelim, daha önce anlatmalıydım. Sen harap olmadan, o güzel mavilerin kızarmadan. Ama aklıma gelmedi. Kendimi berbat hissediyorum. Seni böyle görmek beni çıldırtıyor, hele sebep olan olmak. Kendimi şuradan atmak istiyorum."

Kız kuşkuyla ona bakarken biraz olsun inanmıştı. Oğlan yavaşça ona yaklaştı ve sıkıca sarıldı. Saçlarına öpücükler kondurdu. Tüm yüzünü öptü. Ellerini tuttu ve Olivia'dan bir tepki bekledi.

"Beni hiç sevmedin sandım." diye fısıldadı.

"Abayı yaktığım kişi sendin, Regulus o kıza aşığım sanarken ben ona seni ne kadar sevdiğimi anlatıyordum."

Olivia burukça gülümsedi ve oğlana sarıldı. "Bir daha aptalca kararlar alırken bana danış. Şu maskara ne kadar biliyor musun sen?"

Sirius güldü. "Makyaj malzemelerinin parası umrumda değil, ne istiyorsan alırız. Beni yıkan şey gözyaşların."

Olivia ne kadar aptalım diye iç geçirdi. Şu çocuğun onu sevmediğini düşünmüştü.

"Aşağıda bir iş yarım kaldı. Remus ile birazcık tartıştık, özür dilemeliyim."

Olivia kaşlarını çattı. "Seni aldattığımı sandığı için bana güzel patladı. Sana gerçekten değer veriyor, daha önce onu hiç böyle sinirli görmemiştim." Olivia tebessüm etti. "Aşağı inip Remus'a kocaman sarılmak istiyorum."

Remus, James ve Peter bahçede oturmuş sohbet ediyordu. Sakinleşmişe benziyordu.

Olivia koşarak ona sarıldı. "Remus çok tatlısın!" Remus güldü. "Ve boğuluyorum!" Olivia oğlanın yanaklarını öptü ve Sirius'u yanına çekti. "Sana bir şey söylemek istiyor. Sen de istiyorsun." Remus başını salladı ve Sirius'a baktı. Bir an da gülmeye başladılar. Sonra da sarıldılar. "Küfür için özür dilerim Pati." Sirius gülümsedi. "Yani aslında doğru demiştin ama her neyse. Bağırdığım için özür dilerim Moony." James ve Peter da ikilinin sarılmasına katıldı. Ve bir fotoğraf makinesi sesi duyuldu.

Karşıdaki Marlene McKinnon yeni aldığı fotoğraf makinesiyle bu güzel anı ölümsüzleştirmişti. Yanında Lily Evans, Dorcas Meadowes ve Mary Macdonald vardı.

Lily, James'e gülümseyince oğlan onları yanlarına çağırdı. "Selam kızlar! Lily çiçeğim." James kıza eğildi ve burnundan öptü. Lily kızarmaya başlayınca Sirius onla alay etti. "Saçlarınla yüzün aynı renk oldu Evans."

Gülüşme seslerini bozan Mary oldu. "Macmiller ne zamandır sizle takılıyor?" Olivia kendisinden burada değilmiş gibi bahsedilmesinden rahatsız olsa da Slytherin olmanın zararlından biriydi bu, dışlanmak. Olivia gülümsedi ve elini uzattı. "Olivia, kan ayrımı yapmıyorum. Slytherin'e nasıl düştüğümü kimse bilmiyor." Mary derin bir nefes verdi kızın elini sıktı. "Marlene, kan ayrımı yapmaman çok güzel ama Regulus Black'le takılıyorsun. Nasıl oluyor?" diye sordu sarışın, merakla. Haklıydı aslında. "Arkadaşlığımıza herkesten önce biz şaşırdık. Alışıyorsunuz. Genelde bu konuları açmıyoruz, sorun olmuyor." Marlene başıyla onay verip kızın elini sıktı. "Tatlı kıza benziyorsun Livia." dedi Dorcas. Lily güldü. "Eh beni zaten tanıyorsun." dedi ve kıza sarıldı. Diğerleri şaşırmışa benziyordu. "Muggle dünyasına işim düşünce Lily bana evini açmıştı. Slytherinler yüzünden pek takılamıyoruz ama dikkat ettiyseniz sürekli selamlaştığımızı görmüşsünüzdür." James gözlerini kırpıştırdı. "Tabi ya! Hatırladım, sizi görmüştüm." Marlene gözlerini devirdi. "Ne güzel James, gözlerin çalışıyor." Onlar birbirleriyle uğraşırken Sirius ve Olivia sessizce tüydüler. 

"Seninle böyle sessizce yatmayı seviyorum. Huzurlu hissettiriyor. Sanki, evmiş gibi. Hiç hissetmediğim ev." diye itiraf etti Sirius kızın koynunda yatarken. "Benim evim olur musun Siri? Çünkü evim sanılan yerde pek huzurum yok." Sirius gülümsedi ve kızın burnunu öptü. "Ev seninle olduğum her yer. Neresi olduğu önemli değil." Uyku bir sis gibi bastırırken ikisi de evde hissediyordu. Çatısı veya duvarı olmayan bir evde.