The Secret | Sirius Black

4 | Stop eating hot

"Hazır mısın?" Olivia kapıyı açtı ve Regulus'a baktı. "Hiç olmamış değil mi? Regulus! Hey!" Regulus boğazını temizledi. "Ne olmaması kızım ne kadar güzel gözüktüğünün farkında değilsin galiba." Olivia gülümsedi. "Çapulcuların yanına gidiyorum 5 dakika sürmez gelirim." oğlan tek kaşını kaldırıp kendine şüpheyle bakınca "Remus'a bir şey söylemeyelim." deyip hızla büyük salona gitti.

Çapulcuların önünde dikildi. Onu görmemişlerdi. Çok değil, birkaç saniye sonrası dörtlü ağzı açık ona bakıyordu.

Olivia Macmiller elbise giymişti.

"Nasıl gözüküyorum?" James elindeki çatalı düşürdü ve şaşkınca konuştu.

"Yemeyi bıraktıracak kadar ateşlisin kızım!"

"Macmiller harika gözüküyorsun!"

Olivia diğerlerinin iltifatlarını gülerek dinlerken gözleri Sirius'a kaydı. Beş dakikadır ağzını açmadan Olivia'ya bakıyordu. Kız sırıttı ve yavaşça oğlanın görüş açısına doğru eğildi. Oğlan ona eğilen kıza baktı ve yutkundu. "Ne düşünüyorsun Black?" Sirius kafasını çevirdi. "Değişik olmuşsun." Olivia devamını beklermişçesine ona baktı. Sirius gözlerine baktı ve emredercesine konuştu. "Güzelsin işte kes sesini." Kız beklediği cevabı aldığı için gülümseyerek ilerledi.

"Ah! Seni gerizekalı. Kız ona güzel bir şeyler söylemeni bekliyordu ve senin ilk dediğin şey 'Değişik olmuşsun.' mu?"

Sirius kafasını masaya vurdu. "Biliyorum! Neyim var böyle? Normalde flört konusunda en iyi benim." James böbürlenince sinirle konuştu. "Tanrı aşkına Çatalak! 2 yıldır Evans'a yürüyorsun ve tık yok."

James gözlerini devirince Remus konuşmaya başladı. "Belki de... geçtiğini düşündüğün hislerin, aslında geçmemiştir?" Sirius gözlerini devirdi. "Yo, ne alakası var?" diğerleri de Sirius'u ikna etmeye çalışırken oğlan onlardan kaçıyordu.

"Hazır mısın?" diye sordu Regulus sakince. Kız başını salladı ve kapıyı çaldı. "Ah! Hoşgeldiniz!" Bayan Macmiller ikisine de sıkıca sarıldı. "Hoşbulduk!" dedi ikisi bir ağızdan. Ardından içeri geçip diğerleriyle selamlaştılar.

"Çok güzel olmuşsun, ne güzel büyümüşsün Olivia." Olivia gülümsedi. "O sizin güzelliğiniz Bayan Black." "Ee, var mı bakalım birileri?" genç kız tek kaşını kaldırdı. "Hayır? Olması mı gerekiyordu?" Walburga gülümsedi ve oğluyla ilgilenmeye gitti. Olivia neler döndüğünü bilmiyordu ancak hayra alamet olmadığı belliydi.

Bayan Macmiller kızını yardım etmesi bahanesiyle mutfağa çekti. "Bak kızım, Regulus ve sana nişan yapmak istiyoruz. Zaten çok yakınsınız. Aranızda bir şey de vardır zaten." Olivia şaşkınlıkla annesine baktı. "Bunun için mi toplandık?" annesinin gülüşü soldu. "Sana fikrini sormadım Olivia. Yürü şimdi içeri sorun çıkarma." Olivia cevap verecek gibi oldu ancak doğru zamanı beklemeyi tercih etti.

"Ee Regulus, kız arkadaşın var mı?" Regulus olumsuz anlamda başını salladı. "Hayır yok efendim." Bay Macmiller ağzını sildi ve konuşmaya başladı. "Bakın çocuklar, biz oturduk konuştuk. Bizim kızımıza ve Black'lerin oğluna kim yakışır dedik. Siz zaten çok yakınsınız. Size nişan yapmak istiyoruz. Okul bitince de evlenirsiniz."

Regulus ve Olivia birbirlerine bakıp gülmeye başladı. "Ciddi değiller, değil mi?" Regulus kahkahasına engel olamadan konuşmaya çalıştı. Ancak ebeveynleri ciddiyetle onlara bakınca ciddileştiler. "Şaka değil miydi?" diye sordu Regulus dehşetle. "Ciddiyiz Regulus."

Genç kız sakin kalmaya çalışarak konuştu. "Biz beraber değiliz, olmayız da. Regulus benim erkek kardeşim gibi. Saçma sapan konuşmayın. Ayrıca daha evlenmek/nişanlanmak için çok erken." Regulus ona katıldığını belli eden bir hareket yapınca Bay Black ve Bay Macmiller sinirlenmişti. "Size fikrinizi sormadık. Sadece nezaketen söylüyoruz." Regulus yavaşça ayağa kalkarak Olivia'nın elinden tuttu ve onu da kaldırdı. "Yemek için teşekkürler Bayan Macmiller. Biz artık kalkalım."