Sorunsuz geçen toplantılar, yok edilen hortkuluklar ve takılan yüzükler son iki ayın kısa özetiydi. Voldemort'un yıkılmasına sadece bir hortkuluk kalmıştı. Nagini. Savaş için artık son günlerdi. Her an savaş çıkabilirdi ancak herkes çok rahattı. Çapulcular kazanacaklarına emindi. İyi savaşıyorlardı, hortkulukları bulmuşlardı ve Tanrı yanlarındaydı.
Klasik bir cuma akşamı gibi gözükse de bu akşam oldukça önemliydi. Peter Pettigrew, bu gece sevgilisi Loretta Bing'e evlenme teklifi edecekti. Yedi aydır beraberlerdi ve birbirlerini çok seviyorlardı. Zaten beraber yaşıyorladı. Bu yüzden beraberliklerini bir yeminle ölümsüzleştirmenin hiçbir sorunu yoktu.
Peter son kez bekar olarak Blackler'in evine uğradı. "Çok heyecanlıyım of!." diye inledi. Sirius ve Remus yanında oturuyor, James ise telefondan onlara eşlik ediyordu. "Sakin ol P. Her şey yolunda. Evleneceksin oğlum! Remus sana da birini bulduk mu çift tatillerine falan çıkarız!" dedi James hevesle. Üçlü yüzünü ekşitti. "Bir sus James. Kusacağız." dedi Sirius. "Oğlum ne yapayım? Sizi o kadar özledim ki çift buluşması bile yaparım!" dedi. Sesi hüzünlenmişti yine. Aylardır görüşmüyorlardı ve savaş başladığında Potterlar ortaya çıkacaktı. Onlar sohbet etmeye devam ederken Olivia da Regulus ile dertleşiyordu.
"Bu sıralar iyi değilsin." dedi Regulus, kızın mavilerine odaklanarak. Olivia karnına baktı. "Garipliğimin bu kadar belli olduğunu bilmiyordum." dedi sessizce. Regulus onun omzunu okşadı. "Neler oluyor Mac?" Olivia kaşlarını çattı. "Reggie? İkinci sınıftan beri bana Mac demedin?" Regulus gülümsedi. "Bazı şeyleri yeniden dile getirmenin zamanı. Hem sana Mac diyen tek kişi olmak özel hissettiriyor."
Olivia gülümsedi ve karnına bakmaya devam etti. "Çıplak bir gerçek duymak ister misin?" diye sordu.
Flashback / 1972
"Bu oyun çok sıkıcı!" dedi Sirius. "Hadi ama Siri, oyun bozan olma!" gri gözler kendini bulunca yutkundu Olivia. "Tamam o zaman." dedi ve kıza yaklaştı. "Çıplak bir gerçek duymak ister misin?" Olivia başını salladı. Sirius onun yüzünde doğru eğildi. "Seni öpmek istiyorum." Olivia'nın kızaran suratı kırmızı tokasıyla uyuşuyordu. "İşte bu oyun böyle oynanır." dedi sırıtarak. "Mac'e yürümeyi bırak." Regulus göz devirdi ve ağabeyini havuza itti. "Ben düşersem siz de geliyorsunuz." dedi Sirius havuza düşmeden saniyeler önce. İki çocuğu tutup kendiyle beraber götürdü. "Çıplak bir gerçek duymak ister misiniz?" diye sordu Regulus. İkili başını salladı. "Yüzmeyi bilmiyorum." bu hareketlerinden de belli oluyordu. Sirius kardeşini tutup havuz kenarına oturttu. Sonra Olivia'yı çıkardı, en son kendisi de yanlarına oturdu ve artık en sevdiği oyun olan 'Çıplak Gerçekler' oynamaya devam etti."Ben... test yaptım ve görünen o ki hamileyim." dedi korkuyla. Onların vereceği tepkiden çok korkuyordu. Regulus yüzündeki kocaman gülümsemeyle ona baktı. "Cidden* mi?" diye bağırdı.
*Seriously
Salondan Sirius'un sesi yükseldi ve en sevdiği şakalardan birini yaptı. "Sirius-ly mi demek istedin?"
Regulus göz devirdi. "Umalım da bebeğin espri anlayışı babasına çekmesin." hızla kıza sarıldı. Olivia gözlerini kapattı ve kollarını oğlana sarıp bir dakika bile olsa tüm sorunlarını unuttu. "Ben her zaman yanında olacağım Mac. İnan bana Sirius çok sevinecek. Aynı şekilde diğerleri de." dedi içtenlikle. "Sadece, belki de erken olduğunu düşünüyordur. Bu onu mutlu etmeyebilir." dedi, sesindeki korku yine belirginleşmişti. Regulus onun ellerini tuttu. "Olivia, o Sirius'tan bir parça. İsterse birimiz ölüm döşeğinde olsun, yine de bu haber onu delice sevindirecek." Olivia biraz rahatlamanın verdiği huzurla başını oğlanın omzuna koydu. "Seni seviyorum Reggie." Regulus gülümsedi ve kızın saçlarını öptü. "Ben de seni Mac."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret | Sirius Black
Fanfic! Kitabın başlarındaki yazma stilim pek iyi değil, bölüm sayısı arttıkça gelişiyor. Oğlan dilini kızın boğazına geçirince genç kız uzaklaşmaya çalıştı. "Sirius... biz yapamayız. Beraber gözükmemeliyiz." genç adam kendini tutamıyordu. Kızın boynunu d...