Sevgili Olivia,
Öncelikle nasılsın? Umuyorum ki iyisin. Ben de iyiyim. Sana olacak toplantıyla ilgili bilgileri iletmek için yazıyorum, konuştuğumuz gibi. Karanlık Lord'un yerini açık açık yazamıyorum. Seni ben alacağım ve beraber cisimleneceğiz. Malikaneye gelmen yeterli olacak. İlk toplantı için heyecanlanman gerekmiyor. Gayet basit olacak. Sana işaret verilmeyecek, bunu özellikle reddettim. Sirius Black denen çocukla ilgili bir görevin olacakmış. Öyle duydum. Toplantı bir değişiklik olmazsa saldırıdan iki gün önce olacak. Yani 8 Mart. Bu mektuba bir yanıt yazma. Ben sana izin ayarlatacağım ve 7 Martta malikanede olacaksın. Sabah 9 gibi çıkacağız. Toplantılar yaklaşık 2-3 saat sürüyor. 13.00 gibi Hogwarts'a dönersin. Ve şimdiden bilgin olsun. Görevin toplantının bitişinden itibaren başlayacak. İyi günler dilerim kardeşim.Ben Macmiller
"Tamamdır, mektubu getirdiğin için teşekkürler Olivia. Bir gelişme olursa haberleşelim. Şimdi dersliğinize inin."
Olivia sınıfa ilerlerken Sirius'un dibine kedi gibi sokuldu. "Her şey yolunda değil mi?" diye sordu. Sirius toplantıda oldukça sessizdi, fırtına öncesi sessizlik. "Bu görev beni korkutuyor." Olivia gözlerini devirdi. "Hiçbir şey olmayacak Sirius. Sakin ol artık." Sirius omuz silkti. Anlatamıyordu. Sakin olamazdı. İmkan mı vardı sanki? "Tanrı şahidim! Deniyorum olmuyor, seni onların arasına girerken düşünüyorum. Sonra gerçeği fark ettiklerini. Seni lanetle...diklerini." sonlara doğru sesi adeta yok olmuştu. "Sirius, bana bak." dedi ve yüzünü kendine çevirdi Olivia. "Sen hayatta olduğun sürece ölmeyeceğim. Yemin ederim. Benden kurtulamayacaksın." Sirius burukça gülümsedi. "İsteyen de yok zaten."
...
"Olivia, hazırsan çıkış yapacaksın." Olivia başını salladı. "Evet efendim. Son kez Sirius'u görüp gideceğim." Dumbledore başını salladı ve kızın omzunu tuttu. "Yardımların için minnettarız. Sen iyi bir insansın Olivia. Seninle gurur duyuyorum." böyle şeyler duymayı beklemiyordu. Hatta böyle bir şeyi ilk defa duyuyordu. Gözlerini sildi ve gülümsedi. "Teşekkür ederim."
"Seni son kez görmek istedim." Sirius başını yana eğdi. "Deme şöyle. Zaten çok stresliyim." Olivia gülümsedi ve oğlanı son kez öptü. "Dönünce devamını isteyeceğim." Sirius güldü. "Zevkle vereceğim."
...
Ben gülümsedi ve kız kardeşine sarıldı. "Hoşgeldin canım." Olivia aynı şekilde karşılık verdi ve eşyalarını odasına çıkardı. "Annemler nerde?" diye sordu. "Nottlar'a gitmişlerdi. Gelirler birazdan." Olivia şaşırdı. "Ne yani evde kalabiliyor musun? Onlara katılmadan?" Ben başını salladı. "Annemin şifresini çözdüm." Olivia ona yalvaran bakışlar attı. "Ah, asla. Biraz büyü de öğrenirsin." Olivia ağabeyini asla anlamıyordu. Ben mektuplarda çok ciddi olur, yüz yüze gelince on beş yaşında bir çocuk gibi davranırdı. Onu tanımasa güçlü bir ölüm yiyen olduğuna inanmazdı.
Biraz sohbetin ardından kendi odalarına dağıldılar. Olivia aylar sonra ilk defa odasına giriyordu. Kapısı kilitli olduğu için annesi odasını değiştiremiyordu. Kahverengi duvarlarında çeşitli renklerde duvar halıları asılıydı. Bu halılara ek çizdiği resimler, yaptığı çömlekler, boyadığı tuvaller de vardı. Odasının bıraktığı gibi kalmasını çok seviyordu Olivia. Sanki hiç çıkmamış gibi hissettiriyordu ona aynı odayı bulmak. Yatağının üzerinde en son okuduğu kitap duruyordu. Ailesinden gizli aldığı bir Muggle kitabıydı bu kitap. Akhilleus'un Şarkısı. İki prensin savaş ortasında yaşadığı aşkı anlatıyordu. Olivia aşk kitabı okumaya bayılırdı. Küçükken bile bir gün öyle bir aşk yaşamayı dilerdi ki bulmuştu o aşkı.
Üzerini değiştirip yatmaya hazırlandı. Yatağa girecekti ki camını tıklatan bir baykuş planını bozdu. Olivia bu baykuşu tanıyordu. Sırıttı ve hızla kuşu içeri aldı. Mektubu açtı.Merhaba güzelim,
Rahatsız etmiyorumdur umarım. Aklım sende kaldı. İyi olduğunu bilsem de yanına gelip sana dokunamamak beni yoruyor. Yatmak üzere olduğuna bahse girebilirim. Hep 12.25'te yatağa girersin. Sana iyi geceler dilemek istedim. Lütfen sen de bana iyi geceler dile yoksa çok üzülürüm. Seni seviyorum.
Biricik erkek arkadaşın
Olivia mektubu aynı sırıtmayla en az on defa okudu. Hemen masasına geçti, kağıt ve kalem çıkardı.
Merhaba biricik erkek arkadaşım,
Beni özleyeceğini biliyordum da bu kadar erken beklemiyordum. Dalga geçiyorum, ben de seni çok özledim. Ben bugün 15 yaşında bir çocuk gibi davranıyordu. Annemler de geç saate kadar gelmediler. Rahat bir akşamdı anlayacağın. Ben korkmam gereken bir şey olmadığını, beni koruyacağını söyledi. Beni çok iyi tanımışsın, yatmak üzereydim. Ağlamaman için sana iyi geceler diliyorum.
Biricik kız arkadaşın
Olivia cennete mi düşmüştü anlamıyordu. Durumlar ne kadar kötü olursa olsun onu iyi hissettiren insanlara sahipti ve bu pahabiçilemez bir nimetti. Varlığına pek de inanmadığı Tanrıya sessizce teşekkür etti ve yatağına yatıp peluş köpeğine sarıldı.
"Olivia! Kalk hadi! Anca hazırlanacaksın." Ben'in sesiyle uyandı. Küfrede küfrede banyoya ilerledi vr yüzünü soğuk suyla yıkadı. Ne hazırlanacaktı ki? Bir de süslenecek miydi? Hem ne giymesi gerekiyordu? Kapısını açtı ve koridora bağırdı. "Hey Ben! Günaydın, nasıl bir şey giymem gerekiyor?" yalandan tatlı bir heyecanı varmış gibi yaptı. Tatlı Olivia korkusunu heyecana çevirmede Oscar hak ediyordu. Ben odasının kapısını açtı ve kardeşine gülümsedi. "Günaydın, bakıyorum da heyecanlısın." Olivia başını salladı. "Biraz ciddi giyinmelisin. Yani o değişik desenli croplar, koca pantolonlar, yırtık çoraplar falan olmaz." Olivia güldü. "Sağol." kapısını kapadı ve hazırlanmaya başladı.
Siyah bir elbise giyip üzerine paltosunu geçirdi. Saçını at kuyruğu yaptı ve stilettolarını ayağına geçirdi. Yüzüne renklendirecek kadar makyaj yaptı ve odasından çıktı. Kapıyı kitlemeyi de ihmal etmedi.
"Hazır mısın?" diye sordu Ben. Olivia ağır ağır başını salladı. Artık her tarafında ölüm yiyenlerin olduğu bir odadaydı.
____________________________________
•Selamm!! Olaylar artık ilerleyecek. Yoksa konu çok uzayacak.
•Finali hazırladım. Yani daha finale çok var ama ana fikir hazır.
•Oy vermeyi unutmayınn
•Akhilleus'un Şarkısı kesinlikle hepinizin okuması gereken bir kitap aşırı güzel okuyun okutturun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret | Sirius Black
Fanfiction! Kitabın başlarındaki yazma stilim pek iyi değil, bölüm sayısı arttıkça gelişiyor. Oğlan dilini kızın boğazına geçirince genç kız uzaklaşmaya çalıştı. "Sirius... biz yapamayız. Beraber gözükmemeliyiz." genç adam kendini tutamıyordu. Kızın boynunu d...