27 | Graduation

1.5K 100 37
                                    

"Mezun olacağız ha?" dedi Sirius. Bu bir soru değildi sadece inanamadığı bir şeyi idrak etmeye çalışıyordu. "Öyle." dedi Olivia hüzünle gülümseyerek. Burada çok şey yaşamışlardı ve veda etmek sandıklarından daha zor oluyordu.

Sirius kız arkadaşına arkadan sarıldı ve açık boynuna bir öpücük kondurdu. "Burayı özleyeceğim." diyerek iç çekti genç kız. "Ben de özleyeceğim, ama sürekli ziyarete geliriz değil mi? Bizden kurtulamazlar." dedi Sirius boş yatakhaneye bakarak. Olivia gülümsedi. "Kurtulamazlar."

Kapı açıldı ve Remus içeri girdi. "Valizleriniz hazır değil mi? Dumbledore herkesi Büyük Salon'a çağırıyor. Hadi." Sirius başını sallayıp yatağın üzerinde duran eşyalarını aldı. Olivia'nın elini tuttu ve aşağı indiler.

Salonda bayram neşesiyle karışık hüzün vardı. Gryffindor masasında Lily Evans yüzüğünü herkese gösterip kocaman gülümsüyordu. James ise nişanlısının yanında ona 'Evans sana bakmaz.' diyen herkese dil çıkarıyordu.

"Hala nişanlandıklarına inanamıyorum." dedi Olivia. Lily ve James ile flört aşamasını bırakıp sevgili olmuşlardı ve James'in "Savaşta ne olacağımız belli değil. Beklemeye gerek yok." açıklamasıyla nişanlanmışlardı. Her şey çok yeniydi. Dün gece nişanlanmışlardı ve şimdi sıra herkese göstermekteydi.

Olivia erkek arkadaşının yanağından öpüp Slytherin masasında kendine ayrılan kısma oturdu. Bir yanına Regulus diğer yanında Betty vardı. Masalardan sesler yükselirken Dumbledore görüldü.

"Sevgili öğrencilerim, buraya geldiğinizde küçücük çocuklardınız ve şimdi mezun oluyorsunuz. Bugün hem duygusal hem güzel bir gün. Artık kendi evlerinizde, kendi işlerinizde, kendi ayaklarınızda duracaksınız. Hogwarts sizin için her zaman bir yuva olacak. Kapılarımız size her zaman açık. Hepinize hayat boyu mutluluk diliyorum."

Dumbledore'un konuşması bitince Mcgonagall hızla Gryffindor masasına ilerledi. Dolu gözleriyle Çapulcular'ın daha önce görmediği bir şekilde gülümsüyordu.

"Profesör." dedi James sırıtarak. Mcgonagall hızla ona sarıldı. Sonra Sirius, Remus ve Peter'ı da çağırdı. Ayrılınca ilk James'e ilerledi.

"James, burayı savaş alanına çevirdin. Aldığın cezalar sayesinde okul pırıl pırıl oldu. Yapabileceğin bütün haylazlıkları yapıp Slytherinleri delirttin. Şimdi ise kocaman adam oldun. Mezun oluyorsun hatta evleniyorsun! Tebrik ederim. Dikkat et Evans, zorlu bir serüven seni bekliyor." dedi ve oğlana yine sarıldı. James ise dolu gözlerini silmeye çalışıyordu. "Buraya geldiğimizden beri en sevdiğim profesör sizdiniz. Bize her zaman annelik yaptınız. Sizi seviyoruz profesör." dedi gözlerini silerek.

Mcgonagall sonra Sirius'a ilerledi. "Slytherinlere yapmadığınız işkence kalmadı, onlara burayı cehennem ettin. Sonra Slytherinli bir güzele aşık oldun. Hala büyüdüğüne inanamıyorum Sirius. Çok başarılı bir seherbaz olacaksın." Sirius uzun yıllar boyunca ona annelik yapan tek kadına sarıldı. "Sizi çok seviyorum profesör. Annem bile bana hayal kırıklığı derken siz yanımda oldunuz. Hakkınızı ödeyemem."

Yavaşça Remus'un önünde durdu. "Sen, sen Remus. Sen bunlardan hep farklıydın. Her zaman çalışkan ve sakin bir öğrenciydin. Şakaların ana fikrinin senden çıktığını biliyorum. James onları asla düşünemezdi." dedi gülerek. "Sana başarılar dilememe gerek yok. Sen zaten her zaman başarılı olacaksın." Remus'a da sarıldı ve son olarak Peter'ın yanına geldi.

"Mutfağın yerini nasıl bulduğunuzu hiç sormayacağım. Binamıza hep neşe kaynağı oldun. Aralarındaki en Hufflepuff olabilecek kişi sendin." diğerlerine döndü. "Remus bir Ravenclaw olurdu, James yine Gryffindor seçilirdi, Sirius aile geleneklerine uyarak Slytherin seçilirdi ve Peter da Hufflepuff olurdu. Siz birleşerek Gryffindor oluyorsunuz. En güzel özelliklerinizden." Peter'a da sarıldıktan sonra diğer öğrencilerle ilgilenmek için gitti.

"Mcgonagall'ın beni ağlatacağı hiç aklıma gelmezdi." dedi James gözlerini silerken. "Ulan ya binayı falan boşverin bu kadını özleyeceğim." dedi Peter. Mcgonagall 7 yıl boyunca hepsine anne olmuştu ve sanki kendi oğullarıyla vedalaşıyormuş gibi hissetmişti.

Günün devamı normal geçti. Trene binip evlerine döndüler.Olivia kendi evine gitti, Lily ve James sonunda ayrı eve çıkıyorlardı. Peter, Peter da kendi halinde takılıyordu. Sirius eğer Olivia olmasaydı bu üçlüyle bir eve çıkmak isterdi ama şimdi tek istediği vanilya kokulu sevgilisiyle kalmaktı.

Şimdi kendi evine gidiyordu. İki aydır ölüm yiyenler arasında ajanlık yapıyordu. Sonunda ailesinin istediği bir evlat olduğunu düşünüyorlardı. Eve dönmeyi hiç istememişti. Ama Dumbledore ölüm yiyenlerin arasına girip Potterlar ile kalırsa mantıklı olmayacağını söylemişti. Aslında Olivia ile eve çıkabilir, ona evlenme teklifi edebilirdi. Ne kendi ailesi, ne Olivia'nın ailesi karşı çıkardı bu duruma. Sonunda evlenir, bir evde yaşamaya başlarlardı. İstediği çoğu şeyi elde etmiş olurdu. Bunu niye yapmıyordu bilmiyordu. Olivia ile iki senedir beraberlerdi ve evlenme teklif etse kızın hayır diyeceğini düşünmüyordu. Niye etmiyordu ki? Edebilirdi, edecekti. Olivia'ya güzel bir akşam geçirttirecek sonunda da evlenme teklifi edecekti. Böylece Macmiller ve Black ailesi Sirius'un bu konuda ciddi olduğunu öğrenecekti. Evet, bunu yapacaktı.

Eveeet sonraki bölüm evlenme teklifi. Bu savaş işine pek girişmek istemiyorum tatsız olaylara gerek yok. Yani işin içindeler ama buraya pek anlatmauacağım sadece özet geçeceğim.

The Secret | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin