"Oldu mu? Yakışmadı sanki ya." diye ofladı Olivia. Üzerindeki gelinliğe bakarken.
Gelin odasında ayrı bir telaş vardı. Lily karnındaki bebek yüzünden baş nedime olarak yardımcı olamadığı için mutsuzdu ve makyajını yapmaya çalışıyordu. Marlene elbisesine sos dökmüştü ve onu çıkartacak doğru büyüyü arıyordu. Mary ise tam olarak hazır olan tek kişiydi ve Olivia'yı güzel olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyordu.
"Hayır melek gibisin Livia. Sirius görünce dili tutulacak." dedi Lily rimelini sürerken. Marlene de gözleriyle ona katıldığını belli etti.
Olivia kendine bakmaya devam ederken kapı çaldı. "Mary açabilir misin?" esmer cadı başını salladı ve kapıyı açtı. Regulus.
"Olivia'yı görmeye geldim ama." odanın içine baktı. "Burada da bir kriz yaşanıyor herhalde." Lily kaşlarını çattı. "Ne krizi? Yine mi James?" Regulus bıkkınlıkla nefes verdi. "Yine Sirius'u başkasına yar edemem diyip ağlamaya başladı."
Kızlar gülerken Regulus sabahtan beri verdiği uğraş sonucu yorgun düşmüştü. Bir süre öylece gözlerini kapatıp olduğu yerde durdu. Sonra açtı ve en yakın arkadaşına baktı.
"Siktir."
Olivia gözlerini kapadı. "Çok kötü, değil mi?" Regulus olumsuz anlamda başını salladı. "Olivia. Tanrım. Mükemmel gözüküyorsun. Aptal Sirius seni görünce kalp krizi geçirecek." dedi gülümseyerek. Hızlı adımlarla yanına geldi ve ona sarıldı.
"Birazdan James gibi ağlamaya başlayacak." dedi Marlene gülerek. Regulus gözlerini sildi. "Ne alakası var be?" Olivia göz devirdi ve kalan makyajını tamamlamaya koyuldu.
"Lils, konuşmalıyız." dedi Regulus ve eliyle onun belini tutup yürümesine yardım etti.
"Noldu? Konuklarla ilgili bir şey mi?" Regulus başını salladı. "James ağlamasaydı o konuşacaktı da. Neyse, Slytherin ve Gryffindorlar biraz yakın gibi. Sonunda kavga çıkmasın?"
Lily hızla düğün alanına ilerledi. Kaşlarını çattı. Slytherin ve Gryffindorlar yakın değildi ki? Arkasını dönmesiyle dibinde duran ve çapkınca James ile göz göze geldi. "Kendi karını mı öldürmeye çalışıyorsun James?" Oğlan güldü ve arkadaki elinden bir demet çiçek çıkardı.
Kızıl cadı gülümsedi ve çiçekleri aldı. "Regulus'u da kendinize benzettiniz." dedi. James'in göğsü gururla kabardı. "Bebeğim nasıl?" diye sordu Lily'nin karnını tutarak.
"Oldukça iyiyim aşkım." dedi Peter sırıtarak. "İki dakika düzgün baba olalım diyoruz onun da içine sıçıyorsunuz yani." diyerek ofladı James. Peter gülümseyerek Lily'nin karnına eğildi.
"Selam dostum! Şimdi inanması güç bir şekilde Sirius amcan evlenecek! Hem de düşman bildiği binadan bir kızla! Ama o öyle bir kız değil sakın yanlış anlama. Çok tatlı bir kız. O da seni çok seviyor, tıpkı hepimiz gibi. Sirius amcan ona sahip olduğu için çok şanslı."
Lily gözlerini kırpıştırdı. "Rüyada mıyım?" Peter kaşlarını çattı ve ayağa kalktı. "James yine neden ağlıyorsun oğlum? Lily iyi misin?" korkuyla onlara baktı. "Yanlış bir şey mi dedim yoksa?"
James olumsuz anlamda başını sallayıp ona sarıldı. "Bu... sadece çok duygusaldı dostum." Lily başını salladı. "İlk defa ciddi bir şey dedin P. Ve gerçekten güzeldi." Peter zaferle sırıttı. "Kendimle gurur duyuyorum."
"Hadi aptallar! Seremoni başlayacak!" diye seslendi Remus. James eşinin koluna girdi, diğer kolunu da Peter'ın omzuna attı. "Sirius gerçekten evleniyor, değil mi?" diye sordu hülyalı hülyalı. "Sen de evlendin Çatalak. Hem karın da hamile. Sirius'a ettiğin ihanetlerin haddi hesabı yok." dedi Remus sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret | Sirius Black
Fanfiction! Kitabın başlarındaki yazma stilim pek iyi değil, bölüm sayısı arttıkça gelişiyor. Oğlan dilini kızın boğazına geçirince genç kız uzaklaşmaya çalıştı. "Sirius... biz yapamayız. Beraber gözükmemeliyiz." genç adam kendini tutamıyordu. Kızın boynunu d...